27.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
İstanbul’da son iki yılda 4 ve üzeri katlı toplam 3 bina çöktü. Çöken binalardan 6’şar katlı olan Bağcılar ve Zeytinburnu’ndaki binalar daha önceden boşaltılmıştı. Evvelki gün Beyoğlu Sütlüce’de ise kaçak ve ruhsatsız olan 4 katlı bir bina, yan arazideki inşaatın temel kazısı ve aşırı yağışın etkisiyle yıkıldı. Çöken binalar, kaçak ve ruhsatsız yapılar ile riskli binaların durumunu gündeme getirdi. İnşaat Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası yetkilileri, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin bakanlık görevi sırasında kentsel dönüşüm programlarında yaptığı “İstanbul’da 600 bin riskli bina var” sözlerine atıfta bulunarak, bu 600 bin riskli binaya yönelik denetimlerin artırılması gerektiğini aksi durumda ise benzer yıkımların tekrar yaşanabileceği görüşünde birleşti. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, DHA’ya yaptığı açıklamada riskli yapıların acil olarak incelenmesi gerektiğini söyledi. Suna, “Yaklaşık bir buçuk ay önce imar affı çıkarılacağı zaman yaptığı açıklamada sayın Bakan, ‘Türkiye genelindeki yapı stokunun yüzde 60’ının ruhsatsız ve iskansız olduğunu bunun da yaklaşık 10-13 milyon yapı stokuna denk düştüğünü’ söylemişti. İstanbul ölçeğinde de 600 bin ruhsatsız ve iskansız yapı var” diye konuştu.
Depremde hepsi riskli
İmar barışı kapsamında mühendislerin devre dışı bırakıldığını, yapıların depreme dayanıklılığının normlara ve standartlara aykırılığı hususunun ise yapı malikinin sorumluluğuna bırakıldığına dikkat çeken Suna, “Bu doğru bir şey midir? Bu ülkede mühendisler, mimarlar var. Bunlara en doğru cevabı mühendisler verir” dedi. İmar barışının kaçak ve ruhsatsız yapılar için büyük risk taşıdığını aktaran Suna, “Olası bir Marmara Depremi için bu yapıların hepsi risk altındadır” zifadelerini kullandı. Sütlüce’de önceki gün, kaçak ve ruhsatsız olduğu tespit edilen binanın çökmesinin ardından olay yerine giderek incelemelerde bulunduğunu kaydeden Nusret Suna, şunları söyledi:
“Bu binanın çökmesi ruhsatsız ve kaçak olmasına bağlanamaz. Çünkü o binanın önündeki inşaatta yapılan derin kazı ve hafriyatın ve o hafriyatı yapabilmek için her iki tarafını yapılmış olan istinat duvarı hesaplarının ve kesitlerinin yetersiz olduğu kanaatine vardık. Hesaplar doğru yapılmış olsaydı o yağmurun yağmasından dolayı istinat duvarı yıkılmazdı, o bina devrilmezdi” dedi. ENVER ALAS - ANIL UÇAN -HARUN UYANIK/ İstanbul DHA
Toprak kaymasına neden olan temel çukuru dolduruluyor
Beyoğlu, Sütlüce’de evvelki gün bir otel inşaatın temel açma çalışmaları sonrasında toprak kaymış ve yanındaki 4 katlı bina çökmüştü. Otel inşaatı için açılan temel çukuru hafriyatla dolduruluyor. Kamyonlarla getirilen toprakların yol seviyesine kadar hafriyatla doldurulacağı öğrenildi. HAKAN KAYA-HASAN YILDIRIM/İstanbul DHA
‘Ciddi bir kamu denetimi yok’
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Hacıalioğlu ise kaçak ve ruhsatsız yapılara yönelik kamu denetimindeki eksikliklere dikkat çekti. Hacıalioğlu, “Geçmişten bugüne kadar ve halen günümüzde inşaat ve yapı sektöründe mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin bütünüyle ele alınması gerektiği yönünde yaygın bir kamu anlayışı yok. Bunun ötesinde bunlar imar edilirken kamu adına denetim mekanizması neredeyse hiç işlemiyor. Dünkü (önceki) olay üzerinde örnek verirsek, hem yıkılan binanın hem de yıkıma sebebiyet veren yeni inşaat faaliyetlerinin ikisinde de ciddi bir kamu denetiminin olmadığını görüyoruz. Yıkılan binanın kaçak olduğunu, yıkımdaki kesitten dolayı yumuşak toprağın üzerine oturtulduğunu net bir şekilde görüyoruz. Kaçak yapılan bir binada elbette ki mühendislik ve mimarlık hizmetinin güvencesinden söz edilemez. Yıkıma sebebiyet veren hafriyatın bütünüyle teknik kurallardan uzak yapıldığını gördük” şeklinde konuştu.
“Son olayda can kaybı yok mal kaybı var. Ama bundan sonra olmayacağı anlamına gelmez” diyen Hacıalioğlu, “İstanbul’da birçok riskli yapı var. Bundan sonra bu tür (Sütlüce’de yıkılan bina) olayları çok daha görebiliriz, yaşayabiliriz” ifadelerini kullandı.