23.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Hayatın en güzel renklerini çocuklar keşfeder. Renkli dünyalarını yaptıkları resimlerde en güzel renklerle anlatırlar. Hangi kuşaktan olursak olalım heybemizde boy boy resim defterleri, sağa sola karaladığımız sayfalar vardır. Günümüzde resme teşvik belki istenen düzeyde olmasa da çabalar memnuniyet verici. Atölyeler, workshop’lar, çizgi festivalleri, okullarda verilen yaratıcı dersler çocukların içindeki bu cevheri öne çıkarmada oldukça etkin. Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara en güzel armağanı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda plastik sanatlar sayfamızı minik yetenekler için hazırladık. Ve Türk resminin sevilen ressamlarına resimle ilk tanıştıkları anı konuştuk.
‘Çocuklara sanatı sunun’
Hüsamettin Koçan: Biz Anadolu’da öyle çocuk çok yeteneklidir diye sıraya girmeyiz. Fakat benim babam son derece teşvik edici ve yenilikçi bir insandı. Beni resim yapma konusunda hep teşvik etti. Bana her türlü malzemeyi, boyayı aldı. Anneler zaten çocuk neyi doğru buluyorsa onun yanındadır. Ben de kendi kendime hafta sonları resim yapmaya başladım. Hayat mecmuası empresyonistleri veriyordu, onlardan çok etkilenmiştim. Oradan ilerledim. Sanat enstitüsüne girdiğimde de yazım çok güzeldi ve çok güzel çizimler yapıyordum. Resim yapmamı engelleyen olmadı ama babamın dışında teşvik eden de olmadı. Sonra sanat enstitüsü mezunu oldum, Tatbiki’de eğitim gördüm. Sanat yaygınlaştırması için çocuk projeleri yapıyoruz. Çocuğun önüne neyi koyarsanız ondan etkilenir. O tarihlerde dergilerden etkilenmeler olmuştu. Anne ve babalara çocukları şekillendirmeye kalkmayın demek isterim. Doğaya bırakın, her şeyi doğayla paylaşın. Mümkün mertebe sanatı paylaşın ve çocuklara böyle ortamlar sunun. Böylece kendi yollarını daha kolay bulacaklardır.
‘Çizmek bir içgüdü’
Devrim Erbil: Ben İkinci Dünya Savaşı yıllarında çocukluğumu yaşadım. O zaman Balıkesir’deydim. Ne galeri ne müze vardı. Ne kitap ne boya vardı. İçimdeki duyarlığa kitapla ve şiirle karşılık buldum. Ortaokulda resim bilen öğretmenlerim beni keşfettiler. Ondan sonra ben resmi keşfettim. Çılgın gibi resimler yapıyordum. Gece 12’ye kadar ders, sonra resim yapardım. Lisedeyken sergiler açtım. Akademi’ye gelmek ise benim için bir kaderdi. Çizmek bir içgüdü. Çizmek insanlığın primitif dönemlerden beri vazgeçemediği bir duygu. Çocuklar ise her zaman sanatın gizemini ve büyüsünü hissediyor. Sonra büyükler karışıyor, destekliyor, desteklemiyor. Çocukların iç dünyasını okumak gerek. Resim renk demektir. Anne ve babalar çocukların bu duygusunu önlemesinler. Duvarlar karalansın, defterler karalansın. Yeter ki onlara renkli bir iz bırakacak fırça, boya, kalem olsun. 60 yıldır sanat eğitimi yapan biri olarak bunu öneririm…
‘Beni Kayıhan Keskinok keşfetti’
Bedri Baykam: 23 Nisan çok güzel düşünülmüş, kurgulanmış bir bayram: Hem çocuklara demokrasinin önemini ve anlamını hissettiriyor hem de gelecekten onların sorumlu olduğunu doğrudan kendilerine hatırlatıyor. Kendimi hatırladığımdan beri resim yapıyorum. Henüz dört-beş yaşındayken rahmetli ünlü ressam ve eğitmen Kayıhan Keskinok beni keşfetmişti ve sonra ardından Türkiye’de ve dünyada büyük ses getiren harika çocuk dönemi sergilerim açıldı. Sonuçta sürekli olarak rica resim yapan çocukların anne babaları onları hep bana getirdiler. Sabırlı onları izleyip fikirlerimi hep kendilerine ilettim, birçoğunun sergilerine de gittim. Bugün Los Angeles’ta bir video çektim ve New York’ta çocuklar için resim yarışması yapan organizasyona kazananların videosunu jüri başkanı olarak yolladım. Amerikan Türk Kadın Dernekleri’nin Atatürk Okulu ile bir organizasyonuydu. Sonuçta sevgili çocuklarımızın heyecan dolu dünyalarında kendilerini ifade etmelerini teşvik edip onların yarınlarımızı taşıdığını keyifle kabul etmemiz lazım! Sabırla, sevgiyle ve gerçek ilgiyle!”
‘Resimlerimi saklayan anneme teşekkürler’
Kezban Arca Batıbeki: Benim şansım; sanat ve sanatçıyla dolup taşan bir eve doğmaktı. Kalıtımsal olarak da şanslıydım sanırım. Annem DGSA mezunudur. “Tavanarası Ressamları”nın bir üyesi olan babam da resim yapardı. Filmlerinde bu yeteneğinin çok faydasını görmüştür. Üç-dört yaşlarımda yaptığım resimleri saklayan anneme teşekkür ediyorum. Böylece nereden başladığımı öğrenme fırsatım oldu. Resme ilgisi olduğunu fark ettiğinizde çocukları özgür bırakmak gerekir. Bana bolca resim defteri ve boya aldılar, hepsi o kadar, gerisi kendiliğinden geldi. Ben üniversite sınavı için bile kursa gitmeyi düşünmemiştim, sadece sınav günü okula gittim ve kazandım. Sanat içten gelen ve samimiyet gerektiren bir şeydir bence. Özellikle güncel sanatta sanat eğitimi almamış birçok sanatçı var. O nedenle sanatla ilgili çocukları desteklemek gerekir. Herkes her şey olabilir ama sanatçı olmak sanıldığı kadar kolay bir şey değil.