TÜSİAD başkanlarına kamu davası! İşte Turan ve Aras hakkında istenen cezalar

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında, 13 Şubat günü düzenlenen TÜSİAD genel kurulunda sarf ettikleri sözler nedeniyle “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlarından dolayı re’sen soruşturma başlatılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında iki isim de polis eşliğinde adliyeye gelerek soruşturma savcısına ifade vermişti. İfadelerinin ardından Turan ve Aras yurt dışı çıkış yasağı verilerek serbest bırakıldı.

YARGIYI ETKİLEME SORUŞTURMASI DEVAM EDİYOR

Yürütülen soruşturma bugün tamamlandı. Savcılık şüpheliler hakkında, “Zincirleme şekilde Basın ve Yayın Yoluyla Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” suçundan 1 yıl 3 aydan 5 yıl 3 aya kadar hapis istemiyle dava açtı. Şüpheliler hakkındaki “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçu ile ilgili soruşturma dosyasının ise ayrılmasına karar verildi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRCumhurbaşkanı Erdoğan'dan Avrupa Birliği'ne çağrı: Bunun izahı yokHaberi Görüntüle

'ZİHİN SÜZGECİNDEN GEÇME SÜRESİ KISALDI'

Şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamenin detayları da ortaya çıktı. Hazırlanan iddianamede teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasına bağlı olarak bilgi ve haberlerin öngörülemez bir hızla yayıldığı anlatılarak, “Bu noktada internetin sağladığı anonim ortam yalan, yanlış veya manipülatif içeriklerin zihin süzgecinden geçme, analiz etme ve değerlendirme süresini kısaltmıştır…. Sonuçta kişilerin habere veya bilgiye erişimini kolaylaştırmaya yönelik mekanizmalar ve imkanlar geliştirilirken, haber veya bilginin güvenliği sağlanarak, özgür ve özgün fikirlerin demokratik ortamda çatışmasına ya da yarışmasına yönelik tedbirlerin alınması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır” denildi.

'MAKAMININ SAĞLADIĞI KOLAYLIKTAN FAYDALANDI'

Mehmet Ömer Arif Aras’ın suçlamaya konu konuşmasına da yer verilen iddianamede, “Şüpheli telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve dezenformasyon içerikli bilgileri, ekonomi alanında bulunduğu konumu, kariyeri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmasından sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştirmesi nedeniyle eylemin etki alanını genişletti…” ifadeleri kullanıldı.

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRI AŞILDI'

İddianamede ayrıca şüphelinin konuşmasında düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarının aşıldığı belirtilirken, “Beyanların haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirmesinin mümkün olmadığı…. Hukuksuzluk ve güven problemi olduğuna ilişkin kamu barışını bozan bilgiler verdiği..” denildi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRYunanistan'a dert olan fotoğraf! Güvence istediler, Neden Türkiye?Haberi Görüntüle

İÇERİĞİNİ BİLMEDEN KONUŞTULAR

İddianamenin detayları ortaya çıktı. İddianamede, Turan ve Aras’ın içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylar ile ilgili değerlendirmede bulundukları belirtilerek “ülke genelinde hukuki güvenliğin olmadığını, vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik güven probleminin olduğunu, bu sebeple huzursuzluğun bulunduğunu, tutuklama iş ve işlemlerinin hukuksuz olduğunu, gözaltı tutuklama gibi hukuki tedbirlerin toplumda güveni sarstığını” söyledikleri anlatıldı.

TELKİN VE YÖNLENDİRİCİ MAHİYETTE

Her iki şüphelinin bu ifadeleriyle telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve dezenformasyon içerikli bilgileri yaydıkları belirtilen iddianamede, eyleminin etki alanın geniş olduğu, şüphelilerin beyanlarının düşünce ve kanaat (ifade) özgürlüğü açıklama sınırlarını aştığı, beyanların haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, toplumun doğru haber veya bilgiyi alma ve erişme hakkını yanıltıcı bilgiler vasıtasıyla engelledikleri ifade edildi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİREce Gürel'le yeniden gündemde! Neden Belgrad Ormanı? Kaybolan insanların sır dolu ölümleriHaberi Görüntüle

PSİKOLOJİK REFAHIN KORUNMASINI ZEDELEDİLER

İddianamede, şüphelilerin beyan ettikleri sözlerinin ülkenin iç ve dış güvenliği kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili olduğu, bu kapsamda eylemlerinin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu anlatıldı. Şüpheliler tarafından siyasi, ekonomik, ticari konularda toplumu manipüle etmek amacıyla gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgiler verildiği, şüphelilerin beyanları ile toplumun barış esasına dayalı hukuki güvenlik zemininde bir ülkede yaşadıklarına dair duygusunu zedeledikleri, zira hukuk düzenin insanların psikolojik refahını da koruduğu ve tüm bu hususların ihlal edildiği belirtildi.