13.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Galeri / Miz yeni sergisinde genç sanatçı Nesli Türk’ün “Ritüel” isimli kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Beden ve etkileri üzerine çalışmalarıyla tanınan Nesli Türk, son sergisinde doğanın, buyruğun, şiddetin ve mitlerin izini sürüyor. Formları zorlayan boya sürüşüyle dikkat çeken sanatçının ilk imgesel durağı Euripides’in “Bakkhalar” adlı tragedyası oluyor. Bu tragedyadan ortaya çıkan eserler doğa ile insan arasındaki bitmeyen “tekrar”a odaklanıyor.
Nesli Türk’ün “Ritüel” resimlerinde bütün ikilikleri yıkma deneyimi kendini formsuzluğa vardıran formlarında da görünüyor. Hem desen çizimlerinde hem de yağlı boya eserlerinde sınırları geçirgen ve amorf hâllerin görünürlüğü “Bakkhalar” tragedyasıyla veya Dionysos düşüncesiyle uyumlu. Özellikle hem kara kalemle yapılmış hem renklendirilmiş “Ritüel I” ve “Ritüel II”, ayrıca karışık teknik “Pieta After Michelangelo” ve “İsimsiz-Poliptik” eserlerinde imgelerin kendi ekonomileri açısından çizgi, gölge ve rengin kullanımı başlı başına bir plastik öğreti sunuyor.
Geçmiş yapıtlarla diyalog
“Ritüel”in bedenin mitik kökenlerini yorumlama denemesi olduğunu belirten sanatçı, çıkış noktasının Batı edebiyatının kurucu metinlerinden “Bakhalar” ve son dönem etkileyici bir gerilim sineması örneği olan “Midsommar” filmi olduğunu söylüyor. Türk, klasik sanatın doruk noktası ve bir patlama gibi şehvetli Barok dönemin yolunu açmış Maniyerist üslubu başlatan Michelangelo referanslı resimlerinde beden ile klasik heykel arasındaki ayrımı bulanıklaştırmayı hedefliyor. Sanatçı “Rituel”i şöyle anlatıyor: “Sergi geçmiş yapıtlarla bir diyalog içinde işliyor. Serginin merkezinde yer alan, ‘Mayıs Kraliçesi Gece ve Gündüz’e Hükmediyor-May Queen Reigns Day and Night’ isimli büyük boyutlu triptik yoğun sembolik anlamlar içeriyor. Sağ ve sol kanatta Michelangelo’nun Medici Şapel’de Medicilerin mezarı için yaptığı heykellere- ‘Gece ve Gündüz’ alegorilerine göndermeyle oluşturulmuş olan resmin orta panosunda ‘kraliçe’ yer alıyor. ‘Ritüel-1’de bir kaide üzerinde bir çarpışma-patlama gibi iç içe giren figür grubu, serginin genelinde olduğu gibi Euripides’in ‘Bakkhalar’ trajedisine referansla bir tür ayin, şiddet unsurları içeren bir ritüel sergiliyor. Kaide burada keskin sınırları, kare ve gene ‘Ritüel-2’deki ring benzeri alan ile daire gibi ideal formları, düzeni, kültürü ve inşayı temsilen bulunuyor. Doğa, kültürün karşısıdır.” Sergi 29 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir.
‘Resmin hapsedilmesi tuhaf geliyor’
“Resmim bol kavramlı, cafcaflı çağdaş sanat (contemporary) düşünüldüğünde farklı bir yerde duruyor. Elbette ben de 20. yüzyıl modernizminden herkes gibi etkilendim. Ama resmin çağdaş ya da eski ikiliğine hapsedilmesi bana tuhaf geliyor. Boya, çizgi, dışavurumcu tavır, yayılan lekeler. Sadece çağdaş havuzuna sığmıyor. Elbette bu tavır koleksiyoner ve galeriler açısından belli zorluklar taşıyor. Ama bu tavrı dikkatle izleyen bir sanat dünyası da var. Bu beni mutlu ediyor. Yapıtlarımın ülkenin birçok koleksiyonerinde olması da sevindiriyor.”