Kültür SanatBaşka bir anlayış mümkün

Başka bir anlayış mümkün

13.02.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:

Sultanbeyli’de kurulan Yunt, şehrin belli yerlerinde kümelenmiş sanat mekânlarından farklı olarak çift taraflı bir etkileşim olanağı sunuyor. Şehrin sanatsal sınırlarını genişletiyor, önyargıları yıkıyor

Başka bir anlayış mümkün

Efnan Atmaca - Yunt, İstanbul Sultan- beyli’de konumlanan, kâr amacı gütmeyen bir sanat ve etkileşim alanı. Özellikle plastik sanatlar alanında şehrin kültür haritasının belli yerlerde kümelenmesine ve son dönem tartışılan sermayenin kendi ‘kentsoylu’ sanatsever kitlesini yaratma çabasına inat cesur bir atılım, girişim. Muratcan Sabuncu, Yunt’un kurucu direktörü. Yunt, Sultanbeyli’de Fatih Bulvarı’nda yer alıyor. Burası bölgenin en önemli ulaşım güzergâhlarından biri. Dolayısıyla pek çok kişiyle temas olanağı yaratıyor. Mekân yaratılırken kocaman cam vitrinler kullanılmış. Bu sayede insanların içerisini görmesi, merak etmesi ve adım atması istenmiş ki başarılmış. Yine mekânın önüne dev heykeller yerleştirilerek etkileşimin daha da artması sağlanmış. Sabuncu, “Buranın ortaya çıkmasında temel başvuru kaynaklarından biri Adorno’nun ‘Kültür endüstrisi’ eleştirisiydi. Kültür sanat kurumlarının belli mahallelerde kümelenmiş olmasına fiziksel mesafelenişin bizi çok iyi olasılıklarla bir araya getirdiğini düşünüyorum. Bu tanıdık referans noktalarına uzak konumlanmak gündelik hayat akışının statikleşmiş yapısından çıkmayı ve başka türlü iş yapma biçimlerini hayal edip mevcudun dışında bir ihtimalin var olabileceğini gösteriyor” diyor.

Haberin Devamı

Özgürleştirici boyut

Yunt, yine Sabuncu’nun deyimiyle ‘boş bir sayfaya yeni bir cümleler ekleyerek farklı bir söylem oluşturmaya çalışan’ bir mekân. Ayrıştırma, izolasyon, kutuplaşma gibi pek çok anahtar kelimeyle oluşturulan sınırları aşmayı hedefliyor. 2023 sonunda açılan mekân geçen yıl “Şehrin Sınırlarını Yeniden Düşünmek” konu başlığıyla düzenlenen etkinliklerle merkez-çevre ayrımının hâlâ geçerliliğini koruyup korumadığını, bu ayrımların silikleştiği çok merkezli bir İstanbul olup olmadığını tartıştı. Bu yıl ise “Mekânın Üretimini Yeniden Düşünmek” başlığı ele alınıyor. Bu kapsamda geçen yıl olduğu gibi sergilerden konuşma programlarına ve çocuk atölyelerine pek etkinlik düzenleniyor. Şu an Yunt’ta süregelen “Serbestlik Dereceleri” de bu kavramı tartışıyor. Sabuncu “İddiadan fazla sorumuz, arayışımız var. Bunlara cevap bulabilirsek uzun vadede bir önerimiz olacak” diyerek amaçlarını özetliyor.

Haberin Devamı

Yunt’un Mekân ve Etkinlik Sorumlusu Hilal Dökmen ise “Yunt’un önünden gelip geçen insanların her geçen gün daha rahat bir şekilde buraya girip çıktığını gözlemliyorum. Bir kere eşikten geçince sonraki etkinliklere daha güvenle katılıyorlar. Ben de birlikteliği sağlamak için atılan adımların ve eleştirilerin teorik olarak sanatı anlatmaktan geçmediğini görmüş oldum” diyor.

Yunt çift taraflı bir etkileşim yaratıyor. Şehrin sanatsal sınırlarını genişletirken farklı bölgelerden Sultanbeyli’ye gelenler için de yeni okumalar sunuyor. Çok göç alan bir bölge olan Sultanbeyli’de oluşan yeni kültür yapısına sanatla katkı yapıyor Yunt. Öte yandan ‘mitler bölgesi’ diye nitelenen Sultanbeyli’yle ilgili önyargıların yıkılmasına olanak tanıyor. Bu da sanatın en temel görevine işaret ediyor: Özgürleştirici boyut.

Başka bir anlayış mümkün

Mekân nasıl kurgulanmalı?

Yunt’ta 11 Nisan’a kadar devem eden “Serbestlik Dereceleri” adlı sergide Sümeyra Bakır, Tayfun Erdoğmuş, Bedirhan Kılıç, Merve Karakoç, Kerem Özkan, Dila Pirinç, Beste Saraç, Ulya Soley ve Berkay Tuncay’ın eserleri yer alıyor. Sergi, sanatsal ifade biçimleriyle mekânın nasıl algıladığını, kurgulandığını tartışıyor.