31.07.2024 - 13:43 | Son Güncellenme:
Türk toplumunda un ve ekmek kutsaldı. Ekmek, sofralarda mutlaka olurdu. Ekmekler kadınlar tarafından yapılır ve uzun süre tüketilirdi. Yemeklere başlamadan önce de sıcak çorba içilirdi. Yemek sonrasında ise kuru meyvelerden yapılan hoşaflar ikram edilirdi. Türk milletinin uzun süreli sağlığının sırrı da bu beslenme kültüründen geliyordu.
Göçebe hayatın etkisiyle et ağırlıklı yemekler tüketen eski Türkler, hayvanın her bölümünü değerlendirmekteydi. Özellikle bağırsakları, hiçbir şekilde ziyan etmeden bağırsak dolması, mumbar ve sucuk ile tüketirlerdi.
Kokoreç hayvan bağırsağından yapılma, çok faydalı içerikleri olan, bol kolajen ve vitamin kaynağı Anadolu’ya özgü yemeklerden biri. İçeriğindeki kas ve bağ dokusu eklem ağrılarına iyi gelir. Kadınlarda kırışıklık önleyici estetik girişimler ve mezoterapide kullanılan bazı vitamin ve mineraller de kokoreçte bulunur.
Kokoreç, hayvansal yağ dokusunda omega-3 ve omega-6 gibi kalp damar sistemindeki hastalıklara karşı koruyucu etkisi olan yağ asitlerini de barındırır. Eksikliğinde gece körlüğü, kısırlık, kanama bozuklukları, diş çürümesi, eklem sıvısı eksilmesi gibi hastalıkların oluşumuna yol açan A, D, E, K vitaminleri açısından da zengindir. Vitamin ve mineral açısından fazlasıyla zengin içerikli bir besin olduğundan günlük vitamin ve mineral ihtiyaçlarını tam olarak karşılar.
Devlet için kesilen hayvanlarda bir özellik dikkat çeker. Kesilen hayvanın beyni devlet büyüğüne sunuluyordu. Beyni sadece devlet büyüğü yiyebilirdi. Ev için kesilen hayvanlarda da beyin eti aile babasına ikram ediliyordu. Kebaplar, kavurmalar ve yahniler yine eski Türklerde sıkça tüketilen et yemeklerindendi.
Beynin içinde karbonhidrat bulunmuyor. Bol miktarda protein içerir. Vücudun en önemli ihtiyaçlarından biri olan omega 3, kuzu, inek ve keçi gibi hayvanların beyninde, balıkta bulunandan 3 kat daha fazla. Beyin, 20 yaşından sonra vücutta üretimi azalan kolajeni de sağlamaya destek oluyor. İçerdiği vitaminler sayesinde kanserli hücrelerin oluşmasının ve yayılmasının önüne geçen beyin, yüksek miktarlarda B12 içermesiyle de ileri yaş hastalıklarının ortaya çıkmasını engelliyor.
Beyin taze olarak tüketilmeli ve tek seferde 50 gramdan fazla tüketilmemeli. İçerisinde bulunan çinko ile bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden, yaraların çabuk iyileşmesini sağlıyor. Aynı zamanda 100 gram beyinde, 170 mg çinko bulunuyor ve bu da vücudun ihtiyacı olanın yüzde 20'sine denk geliyor.