06.08.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
MÜJDE IŞIL
MÜJDE IŞIL- Mattel şirketi 1959’da Barbie oyuncağını piyasaya sürdüğünde ‘mükemmel kadın’ temsilini de cisimleştirmişti. Aradan 60 küsur sene geçti ve Greta Gerwig, kapitalizmin simgesi olmuş bu oyuncağı eğlenceli bir feminist manifestoya çevirdi. Film seyircisiyle de sıkı bir bağ kurdu, gişede coştukça coştu. Şimdilerde her ne kadar Gerwig gönüllü olmasa da devam filminden, Ken’in ve başka figürlerin filmlerinin yapılma ihtimalinden bahsediliyor. Anlaşılan beyaz perdede daha çok oyuncak görmeye devam edeceğiz.
“Barbie” oyuncağı perdeyi bu denli renklendirmişken sinemaya damgasını vurmuş oyuncaklara bakalım dedik. Senaristlerin yarattığı özgün oyuncaklardan gerçek oyuncakların sinemaya uyarlanmış versiyonlarına kadar pek zengin bir külliyat var karşımıza.
“Toy Story/Oyuncak Hikâyesi”: 1995 tarihli ilk film, o zamanlar Steve Jobs’a ait olan Pixar’ın yaptığı ilk uzun metrajlı animasyon ve tamamen bilgisayar animasyonlu ilk uzun metrajlı filmdi. Canlı kanlı hayatları olan bir grup oyuncağın macerası o kadar sevildi ki dört filmlik bir seriye dönüştü, beşinci film de yolda. Her filmde oyuncakların dünyası zenginleşti, oyuncakların sahibi ile aralarındaki bağ daha da duygusallaştı. Üçüncü filmde Barbie ve Ken de “Toy Story” evreninde yer alarak bugünkü “Barbie”ye öncü oldu. Kovboy Woody ve uzay koruyucusu Buzz Lightyear, sinema için yaratılmış en orijinal ve unutulmaz oyuncaklar arasında hâlâ başı çekiyor.
“Annabelle”: 1970’lerde paranormal olayları araştıran Ed ve Lorraine Warren çiftinin şahit olduklarından yola çıkan “The Conjuring/Korku Seansı”nda ilk defa karşımıza çıkan porselen bebek Annabelle’in hikâyesi, kendi adını taşıyan üç filmlik seriye dönüştü. Bu bebek porselenden yapıldığı için öyle elinde bıçak, kurbanlarının peşinde koşturmuyor. Tam tersine onu hep otururken ya da sandalyede sallanırken görüyoruz. Ama biliyoruz ki bu hareketsizliği hayra alamet değil.
“Ted”: Sinemaseverlerin görebileceği en tuhaf ve matrak oyuncaklarından biri Ted. Sahibi olan John, arkadaşı olmayan bir çocukken kendisine hediye gelen kocaman oyuncak ayı Ted’in canlanıp en iyi arkadaşı olmasını diler ve dileği gerçekleşir. Ancak John yetişkin olduğunda da Ted yanı başındadır ve özel hayatını engellemektedir. Bozuk ağızlı, edepsiz oyuncak ayı Ted, özellikle erkek seyircinin bağrına bastığı bir oyuncağa dönüştü, bir de devam filmi çekildi.
“G.I. Joe”: Hasbro’nun Soğuk Savaş döneminde ABD’nin askeri gücünü güzellemesiyle ortaya çıkan G.I. Joe oyuncaklarını sinemaya uyarlama fikri, tam da ABD’nin Irak’ı işgal ettiği dönemde hız kazandı. 2009’dan itibaren de üç filmlik (dördüncü filmi de yolda gibi) seriye dönüştü. Süper kahraman olmayan süper askerlerin kötülerle mücadelesi özellikle aksiyon sevenleri cezbetti.
“Transformers”: Amerikalı oyuncak şirketi Hasbro ile Japon oyuncak şirketi Takara Tomy ortaklığında geliştirilen oyuncak serisi “Transformers”, devasa bir prodüksiyonla perdeye geldiği 2007’den beri, ‘80’lerin oyuncak formundan daha da fazla popülerlik kazandı. Şekil değiştiren ve duyguları olan robotların mücadeleleri, iyi Autobotlar ile kötücül Decepticonlar arasında gerçekleşiyor. Michael Bay’in şaşaalı başlangıcından itibaren yedi filmlik seriye dönüşen, sinemanın hem en uzun soluklu hem de en kazançlı oyuncaktan uyarlama filmlerin başında geliyor.