04.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
EFNAN ATMACA
EFNAN ATMACA- Norveçli çağdaş tiyatro yazarı Fredrik Brattberg’in imzasını taşıyan oyun bize uzak bir coğrafyadan, bize uzak bir kültürden ev, aile, ebeveyn-çocuk ilişkilerine oldukça farklı bir bakış açısı getiriyor. Dramatik bir başlangıcı var “Eve Dönüşler”in. Nalan Kuruçim ile Caner Cindoruk’un canlandırdığı çiftin oğlu Gustav bir gün evden çıkıyor ve bir daha kendisinden haber alınamıyor. Günler geçiyor, ne dirisi ne de ölüsü bulunuyor. Öyle bir noktaya geliyorlar ki onun için temsili bir cenaze töreni düzenliyorlar, sevdiklerinin onu hatırlatan objelerini bir tabuta doldurup oğullarına veda ediyorlar. Günler günleri kovalıyor onsuz bir hayata alışmaya çalışıyorlar. Sonra bir gün kapı çalınıyor. Bir mucize gerçekleşiyor. Gustav geri dönüyor. Kaldıkları yerden devam edeceklerini düşünürken Gustav yeniden kayboluyor. Onun için yeniden bir cenaze düzenliyorlar. Ama Gustav yine geri dönüyor. Bu döngü böyle devam ederken yani Gustav sürekli ölüp ölüp dirilirken yaşanan trajediye bakış açıları değişiyor çiftin. Dramla başlayan oyun kara komediye evrilirken ortaya aile kavramını sorgulayan pek çok soru konuyor. Üstelik hiç beklenmedik yerden gelen sorular…
Brattberg’in metni gibi Kemal Aydoğan rejisi de oldukça cesur. Bir yandan aile kavramını sorgularken bir yandan insanın alışma kapasitesinin sınırlarını gösteriyor seyirciye. Gustav’ın her gidişi ve dönüşünde farklılaşıyor annesiyle babası. Gustav her dönüşünde farklı bir ev buluyor. Giderek ona ait olmayan bir ev... Ona ait olmayan bir anne-baba... Çünkü çift de üzerlerine yüklenen ebeveyn rolündan sıyrılmaya başlıyorlar. Aile olmak, ebeveyn-çocuk ilişkisi, yuva kavramı pek çok farklı açıdan ele alınıyor. Daha önce de belirttiğim gibi ezberimize çok uzak açılardan. Oyundan çıkınca başlıyor sorgulama. Zaten metin de reji de sanki “Eve gidip düşün” der gibi. Herkeste bıraktığı iz ise elbette farklı ama ezber bozmak ya da farklı sesler duyup zihinsel egzersiz yapmak için birebir “Eve Dönüşler”.
Oyunculara ise ayrı bir parantez açmak gerekiyor; Kuruçim metnin sadeliğine ve devinimine uygun yalın bir oyunculuk sergiliyor. Yine onun mekanik jestleriyle evdeki kadın-erkek iş bölümüne de yorumsuz bir eleştiri geliyor. Cindoruk ise doğal oyunculuğa yakın bir performansla çıkıyor seyirci karşısına. Kuruçim’in aksine iniş çıkışların altını çiziyor. Gustav’ı canladıran Alper Şimşek ise üçlüyü tamamlayarak ikisinin ortasını buluyor. Yalın ama zor metnin usta performanslarla tamamlandığı “Eve Dönüşler” tiyatroda farklı bir tat arayan seyirciler için mutlaka görülmesi gereken bir yapım.