17.09.2020 - 13:10 | Son Güncellenme:
Kadınlar arasında en sık görülen kanserler arasında yer alan rahim ağzı kanseri nedeniyle dünyada her iki dakikada bir kadın hayatını kaybediyor.
Human Papilloma Virüsü (HPV) ise rahim ağzı kanseri oluşumunda önemli bir risk faktörü olup, rahim ağzı kanseri, Pap Smear tarama testiyle klinik belirti vermeyen hücresel değişimlerin olduğu kanser öncesi dönemde dahi tespit edilebiliyor. Bu sayede kanser öncesi dönemde tedavi olanağı doğuyor.
21-65 yaş arası tüm kadınların, düzenli olarak yani 3 yılda bir Pap Smear testi, ya da HPV ile birlikte smear testini (co-test) 5 yılda bir yaptırarak yeterli önlem almış olmaları gerekiyor.
Risk faktörü taşıyorsanız veya test sonucunda sorunlu hücreler görülmüşse bu testin doktorun uygun gördüğü aralıklarda tekrarlanması ya da kolposkopi yapılması gerekiyor.
Özellikle kendilerinde yumurtalık kisti veya rahminde miyomun varlığını öğrenmiş kişilerin, kontrol muayenelerini aksatmamaları gerekiyor. Ayrıca herhangi bir şikayeti olmasa bile kırk yaş sonrası her kadının yılda bir kez jinekolojik muayene ve ultrason muayenesi yaptırması gerekiyor.
Esasen jinekolojik muayenenin bir parçası haline gelen ultrasonografide hızlı büyüyen miyomların sarkom denilen kötü huylu tümöre dönüşme olasılığının değerlendirilmeleri mümkün oluyor. Yine aynı zamanda rahim ve yumurtalıklar ayrıntılı olarak incelenebiliyor ve böylece şüpheli bir kitle tespit edilmesi halinde ileri tetkik ve incelemeler yapılıyor.
Yumurtalık kanserinin kadınlarda her yaş grubunda ortaya çıkabilen bir kanser türü olsa da, hastalığın görülme sıklığı menopoz sonrası ileri yaşa bağlı olarak artıyor.
Erken evrede belirti vermeyen ancak muayenede tanısı konulduğunda tedavisi çoğu zaman mümkün olan yumurtalık kanseri, tanısı geciktiğinde ise, tedavi süreci de uzayabilen ölümcül bir hastalık haline gelebiliyor.