08.07.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
MERVE KORKMAZ - Dünyaca ünlü anonim kent sanatçısı Ememem, geçtiğimiz hafta Fransız Kültür Merkezi’nin davetiyle geldiği Ankara’da bir dizi enstalasyon gerçekleştirdi. Ememem, Kuğulu Park çevresine toplam beş adet mozaik enstalasyon yerleştirdi. Öncelikle kamusal sanatın toplumun her kesimine eşit bir şekilde ulaşabilen tarihsel ve kavramsal bir sanat alanını tanımadığını belirtelim. Ememem, kamusal sanata farklı bir bakış açısı getirmesinin yanı sıra malzeme kullanımı ve bir ileri dönüşüm yapmasıyla da toplumsal hafızamızda hassas olduğumuz noktalara destek vermeyi tercih ediyor.
Görmek meselesi
Sanatçının hedefi, yerde bulunan çatlakları kendi sanatıyla onarmak değil ama ona yeni bir hayat vermek. Japon sanatında yalnızca bir sanat değil aynı zamanda bir hayat felsefesi olan “kintsugi” sanatına da yaptığı atıfla aslında kırılan veya hasar gören noktaların bazen birleştirildiğinde o çatlak izlerinin ona daha da ayrı bir kıymet kattığını hatırlatıyor. Dolayasıyla Ankara’da da bazı tasarımlar ve yerleştirmeler yapan sanatçı, kamusal sanat anlayışımıza farklı bir dokunuş gerçekleştirdi. Yerlere bakmayı gerekli görmediğimiz ya da umursamadığımız zamanlarda artık fark etmediğimiz konulara odaklanmamız konusunda da bizlere ilham verdi.
Atölyesinde kullandığı malzemeler, hedeflediği tasarımlar ve amaçlarına yönelik gerçekleştirdiğimiz konuşmada aslında tüm insanların ortak derdi olan konulara kendisinin de değinmek istediğini söyledi. Kullandığı neredeyse tüm malzemenin artık ihtiyaç duyulmayan veya kırılmış parçalardan oluştuğunu ve temel hedefinin bu tarz malzemeler olduğunu anlattı. Ankara için yaptığı bazı tasarımlarda dikkat çeken, eski Türk çinilerinde hâkim olan renk paletlerini kullanması da aslında onun misafir olduğu bölgelerde yalnızca kendi yaratımıyla değil içinde bulunduğu kültüre de bir katkıda bulunmak istediğini gösteriyor. Daha önceden de haberdar olduğu ve bildiği Türk sanatı ve motifleri olsa da, özellikle bu kadar içinde olabilmesinin gerçekleşen bu davetle ve devamında gelen bu harmoni sayesinde olduğunu ifade etti. Sanatçı, her ne kadar dünyadaki kültürlerden ve sanatlardan haberdar olsa da, bir gün daha yakından inceleme ve çalışma fırsatı olabileceğini düşünerek kendisine keşfetmek için yeni alanlar bırakmak istiyor.
Anonim kalmak istiyor
Ememem, sanat üretiminde anonim kalmayı tercih eden bir anlayışla hareket ediyor. Ememem, hem tekniğini hem de üslubunu tanımlamak adına Fransızca “flaque” kelimesinden türettiği, su birikintisi anlamına gelen ve aslında bu çatlaklar ile kusurları güzelleştirmeyi hedefleyen bir anlayıştan yola çıkarak “flacking” olarak nitelendiriyor. Eğer Ankara’daysanız ya da yolunuz başkente düşerse, Kuğulu Park çevresinde yer alan bu yerleştirmeleri mutlaka görmenizi öneririm. Belki de bir çatlakta, alışılmadık bir sanata rastlarsınız.