01.12.2024 - 04:23 | Son Güncellenme:
MASHABLE TÜRKİYE
Apple'ın kurucularından Steve Jobs tüm zamanların en büyük yenilikçilerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak henüz 56 yaşındayken hayatını kaybetmesinin ardından dehasının anahtarı da onunla birlikte kayboldu mu? Apple CEO'su ve Steve Jobs'un öğrencisi olan Tim Cook, Jobs'un kendisine aktardığı ve "Apple'ı başarıya götüren sırları" anlattı.
Mashable Türkiye'de yer alan habere göre, Wall Street Journal'a bir röportaj veren Cook, uzun zaman akıl hocası olan teknoloji efsanesinden öğrendiği en büyük dersin "açık fikirli olmayı öğrenmek" olduğunu dile getiriyor. Cook, Jobs'un kendisine "geçmiş görüşlerine bağlı kalmamayı ve yeni kanıtlar sunulduğunda fikrini değiştiremeyecek kadar gururlu olmamayı" öğrettiğini söylüyor.
Açık olmanın gücüne inanan tek kişi elbette Jobs değildi; bilim insanları da bu özelliğin hayatınızı iyileştirmenize yardımcı olabileceğini ifade ediyor. Röportajda Cook aynı zamanda Steve Jobs'un kendisine meydan okuyan insanlarla birlikte çalışmanın önemini sürekli olarak vurguladığını da aktarıyor:
"İlk başta bu durum beni biraz şaşırttı ama sonra çok sevdim. Bunun harika bir beceri olduğunu fark ettim. Çok az insan bu beceriye sahip zira insanlar eski görüşleriyle adeta evleniyor."
Jobs, genellikle kendi özgün fikirlerinin peşinden koşan bir yenilikçi olarak hatırlansa da Cook, onun en büyük gücünün diğer görüşleri dinleme yeteneği olduğunu söylüyor ve "Benim birçok konudaki fikrimi değiştirdi ve kendisinin de birçok konudaki fikrini değiştirdi" şeklinde konuşuyor.
Kilit nokta: Tartışma
"Tartışmayı severdi. Gerçekten en iyi fikre sahip olduğunuzda her zaman fikrini değiştirebilirdiniz" diyen Cook, Apple'daki ilişkilerinin bu kadar iyi yürümesinin nedenlerinden birinin, Jobs'la birbirlerinin fikirlerini sık sık değiştirmeleri olduğunu söylüyor.
Ancak bu becerinin işe yaradığı tek yer eski akıl hocasıyla olan ilişkileri değildi. Cook fikirleri dinlemek konusunda işleri birkaç adım öteye taşımış. Sabah rutininden söz eden Cook, çok erken saatlerde kalktığını ve birkaç saat boyunca gelen e-postaları hızlıca incelediğini ifade ediyor. Bu e-postalar ağırlıklı olarak Apple kullanıcılarının geri bildirimlerinden oluşuyor.
Eleştirilerden rahatsız olmadığını dile getiren Cook, aksine 'şirketin nabzını tutmanın' önemli olduğunu düşünüyor:
"Nispeten kalın bir derim var, bu yüzden bunu içselleştirmeye çalışıyorum ve kendime 'Bu eleştiri doğru mu değil mi?' diye soruyorum. Hemen savunma kalkanını kurup neyi doğru yaptığımızı söylemiyoruz."
Cook, esnek ve açık olabilme yeteneğinin, hayatı bir bütün olarak yaşamak için önemli olduğunu düşünüyor. "Hayatın, sizi iyi hazırlanmış bir plandan alıkoyma gibi bir özelliği var. Bence en önemli şey, bu duruma ayak uydurmak ve kapılar açıldığında bunu fark edip geçeceğiniz kapıyı seçebilmek" diyen deneyimli CEO, aslında (muhtemelen) farkında olmadan önemli bir psikolojik özelliği tarif ediyor.
'Açık' olmanın faydası çok
Mashable Türkiye'nin bu konu bağlamında Daily Mail'den aktardığına göre, açıklık, psikologların kişiliğimizi ve dünyaya yaklaşımımızı anlamak için kullandıkları "beş büyük kişilik özelliğinden" biri. 2023 tarihli bir makalede şöyle tanımlanıyor:
"Açıklık, bir kişinin yeni deneyimler arama ve önceki deneyimlerinden veya yerleşik tercihlerinden farklı fikirleri, değerleri, duyguları ve hisleri keşfetmeye istekli olma eğilimi ile karakterize edilir."
Yapılan araştırmalar, yüksek düzeydeki açıklığın yaratıcı düşünme ve 'alışılmışın dışında' çözümler üretme yeteneğinde artışla bağlantılı olduğunu ortaya koymakta.
Benzer şekilde, daha açık görüşlü olan kişiler daha fazla uyum sağlama yeteneğine de sahip olabiliyor ve bu sayede belirsiz durumlarda daha kolay hareket edebiliyorlar.
