27.05.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Bu yıl 77’ncisi düzenlenen Cannes Film Festivali, önceki akşam gerçekleşen görkemli ödül töreniyle sona erdi. Festivalin en prestijli ödülü olan Altın Palmiye’yi, Amerikalı yönetmen Sean Baker’ın yönettiği “Anora” filmi kazandı. Terrence Malick’in “The Tree of Life” filminden 13 yıl sonra Altın Palmiye’ye layık görülen Amerikan film, bir dansçı ile Rus oligarkın oğlu arasındaki sürpriz aşkı anlatıyor. “Anora”, yönetmenin Cannes’ta gösterilen üçüncü filmi. Ödülünü Francis Ford Coppola’nın elinden alan Baker, “Bir sinema salonunda başkalarıyla birlikte film izlemek en büyük toplumsal deneyimlerden biridir. Kahkahayı, üzüntüyü, öfkeyi, korkuyu paylaşırız ve umarım arkadaşlarımızla ve yabancılarla bir katarsis yaşarız” dedi.
Cannes’da 13 dakika boyunca ayakta alkışlanan ve kimilerinin ‘iğrenç’ kimilerinin ‘cesur’ bulduğu tartışmalı “The Substance”ın yönetmeni ve senaristi Coralie Fargeat ise En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı. Ayrıca Miguel Gomes, “Grand Tour” filmiyle En İyi Yönetmen ödülünün sahibi olurken; ABD’li oyuncu Jesse Plemons, Yorgos Lanthimos’un yeni filmi “Kinds of Kindness” ile En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Yıldız Savaşları serisinin efsane yönetmeni George Lucas’a Onursal Altın Palmiye ise yine yönetmen Cappola tarafından takdim edildi. “All We Imagine as Light” filmi ise Büyük Ödül’ü Payal Kapadia’ya kazandırarak 30 yıl aradan sonra yarışma bölümüne seçilen ilk Hint film olarak tarihe geçti
Festivalin en dokunaklı anlarından biri ise İranlı yönetmen Mohammed Rasoulof’a verilen Jüri Özel Ödülü oldu. İran’da çektiği filmler nedeniyle hapis ve kırbaç cezasına çarptırılan, ardından da ülkesini terk etmek zorunda kalan Rasoulof, “Kutsal İncirin Tohumu” filmiyle Cannes’da yer alarak büyük bir cesaret örneği sergiledi. Bu ödülü ile sadece filmin sanatsal değerini değil, aynı zamanda yönetmenin özgürlük ve ifade mücadelesi de onurlandırıldı.
Filistin’e sessiz destek festivale damga vurdu
14 Mayıs’ta başlayan festivale sanatçıların Filistin’e desteği damga vurdu. Amerikalı model Bella Hadid, kefiyelerden tasarlanan kırmızı elbisesiyle dikkatleri üzerine çekerken; Oscar ödüllü oyuncu Cate Blanchett ise Filistin bayrağını anımsatan kıyafetiyle kırmızı halıda tarihe geçti. İngiliz oyuncu Pascale Kann, üzerinde Arapça “Filistin” yazılı kıyafetle festivale katılırken, Hint oyuncu Kani Kusruti, karpuz dilimi şeklindeki çantasıyla dikkat çekti. Kapanış töreninde ise Faslı yönetmen Asmae El Moudir eldivenine diktirdiği Filistin bayrağıyla ile poz verdi.
Kadınlarda bir ilk
Festivalde bir diğer tarihi an, Meksika yapımı “Emilia Pérez” filminin dört kadın oyuncusu Adriana Paz, Zoe Saldaña, Selena Gomez ve Karla Sofía Gascón’un En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü paylaşması oldu. Bu, hem Cannes tarihinde bir ilk hem de kadın oyuncuların sinema dünyasındaki gücünü ve çeşitliliğini simgeleyen önemli bir adım olarak yorumlandı. Film, aynı zamanda Jüri Özel Ödülü’nü de kazanarak başarısını perçinledi. “Emilia Pérez” ile En İyi Kadın Oyuncu seçilen Zoe Saldana, Selena Gomez, Karla Sofía Gascón ve Adriana Paz adına ödülü İspanyol aktris Karla Sofia Gascon aldı.