Turizmin geleceği sürdürülebilirlik

İSMAİL ŞAHİN- Turizm sektörü, dünyanın ekonomik ve kültürel kalkınmasında kritik rol oynuyor. Bu dinamik sektörde, yenilikçi yaklaşımlar ve sürdürülebilirlik odaklı stratejilerle fark yaratan liderler, turizmin geleceğine de yön veriyor. Kerem Demirkol, ‘devre tatil sistemi’nin uluslararası alandaki öncülerinden Hapimag’da sürdürdüğü kariyer yolculuğuyla bu liderlerden biri olarak öne çıkıyor.

Ocak 2025 itibariyle Hapimag’ın ‘Güney Ülkeleri Tatil Köyü Operasyonları Müdürlüğü’ görevini üstlenerek şirketin operasyon alanında en üst düzey yöneticilerinden biri olan Demirkol, global perspektifle Türkiye’den çıkan başarı hikâyelerini uluslararası platformlara taşıyor. Demirkol’la turizm sektörünün günümüzde geldiği noktayı, sürdürülebilirliğin sektörün geleceğindeki önemini ve Hapimag’ta gerçekleştirdikleri çalışmaları konuştuk...

Öncelikle Hapimag’daki yeni görevinizden bahseder misiniz? Bu pozisyonun global önemi nedir?

Ocak 2025 itibariyle Hapimag’da ‘Güney Ülkeleri Tatil Köyü Operasyonları Müdürü’ olarak görev yapmaya başladım. Yaklaşık 30 yıldır Hapimag’da görev yapıyorum, son 3 yıldır Türkiye, İspanya, Portekiz, Yunanistan, İsviçre ve İtalya’daki operasyonlardan sorumluyum. Yeni görevle birlikte Güney’deki ülkelerindeki tatil köyleri operasyonlarının yanı sıra kurumsal yiyecek ve içecek birimleri ile eğlence aktiviteleri birimlerini yönetiyorum. Bu pozisyon Hapimag’da ikinci en önemli karar alma seviyesi. Bu görev, tüm ekibimizle birlikte turizmde sürdürülebilirlik ve yenilikçilik çizgisini korumamızı sağlayacak stratejik kararlar almamızı gerektiriyor.

Hapimag Sea Garden Resort Bodrum, sürdürülebilir turizmi öne çıkarıyor. Bu yaklaşımınızın temel unsurları neler?

Hapimag Sea Garden Resort Bodrum 1994’te, Bodrum’un eşsiz koylarından Yalıçiftlik’te, çam ormanlarının arasında, doğayı korurken Bodrum mimarisine sadık kalınarak inşa edilmiş örnek bir proje. Kuruluşundan bu yana ‘sürdürülebilir turizm’ anlayışıyla çalışan Hapimag Sea Garden’ın mottosunu, çevreye olan duyarlılığımız sebebiyle dört yıl önce ‘Doğadan ve denizden ilham aldık’ şeklinde güncelledik.

Sürdürülebilirliğe ekolojik, ekonomik ve sosyal olmak üzere bütünsel şekilde yaklaşıyoruz. Bunu, “Daha iyi bir dünya için daha çok mutlu insan” sloganıyla vizyonumuza da yansıtıyoruz. Bu kapsamda yıllardır sektörümüze örnek oluşturan yerel, doğal ve sürdürülebilir yaşamı destekleyen çalışmalara imza atıyoruz. Örnek vermem gerekirse:

Tesisimizde ‘Reverse Osmosis’ sistemiyle yılda 110 bin metreküp deniz suyunu arıtarak günlük işlerde kullanıyoruz. 200 dönüme yakın yeşil alanı bu sularla suluyoruz. Tesiste kullanılan suların arıtılmasından elde edilen su da (günlük yaklaşık 850 ton) bahçe ve çevre sulamasında kullanılıyor. Tesiste oluşan evsel nitelikle atık suları 650 ton/gün kapasiteli biyolojik atık su arıtma tesisimizde arıtıyor ve geri dönüştürüyoruz. Bu şekilde yılda yaklaşık 87 bin ton su arıtıyoruz. Magnezyum zengini su markamızla yer altı kaynak sularının korunmasına da katkı sağlıyoruz.

