Kültür SanatHisseli mutantlar sirki
Hisseli mutantlar sirki
03.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:
Hisseli mutantlar sirki
Resimli romanları sinemaya uyarlama furyasının bir örneği daha gösterimde: “X - Men". “Apt Pupil" ve “Olağan Şüpheliler" adlı filmleriyle sinemaseverlerin gözde yönetmenleri arasına katılan Bryan Singer’ın yazıp yönettiği film, belirli yönleriyle başarılı olmakla birlikte bazı zaaflara da sahip.
Dinamik aksiyonu, etkileyici oyunculuğu, yer yer büyüleyici yapım tasarımı ve sanat yönetimi, başarılı efektleriyle izlenmesi gereken filmler kategorisinde yer alıyor. Öte yandan, öyküye kolayca eklemlenebileceği halde bilimkurgu türünün felsefi boyutunu es geçilmesi, çok sayıda karakter kullanıp bir mutantlar sirkine döndürülmesi zihinlerimizde kalıcı iz bırakmasına engel oluyor.
Mutasyon ve önyargı
“X - Menöin ilk planı yağmur altında, çamura batıp çıkan ayaklar. 1944 yılında Auschwitz Toplama Kampı’ndayız. Alman askerleri tarafından anne babasından ayırılan Musevi çocuk canhıraş haykırırken, varlığından habersiz olduğu telekinetik gücünü harekete geçirir. Koca demir kapı teneke gibi büzülür. Film, günümüzden pek de uzak olmayan bir gelecekte sürer. On beş on altı yaşlarında iki genç muhabbetlerini bir öpücükle taçlandırır. Ancak delikanlının dudakları kızınkine değince cin çarpmışa döner. Marie, cin değil mutanttır.
İnsanoğlu evriminde yeni bir aşamaya gelmiştir. Ergenlikte, olağanüstü yetenekleri ortaya çıkmaktadır. Telekinetik güç, düşünce okuma, duvarlardan geçebilme, katı nesnelerin arkasını görebilme, çeşitli maddeleri ve enerji türlerini kontrol edebilme. Bazıları ise kurt, kurbağa, balık gibi canlılara benzemektedir. Filmimiz yalnızca evrenin merkezi ABD’deki gelişmeleri konu alır, doğal olarak. Meşhur meslektaşı McCarthy’yi örnek aldığından kuşku duymayacağımız Senatör Kelly, tehlikeli olduklarını varsaydığı mutantların fişlenmesini talep eder. Biri iyi biri kötü iki lider mutantları örgütleyip eğitmektedir.
Çok gelişmiş bir telekinetik güce sahip Charles Xavier, kurduğu okulda çoğu evden kaçmış mutant ergenleri barındırır. Çevresinde fırtına koparabilen Fırtına, gözlerinden lazer benzeri ışın saçan Tepegöz ve telekinetik Dr. Jean Grey ile birlikte onlara ders verir. Bir yandan da kötü lider, metallere hükmedip çevresinde manyetik alan yaratabilen Manyeto ve yardımcıları kurt adam Kazmadiş, adı üstüne Kurbağa ve her bedene girebilen Mistik ile planladığı kötülüklere engel olmaya çalışır.
Manyeto, bir başka özel yeteneği nedeniyle, öptüğü delikanlıyı komaya sokunca paniğe kapılıp kaçan, Rogue adını alan Marie’nin peşindedir. Rogue, iskeleti adamantiyumla kaplı, gerektiğinde pençelerini çıkarabilen Wolverine ile kader birliği yapmıştır. Dr. Xavier ve yardımcıları, onları Kazmadiş’ten kurtarır. Birlikte Manyeto’nun normal insanlara karşı düşmanca eylemlerini önlemeye çalışırlar.
Usta oyuncular etkili
“Uzay Yolu - Gelecek Kuşaköta Atılgan’ın kaptanı Jean Luc Picard’ı canladıran Patrick Stewart ve İngiliz oyunculuk geleneğinin usta bayraktarlarından Ian McKellen, performanslarıyla izleyiciyi etkiliyor. “Piyanoönun küçük kızı Anna Paquin, yaşından olgun görünümüyle sinemadaki çıkışını sürdürüyor. Hugh Jackman ise iki kere mutant ve amnezik Wolverine gibi garip ve karmaşık bir canlıyı gayet inandırıcı biçimde canlandırıyor.
“Yıldız Savaşları Bölüm 1: Hayalet Kötülük"ün en popüler karakteri, şeytani Darth Maul’u canlandıran Ray Park, uzun dilini silah ve üçüncü bir el gibi kullanabilen Kurbağa rolüyle bir kat daha popüler olacak.
Öte yandan Famke Janssen, rolünün gerektirdiği duyarlıktan yoksun. Robot gibi oynuyor. Halle Berry ise bembeyaz saçlar Afrika güneşine dayanıklı teninde güzel duracağı için Fırtına rolüne seçilmiş, herhalde! Tüm bu tipler, bulundukları mekânların ve kullandıkları araçların tasarımı göz kamaştırıcı. Ancak pek azı karakter olarak doğru dürüst tanımlanmış. Mutantları çeşitlendirerek izleyiciyi şaşırtıp eğlendirmeyi temel almış Bryan Singer. En azından onların olağandışı yeteneklerinden ve araç gereçlerinden aksiyonda hakkıyla yararlanabiliyor. Söz konusu sahneleri, özellikle Özgürlük Heykeli’nin içinde ve üstünde geçenleri, mutantlar sirkinin harika gösterileri gibi değerlendirebiliriz.
Xavier, Manyeto ve Senatör Kelly arasındaki diyalog denemeyecek konuşmalara biraz daha anlam katılsa, seksek oynar gibi ayrımcılık, tür totalitarizmi ve zenofobi konularına basmadan doğrudan popüler eğlencelik kutusuna atlanmasa gayet iyi bir film olacaktı “X Men". Ama bu haliyle de “Matrixöten aşağı kalmıyor.
“X - Men"
