22.01.2025 - 12:15 | Son Güncellenme:
İHA
58 yıldır demircilik yapan İbrahim Germi'nin elinde tescilli tarihi eser olan 158 yıllık “Meryem Ana” işlemeli hanedan modeli ikili bir demir kapı bulunuyor. Ermeni ustalar tarafından geçme yöntemiyle kaynak kullanılmadan yapılmış olan kapıyı almak için birçok kişi girişimde bulundu ama Germi bu kapıyı satmadı. Demirciler Yokuşu'nda esnaflık yapan Germi, dedesinden kalan 158 yıllık olduğu tahmin edilen haneden modeli tarihi kapıyı dükkanında muhafaza ediyor. Dönemin Mater Dolorosa Katolik Kilisesi papazı ve bazı tarihi eser meraklılarının kendisine kapıyı satması için baskı kurduğunu ifade eden Germi, kapıyı satmayı düşünmediğini söyledi.
“BU KAPININ EŞİ BENZERİ YOK"
Kapıları kiliseye vermesi durumunda yurt dışında sınırsız gezi ve konaklama fırsatının kendisine sunulduğunu dile getiren İbrahim Germi, “İlkokuldan beri bu mesleğin içerisindeyim. Demircilik ata mesleğimiz. Şu anda Samsun'un en eski faal demircisiyim. 150 senedir dedemden babama, babamdan da bana kalan örsümde demir dövüyorum. Örsün maddi ve manevi değeri çok büyük ama ben ölünce hurdacıya verirler diye düşünüyorum. Örsün yanı sıra dükkanımda tarihi eser olarak tescilli 2 kapı da var. Kapıda ‘Meryem Ana' figürü de var. Kapıda yıllar önce yapılan kilit halen çalışıyor. Ermeni bir demir ustası kaynaksız, geçme yöntemi ile yapmış. Kapının bir tanesi 150 kilo geliyor. Çok şahane bir kapı. Bu kapıları benden birçok kişi istedi ama vermedim. Ben öldüğümde bunu da hurdacıya verirler. Katolik Kilisesinin papazı da nereden öğrendiyse yanıma geldi. Kapının fotoğraflarını çekti"
Germi, "Meryem Ana figürlerini incelediler. Kapıyı kiliseye koyacaklarını söylediler. Ben de ‘kilisenin kapısına koyacaksan burada dursun' dedim. Para teklif etiler, başka imkanlar da teklif ettiler ama kabul etmedim. Çünkü bu kapının bir eşi benzeri yok. Normal bir usta bu kapının kasnağını 1 senede yapamaz. Çünkü tamamen perçinli, geçme yöntemiyle yapılmış. Bir yarık, bir bütün demir kullanarak birleştirmişler. Gavur usta yardığı diğer demire, bütün demiri geçirerek kapıyı tamamlamış. Mekanizmaları bile halen çalışıyor. Kapının tutamağını sarı renkteydi. Bana gelmeden önce de altın zannederek orasını çalmışlar. Kapı da dededen babama sonra da bana yadigar kaldı. Hatıra olarak saklıyorum” dedi.
“SAMSUN'UN SON DEMİRCİ USTASIYIM”
Kendisinin Samsun'daki son usta olduğuna da dikkat çeken Germi, “Demircilik mesleği bence öldü. Çırak da yetişmiyor. Ben öldükten sonra daha yapacak adam Samsun'da yok. ‘Demirciyim' diyen adamların yeteneği yok. Vatandaş baltasını bilemek için bile usta bulamayacak. Öyle olunca da demircilik de tamir işi bitmiş olacak. Kazmasını vesairesini de tamir ettirmek yerine yenisini alma yöntemine gidecek. Çünkü Samsun merkezde tamir edebilecek tek demir ustası ben kaldım” diye konuştu.