29.11.2024 - 15:15 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum'da önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: TRT World Forum'un kıymetli katılımcıları, saygıdeğer misafirler sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum. Güzel İstanbul'umuza hoş geldiniz. Kendi alanında marka haline gelen TRT World Forum'un bu yıl 8'ncisi düzenleniyor. Burada bir gerçeği ifade etmek istiyorum TRT sorumlu, insan ve değer odaklı yayınlarıyla Türkiye'nin yüz akı kurumlarından biridir.
TRT World Forumu yalnızca bir tartışma zemini değil, ayrıca dünyanın sorunlarına çözüm arama forumudur. Kritik meselelerin ele alındığı bu platformun her yıl genişleyerek daha çok insana ulaştığını görüyoruz. Daha çok gazeteci, iş insanı ve kanaat önderleri iştirak ediyor. Karşılıklı saygıya dayalı ortak bir zeminde ne kadar çok konuşur ne kadar çok tartışırsak çözümlere de o kadar çabuk yaklaşırız. Forum kapsamında dünyamızı tehdit eden meseleler alanında yetkin insanlar tarafından tartışılacak ve meselelerin çözümü için atılması gereken adımlar atılacak. İklim değişikliği, enerji, medya, yayıncılık, politika ve diplomasi alanında düzenlenecek toplantıların hayırlara vesile olmasını diliyorum.
DÜNYA ÇATIŞMALARIN PENÇESİNDE
Değerli misafirler bugün dünya çatışmalar ve eşitsizliklerin pençesinde kıvranmaktadır, derin bir liderlik krizinden geçmektedir. Yüzümüzü nereye çevirsek dram görüyoruz. Aynı şehrin iki farklı noktasında iki farklı hayat yaşanıyor. Bir ucunda refah varken bir ucunda açlık var. Devletler arasındaki rekabet daha agresif bir hal almaya başlıyor. Umutları yeşertecek gelişmelerin sayısı giderek azalıyor. İnsanlık bir dönüm noktasındadır. Sadece önümüzdeki 5-10 yılı değil torunlarımızı da etkileyecek hadiseler yaşanmaktadır. Gazze'den Ukrayna'ya kadar pek çok coğrafyada meydana gelen insani krizler dünya düzeninin kırılganlığını gözler önüne sermektedir. Her kriz aynı zamanda bir imkandır.
BM'NİN REFORME EDİLMESİ GEREKİYOR
Belki şuanda bu BM ile devam edebilir miyiz? Hayır. Bu BM'nin reforme edilmesi gerekmektedir. Dünya 5 daimi üyenin eline bırakılamaz. Süratle bu değişim gerekiyor. 5 daimi üye 15 geçici üye olmaz. Bu şekilde dünya yönetilemez. Artık 2. Dünya Savaşı'nın şartlarında değiliz. Dünya değişiyor öyleyse bu değişime yönelik ciddi bir değişim şart. Kabullenmezler biliyorum ama bu 5 daimi üyeden bir tanesinin dudağının arasına 194 ülkenin kaderi terk edilemez.
GAZZE'DE AYAKTA BİNA KALMADI
Kriz dönemlerinde benzer acıları sorunları, ihlaleri bir daha yaşamamak için vücut bulmuş çok sayıda kurum bulunuyor. Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki aslolan pratiktir, uygulamadır. Bu kurumların etkinliğidir. Gazze kriziyle bu hakikate tekrar şahitlik ettik. Rusya- Ukrayna savaşı bize uluslararası siztemin zayıflığını göstermiştir. İsrail'in Gazze'ye saldırıları sonucu 50 bin Filistinli hayattan koparıldı. Şehirler yıkıldı. Saldırılardan 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze'de neredeyse ayakta bina kalmadı. Savaş hukuna dair ne kadar ilke varsa aşıldı, çiğnendi, ayaklar altına alındı. 189 basın mensubu öldürüldü.
BURAYI PROVOKE EDEMEZSİNİZ
(Salondan yükselen sesler) Siyonistlerin dili, ağzı olma. Siyonistlerin gözü, ağzı, dili olmak suretiyle burayı provoke etmeye ne kadar çalışırsanız çalışın netice alamazsınız. Dünyadaki siyonistler Erdoğan'ın nerede durduğunu çok iyi biliyor ama siz hala anlamamışsınız.
BU SAVAŞ NİYE?
İsrail hükümetinin bölgedeki yaşayan herkesi tehlikeye atan saldırganlığı karşısında bundan bize ne diyebilir miyiz? Bu savaş niye? Eğer bugün harekete geçmezsek ne zaman geçeceğiz. Gazzeli, Lübnanlıların acısı hepimizin acısıdır. Zalimin yanında duran zulmüne de ortak olur. Türkiye olarak devleti ve milleti ile Gazze'deki mezalime sesimizi yükseltiyoruz.
ATEŞKESİN KALICI OLMASINI İSTİYORUZ
Türkiye ne yapıyorsa, barış için yapıyordur. Bizim hiçbir ülkeye ve millete düşmanlığımız yok. Başka bir kökenden diye kimseye öfke duymuyoruz, husumet beslemiyoruz. İspanya'dan kovulan 500 bini aşkın Museviye kapısını açan bu millettir. Biz kapımızı açtık. O gün bugündür onlar misafirimiz olarak bizimle beraber yaşadılar, yaşıyorlar. Biz tam 420 gündür bölgemizi kan deryasına çeviren bu cinnet halinin son bulmasını istiyoruz. İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkesin kalıcı olmasını istiyoruz. Daha fazla yetim öksüz kalmadan Gazze'de de ateşkes tesis edilmelidir. Türkiye ilk günden beri bunu savunmuştur. Tüm bedenimizi taşın altına koymaya hazırız. 29 Kasım Filistin Halkıyla Dayanışma Günü dolayısıyla Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu buradan tekrar ilan ediyorum.
MİLLETİMİZİN SİNİR UÇLARIYLA OYNANIYOR
İzlenme kaygısıyla çekilen diziler, ne kültürümüze ne değerlerimize hiçbir fayda sağlamıyor. Alkol ve uyuşturucunun, sapkın ilişkinlerin özendirildiğini görüyoruz. Türk aile yapımız hedefe konulmakta, aile adeta kötülüklerin kaynağı olarak yansıtılmaktadır. Biz LGBT denilen aile düşmanı yapıya karşıyız. Son dönemde milletimizin sinir uçlarıyla bilerek oynanıyor. Bu bir sosyal mühendislik projesidir. Özellikle 28 Şubat'ta giden yolun taşlarının nasıl döşendiğini gayet iyi hatırlıyoruz.