Tesisimize yıllardır çöp kamyonu girmiyor. Toplam dört noktada yemek atıklarını gömüye dönüştürüyoruz. Bu noktalardaki kompost makineleri aracılığıyla oluşturduğumuz gübre daha sonra bahçelerimizde ve zeytinliklerde kullanılıyor, artan gübreyi de çevre köylerdeki üreticilere dağıtıyoruz. Toplanan atık mutfak yağları biodizele dönüştürülerek geri dönüşüme katkı sağlıyoruz. Bunlara ek olarak personelimize de Atık Ayrıştırma Eğitimleri veriyoruz.

Tesisimizin ihtiyaç duyduğu elektriği kendi kaynaklarıyla üretmesi için devreye aldığımız fotovoltaik enerji üretimi tesisimizde üretilen yaklaşık 1.6 milyon kWh elektrik, yıllık elektrik kullanımımızın yaklaşık dörtte birine denk geliyor.

Mini bar, buzdolabı ve TV’lerin tamamı yüksek verimli ve az elektrik tüketen eko etiketli teknolojiye sahip ürünlerden oluşuyor. Çamaşır ve bulaşık makinelerimizde de su tasarruflu modelleri tercih ediyoruz. Tesis içinde kullanılan tüm araçlarımız da elektrikli. Tesis misafirlerinin tüketiminden arta kalan gıdaları Bodrum Belediyesi’ne göndererek kedi/köpek maması yapılmasını sağlıyoruz.

Ormanlık alan içerisinde yer alan tesisimizin kendine ait tam donanımlı bir itfaiye teşkilatı bulunuyor. 500 lt su, 60 kg köpük tankına sahip yangın söndürme aracı, 20 kişinin aynı anda yangına müdahale etmesini sağlayan donanım ve ekipmanla tesisin her noktasına 3 dakika içerisinde müdahalede bulunabiliyor.

Tesisimizin sürdürülebilirlik çalışmaları bugüne kadar Green Key, Green Star ve International Sustainability Award gibi ödüllere layık görüldü.

Türkiye'yi her zaman uluslararası turizm markası yapma hedefim oldu

Kariyer yolculuğunuzda Türkiye’nin önemi nedir?

1992’de sektöre ilk adım attığım gün Türkiye’nin turizm potansiyeline hayran kalmıştım. Hapimag Sea Garden Resort Bodrum’daki çalışma deneyimim, global düzeyde fark yaratacak stratejiler geliştirmeme önemli katkılar sağladı. Bugün bu birikimimi daha geniş coğrafyalara taşıyorum. Türkiye’yi her zaman uluslararası bir turizm markası yapma hedefiyle hareket ettim. Şunu da belirtmek isterim ki, Türkiye’nin zengin kültürel mirası ve doğal güzellikleri, global stratejilerimizi geliştirirken en büyük ilham kaynaklarımdan biri oldu.

Hapimag Sea Garden Resort Bodrum’un sadece turizme değil, önemli etkinliklere de ev sahipliği yaptığını biliyoruz. Bu konuya dair neler söyleyebilirsiniz?

Bodrum’daki tesisimiz, ulusal ve global etkinliklerle deneyimler sunuyor. Örneğin, Aquamasters Yüzme Yarışları ve Bodrum Cup Yelken Yarışları gibi organizasyonlara ev sahipliği yapıyoruz. Bunun yanında, 7 yıldır devam ettirerek geleneksel hale getirdiğimiz, doğal mirasımız zeytin ve zeytinciliğin önemini vurguladığımız ‘Sea Garden Hasat Günleri’ etkinliğimiz bulunuyor. Burada amacımız yerel ürün ve üreticilere destek olurken, yöresel lezzetlerimizi evrensele taşımak.