Bu, Jobs'un kendi alışkanlıklarına takılıp kalmak yerine yeni bilgileri, fikirleri ve deneyimleri benimseme yeteneğini açıklamak için uzun bir yol olabilir. Ancak bilim insanları bu özelliğin sadece iş dünyasında değil, daha birçok açıdan önemli olduğunu söylüyor.
2018'de yayınlanan bir araştırma, daha açık görüşlü insanların fizyolojik düzeyde strese daha hızlı uyum sağladığını da ortaya koyuyor. Daha az açık fikirli bireylerle karşılaştırıldığında açık fikirli insanlar, başlangıçta strese daha güçlü tepkiler verirken zamanla daha az dramatik tepkiler göstermekte. Bu çerçevede araştırmacılar şunları ifade ediyor:
"Başka bir deyişle, görünen o ki açıklık düzeyi en yüksek olan kişiler, sunulan stresli deneyime yanıt verme konusunda esnekliğe sahip."
Teknoloji devinden yapay zeka tüyoları
Yapay zekânın iş yerindeki gücü giderek artıyor. Kimi şirketler için şimdiden çalışanların günlük iş akışını geliştirmeye katkı sağlıyor. Google'ın makine öğrenme, kuantum YZ ve bilim gibi alanları araştıran departmanı Google Research'ün yöneticileri, yapay zekâyı günlük yaşamlarında nasıl kullandıklarını Business Insider'a anlattı.
Mashable Türkiye'nin bu haberden aktardığına göre Google Research'ün Ürün ve Müşteri Deneyimi yöneticisi Katherine Chou, en çok Google'ın görsel tanımlama aracı olan Lens'i kullandığını söylüyor. Chou, Lens'i cildindeki sorunları araştırmak için kullandığını ve aracın kendisi kadar, aile üyeleri için de faydalı olduğunu belirtiyor.
Şirketin Strateji, Operasyonlar ve Tanıtım Başkan Yardımcısı Maya Kulycky de Lens'in "büyük bir hayranı olduğunu" söylüyor ve ekliyor: "Yakınlarda, Şikago'da çok güzel bir cadılar bayramı dekorasyonu gördüm ve Lens'i kullanarak, kaç liraya mal olacağını buldum."
Teknolojinin büyüsü
Google Research Başkan Yardımcısı Yossi Matias, en favori araçları arasında makaleleri sesli dinlemesine ve kimi sayfaları tercüme etmesine yardımcı olanlar olduğunu söylüyor. Matias, "ambient intelligence / ortam zekâsı" terimini de kullanıyor ve açıklıyor: "siz farkında bile olmadan işini yapan yapay zekâ."
Matias sözlerine şunu ekliyor: "Benim için en büyük ilerleme, nerede kullandığımıza dikkat etmediğimizde yaşanan. Ve bu bence teknolojinin büyüsü."
Ancak, konu yapay zekâ kullanımına gelince, teknoloji devini yönetenler bile kendilerine kimi sınırlamalar belirliyor.
Kulycky, otomatik düzeltme ve otomatik tamamlamanın, kullanmadan önce iki kez düşündüğü alanlardan biri olduğunu söylüyor. Her ne kadar aracı sevse de, önerdiği kelimeyi kullanmadan önce mutlaka kendisine "önerilen kelime, ifade ettiklerimi kendi kullanacağım kelimeden daha iyi açıklamaya yardımcı oluyor mu" diye sorduğunun altını çiziyor:
"Yoksa gerçekte, biraz tembellik edip, o kelimeyi kullanırsam, aynı anlamı taşımayacak mı? Ve bu şekilde konuşmamın doğasını ne kadar değiştirecek?"
Ayrıca bu aracı, daha "duygusal" alanlarda kullanmaktan çekindiğini de sözlerine ekliyor:
"Ben bir anneyim, 12 ve 14 yaşlarında iki oğlum var. Onlara ifade etmek istediklerim ile aramıza bir arayüz girmesini istemiyorum."
'İyi bir işaret'
Matias için teknoloji ve sanat meselesi "kalbine daha yakın." Kendisi yapay zekanın müzik ve yazı gibi alanlardaki evrimi konusunda iyimser olsa da, yapay zekanın üretim sürecinde kullanıldığına dair "iyi bir işarete" sahip olmasının da önemli olduğunu söylüyor.
Matias ayrıca, Google'ın yapay zekâsı Gemini'yi kontrol etmek için "kontrol özelliğini" kullandığını belirtiyor. Söz konusu araç, kullanıcıların Gemini Uygulamaları tarafından oluşturulan yanıttan benzer veya farklı içerik bulmak için Google Arama'yı kullanarak Gemini Uygulamaları'ndan aldıkları bilgilerin doğruluğunu kontrol etmelerine olanak tanıyor.