12.11.2020 - 16:03 | Son Güncellenme:
Kıl dönmesi, vücudun herhangi bir bölgesine ait olan kılların (saç kılları, sırt kılları…) döküldükten sonra bu kılların tutunabileceği vücudun girintili olan başka bir bölümünden deriyi delerek içeri girmeleri sonucunda oluşur.
Kıl dönmesi vücudun girintili olan birçok yerinde görülebilir. Terlemenin fazla olması, hijyenin az olması, kilolu olma veya kaykılarak oturma gibi faktörler kılın deriye girişini kolaylaştırarak kıl dönmesi oluşumunu kolaylaştırır.
Kıl dönmesinde genetik faktörler de önemlidir; anne veya babasında kıl dönmesi olanlarda daha fazla görülür. Çok fazla kıllı olan ve kıl yapısı sert olanlarda da sık yaşanan bir sorundur.
Maalesef kıl dönmesi hastalığı ve tedavi yöntemleri ile ilgili doğru olarak bilinen birçok yanlış bilgi var. Peki, bunlar neler?
Kıl dönmesi erkeklerde 3 kat daha fazla görülmekle birlikte her iki cinste de görülür.
Kesinlikle doğuştan değil, sonradan olma bir hastalıktır. Vücudumuzun herhangi bir yerine ait olan kıl vücudumuzun girintili olduğu başka bir alanda deriyi delerek içeriye girmesi sonucunda burada bir enfekte tünel oluşturur ve bu ilerleyerek o bölgede enfekte kıl kesesine dönüşür.
Kıl dönmesinin en sık görüldüğü yaş dilimi 15-25 yaş arası olmakla birlikte her yaşta görülebilir.
Kıl dönmesi vücudun girintili olan birçok yerinde görülebilmektedir. Mesela göbekte, parmak aralarında, boyunda ve koltuk altında.
Doğru: Kıl dönmesi bulaşıcı bir hastalık değildir; bir alandan diğer başka bir alana sıçramaz. Sadece bir bölgesinde kıl dönmesi olan birinin başka bir yerinde kıl dönmesi meydana gelme riski daha fazladır.
Kıl dönmesi oluştuktan sonra genellikle tedavi olmadan yani kendiliğinden iyileşmez. Hatta zamanla daha geniş alana yayılır.
Günümüzde kıl dönmesinin bir sürü farklı tipi ve formu vardır. Dolayısıyla hepsinde tek çeşit ameliyat tedavisi doğru tedavi değildir. Kıl dönmesi günümüz teknolojisinde lazer, radyofrekans gibi yöntemlerle de tedavi edilebilir.
Tedavi edilen kıl dönmesinin büyüklüğüne göre ve yapılan tedavi şekline göre değişmekle birlikte hastalar aynı gün veya ertesi gün hastaneden taburcu olurlar. Bir aksilik olmadığı takdirde 10-15 gün içinde çalışmaya başlayabilirler.