Son 30 yılda, 70’e yakın farklı ülkeden toplam 600 bin misafir ağırladık. Tesisimizdeki hem otel hem de devre tatil sistemini birleştiren modelimiz, misafirlerimize farklı bir deneyim yaşatıyor.

Türkiye’de 2024 yılında turizm sektöründe dikkat çeken başarılar elde edildi. Sizce bu ivme 2025 yılında da devam edecek mi?

Geçtiğimiz yıl Rusya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerden ülkemize gelen turist sayısında ciddi bir artış oldu. 2025’te bu başarının devam etmesi için sürdürülebilir ve yenilikçi projelerin ön planda tutulması gerektiğine inanıyorum. Sektörün dijital dönüşümü desteklemesi ve yerel değerlere önem vermesi de çok kritik.

Bugün dünyanın çeşitli noktalarında sürdürülebilir turizm örneklerinin giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin de uluslararası turizm trendlerini yakından takip ederek, global pazar içindeki yerini güçlendirmesi çok önemli.

Türkiye, son yıllarda sürdürülebilir turizm alanında önemli adımlar attı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, hazırladığı ‘Sürdürülebilir Turizm Stratejisi’ kapsamında çeşitli çalışmalar yürütüyor. ‘Mavi Bayraklı plaj’ ve ‘Yeşil Anahtarlı tesis’ gibi sertifikasyon programları yaygınlaşıyor. Kapadokya, Kazdağları ve Fethiye gibi destinasyonlar, sürdürülebilir turizm uygulamalarıyla öne çıkıyor. Bu bölgelerde ekoturizm, agroturizm ve gastronomi turizmi gibi alternatif turizm türleri de gelişiyor.

Sürdürülebilir turizmin Türkiye’de daha da gelişmesinin önünde halen çeşitli engeller mevcut. Turizm kaynaklı çevre kirliliği, atık yönetimi ve yerel halkla yaşanan problemler gibi sorunlar çözüme kavuşturulmayı bekliyor.

Türkiye sürdürülebilir turizm alanında önemli bir potansiyele sahip. Bu alandaki gelişmeler, çevrenin korunmasına, yerel kalkınmaya ve turizm sektörünün uzun vadeli başarısına önemli katkıda bulunacak. Sürdürülebilir turizmin yaygınlaşması ve bu alandaki yatırımların artması için tüm paydaşların aktif katılımı gerekiyor.

Global turizm trendleri Hapimag’ın stratejilerini nasıl etkiliyor?

Pandemi sonrasında sürdürülebilir ve alternatif turizm trendlerine olan talep hızlı şekilde artış gösterdi. Ekoturizm, agroturizm ve gastronomi turizmi gibi alanlar günümüzde oldukça popüler hale geldi. Hapimag olarak bu trendler konusunda kendimizi daha da geliştirerek sektörümüze örnek oluşturacak yenilikçi çözümler üretiyoruz. Tesislerimizde özellikle yerel gastronomi ve çevresel duyarlılığı birleştiriyoruz.

Sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamında yerel üretimi desteklerken, bu ürünleri mutfaklarımızda hazırlanan yemeklerle misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz. Bölgemizin bir diğer yerel lezzeti olan Bodrum mandalinasından üretiğimiz reçelleri misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz, ayrıca her yıl 7 - 8 ton mandalina suyu hazırlıyoruz. Tesis yakınlarındaki Karaova bölgesinden aldığımız Karakılçık unu ile ekşi mayalı, katkısız ekmekler hazırlıyoruz. Yine tesis içerisindeki keçiboynuzu ağaçlarından topladığımız keçiboynuzlarını da kurabiye ve tatlı yapımında kullanıyoruz. Yakın zamanda kuracağımız arı kovanları sayesinde de bal üretimine başlayacağız.