30.03.2025 - 11:42 | Son Güncellenme:
Günlerce aç kalmaya alışan mideye bayram sabahı birden bire ağır bir yük bindirmek, mide yanması, şişkinlik ve sindirim sorunlarına yol açabilir. Güne hafif, sade ve dengeli bir kahvaltıyla başlamak en doğrusudur. Peynir, zeytin, haşlanmış yumurta, taze sebzeler ve birkaç dilim tam buğday ekmeğiyle hem tok tutan hem de mideyi yormayan bir öğün hazırlanabilir.
Bayram denildiğinde hepimizin zihninde envai çeşit şerbetli tatlılar belirse de, sınırsız ve kontrolsüz bir tatlı tüketiminin herhangi bir kronik hastalığımız olmasa dahi çeşitli problemlere yol açabileceği unutulmamalı. Tatlıyı fazla kaçırmak kan şekerini bir anda yükseltip sonra hızla düşmesine neden olabilir. Bu da halsizlik, çarpıntı, baş dönmesi gibi şikâyetlere yol açabilir. Mümkünse bir küçük porsiyonla yetinmek ya da daha hafif seçenekleri,örneğin sütlü tatlıları tercih etmek sağlığımız açısından çok daha uygundur. Burada ikram kabul eden misafirler kadar, ev sahiplerine de fazla ısrar etmemek noktasında bir görev düşmekte. İkramlarımız kahve ya da meyve gibi alternatifler ile çeşitlendirilebilir.
Bayram sofralarında kavurmalar, börekler, kızartmalar sıkça yer bulur. Ancak bu yiyecekler özellikle kalp-damar sağlığı açısından risk oluşturabilir. Yağ oranı düşük, fırında veya haşlama olarak pişirilmiş yemekler hem daha hafif hem de sindirimi daha kolaydır. Sofralarda sebze yemeklerine, salatalara da mutlaka yer verilmelidir. Renkli sebzeler ile renkli ve zengin sofralar hem gözümüze hem sağlığımıza daha hoş gelebilir.
Ramazan boyunca sınırlı zaman diliminde su içmeye alışan vücut, bayramla birlikte bu dengeyi yeniden kurmalıdır. Günde en az 8-10 bardak su içmek, sindirimi kolaylaştırır, halsizliği önler ve vücudun kendini toparlamasına yardımcı olur. Çay ve kahvenin fazla tüketimi su ihtiyacını karşılamaz, muhakkak ekstra sut tüketmeliyiz. Susuz bir diyetin böbrekler açısından büyük risk oluşturduğunu akılda tutmak gerek.
Bayram, sadece yemekle değil; paylaşmakla, gönül almakla, birlikte olmakla anlam kazanır. Sofralarımızda da bu ölçü ve denge ruhunu koruyabilirsek, hem kendimize hem de sevdiklerimize gerçek bir bayram yaşatmış oluruz. Aşırıya kaçmadan, hem nefsimizi hem bedenimizi doyuran sofralar kurmak en büyük bayram güzelliğidir.