24.02.2025 - 13:49 | Son Güncellenme:
Gülseren KARAPINAR-Emir BENLİOĞLU/DHA
Maarif Vakfı '15'inci Ülke Temsilcileri İstişare Toplantısı' Türkiye Maarif Vakfı Genel Merkezi'nde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un katılımıyla yapıldı. Toplantıya Kurtulmuş'un yanı sıra Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut Özdil ve Maarif Vakfı'nın ülke temsilcileri katıldı.
'ANADOLU İRFANININ DÜNYAYA ÖĞRETİLECEĞİ BİR ZAMANDAYIZ'
TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, "Dünyanın birçok bölgesinde özgün kültürlerin ortaya çıkacağı, yeni farklı kültürlerin, sizin uğraştığınız gibi dil öğretmekten tutun da müziğe, sanata, giyim tarzına, yaşam tarzına, dünyaya bakış açısına kadar çok farklı alanda çok kültürlülüğün ortaya çıkacağı bir dönem yaşayacağız demektir. Bu aynı zamanda şimdiye kadar özellikle Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra tamamıyla hakim olan küresel batı kültürünün de dünyada etkilerinin yavaş yavaş azalmaya başladığı bir dönemi işaret eder. Bunun için yeni bir takım insani değerlerin, yeni bir takım kültürel özelliklerin, yeni bir takım insani ortak özelliklerin dayanışma gibi, vefa gibi, yardımlaşma gibi, iyilik gibi, ihsan gibi, insanları ortak evimiz olan dünyanın bir ferdi olarak görme gibi, herkesi yaratılışta eş olarak kabul etmek gibi temel insani değerlerin öne çıkacağı bir döneme giriyoruz. Türkiye olarak kendi kültürümüzü Anadolu irfanı dediğimiz ta Buhara'dan, Semerkant'tan taşıyarak asırlar boyunca Anadolu coğrafyasında yoğurularak bütün dünyaya örnek olarak gösterdiğimiz, Anadolu irfanının dünyaya tam da öğretileceği bir zamandayız. Bunun için kültürel diplomasi kurumlarımızın fevkalade önemli bir hale geldiğinin altını çizmek isterim" diye konuştu.
'EĞER SİLAH İŞE YARASAYDI, AMERİKA'NIN EN BÜYÜK MERKEZİ AFGANİSTAN OLURDU'
Kurtulmuş, "Ayrıca bir başka önemli konu ise artık dünyada sadece sert güç dediğimiz gücün tek başına işe yaramadığının anlaşılmış olmasıdır. Eğer sert güç, güç işe yarasaydı şu anda 20 yıl orada Ruslar orayı işgal etti. 20 yıldan fazla Amerikalılar işgal etti. Birkaç gece içerisinde kaçarak oradan gitmek zorunda kaldılar. Eğer silah işe yarasaydı, eğer baskı işe yarasaydı, eğer insanların ensesinde boza pişirmek, onları hayatı dar etmek işe yarasaydı, ülkelerini işgal etmek işe yarasaydı, bugün Amerika'nın en büyük merkezi Afganistan olurdu. Türkiye derin ve tarihi köklerini ciddi şekilde takip eden, onları ortaya çıkaran, tarihten aldığımız bu mirasla birlikte güçlü bir şekilde ecdadın ayak izlerini sürerek yoluna devam eden bir kültürel diplomasi faaliyeti izliyor" dedi.
'TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL GÜCÜNÜ İLERİYE TAŞIMASI VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAK DURUMUNDAYIZ'
Numan Kurtulmuş, "Üstad Necip Fazıl'ın bir sözünü hepimize, hepinize rehber olması bakımından hatırlatmak isterim, 'Devler gibi eser bırakmak için karıncalar gibi çalışmalısınız'. Her birimizin, her birinizin Türkiye'nin bu büyük kültürel gücünü daha da çoğaltarak ileriye taşıması için karınca misali var gücümüzle çalışmak, elimizdeki imkanları sonuna kadar milletin hizmetine, insanlığın hizmetini harcamak durumundayız. Çok şükür bugün geldiğimiz noktada bir tarafta siz değerli Maarif Vakfı çalışanları ve Maarif Vakfımız kurumsal olarak demin ifade ettiğim gibi Yunus Emre Enstitümüz, Yurt Dışı Türkler Akraba Topluluklar Başkanlığımız, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, Diyanet İşleri Başkanlığımız gibi çok sayıda kurumumuz hem fiziki olarak bizim varlığımızı kültürel varlığımızı yeniden diriltiyor, hem de insanlarla aramızdaki köprüleri kuvvetlendirerek işlerimizi kolaylaştırıyoruz. Bu çerçevede bizde Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak Parlamenter Diplomasinin imkanlarından istifade ederek dünyanın her yerinde farklı insanlarla Türkiye'nin sahip olduğu bu kültürel gücü ve kültürel diplomasi kabiliyetini yaygınlaştırmamaya çalışıyoruz" dedi.
'BİZİM DEVLET GELENEĞİMİZDE 3 TANE TEMEL HUSUS VARDIR'
Kurtulmuş, "Maarif Vakfı üzerinden yapacağınız, demin sunumda da gördüğümüz gibi dünyanın birçok yerinde binlerce, on binlerce güzel çocuklara, evlatlara o güzel Türkçemizi anlatabilmemiz, aynı zamanda hafızamızı, birikimimizi, tarihimizdeki mefahirimizi dünyanın dört bir tarafına da aktarabilmemiz demektir. Bizim devlet felsefemizde, bizim devlet geleneğimizde 3 tane temel husus vardır. Bunlardan bir tanesi insanı yaşat ki devlet yaşasın. Devlet, insanın müreffeh bir şekilde yaşaması, adaletle yaşaması ve hakkaniyetli bir ortamda yaşaması için vardır. İkincisi, devleti ebed müddet fikridir. Yani yeryüzünde var olan devletimiz adlarıyla ve kendi dönemleriyle kısıtlı değil, kıyamete kadar devam edecek, sürecek olan bir devlet sürekliliği için inşa edilmiştir. Bugün 16'ncısını yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti, inşallah son devletimiz ve kıyamete kadar sürecek olan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizdir" dedi.
Konuşmalarının ardından katılımcılar ile hatıra fotoğrafı çekildi.