18.03.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ
ÇİĞDEM YILMAZ- Kadınlar, pencereden, balkondan, çatıdan düşerek hayatını kaybediyor ve bu olaylar “intihar” ya da “kaza” denerek kapatılmaya çalışılıyor. Son 5 yılda da yüksekten düşüp hayatını kaybeden ve ölümü kayıtlara “şüpheli ölüm” olarak geçen en az 62 ölüm var. 63’üncü ölüm vakası da Ankara’da meydana geldi. 31 yaşındaki Şeyma Gökçe Kayahan, 14’üncü kattaki evinin penceresinden düşüp hayatını kaybetti ve olay sırasında erkek arkadaşı da evdeydi. Şule Çet davası, kamuoyunun bu ölümler konusunda daha bilinçli hale gelmesini sağlasa da Şeyma Gökçe’nin hayatını kaybetmesi benzer olayların devam ettiğini gösteriyor. Genç kadının, ölümünde de evde birlikte yaşadığı erkek arkadaşı Hüseyin Uyucu vardı, olay öncesinde çiftin kavga ettiği ortaya çıktı. Gözaltına alınan Uyucu tutuklandı.
‘Ispatı zor yöntem’
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz yüksekten düşme vakalarının kaza mı, cinayet mi yoksa intihar mı olduğu konusunda ciddi bir veri eksikliğiolduğuna dikkat çekerek, şunları dedi: “Şule Çet davasından sonra bu konu kamuoyunda daha fazla tartışılmaya başlandı. Artık ölümlerin ardındaki gerçekler sorgulanıyor. Ancak olumsuz yanı şu ki hukukun ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi nedeniyle, yüksekten düşmeye bağlı ölümlerin ispatı zor olduğu için bazı kişiler bunu bir yöntem olarak kullanıyor olabilir. Toplumda yüksekten düşme vakaları genellikle kaza olarak kabul ediliyor. Ancak son yıllarda medyaya yansıyan ve dikkatlice incelenen vakalar, bu tür ölümlerin yalnızca kazadan ibaret olmadığını, birçok olayda cinayet olasılığının da güçlü olduğunu ortaya koydu.
‘Katil saptanamaz, cinayet olduğu kanıtlanamaz’ anlayışıyla hareket edenler, bunu yöntem olarak kullanmaya başladı. Olay yeri inceleme bulguları, otopsi verileri, toksikolojik incelemeler ve tanık ifadeleri gibi unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, ilk bakışta kaza gibi görünen birçok olayın aslında cinayet olduğunu artık Adli Tıp ortaya çıkarıyor.
Cinayetlerin üstünün kaza süsüyle kapatılması, detaylı adli tıp incelemeleri sayesinde giderek zorlaşıyor. Yine de bu olayların tamamen ortadan kalkmadığını görüyoruz. Yani bu tür ölümler, kaza gibi gösterilerek işlenmiş cinayetler olabilir. Hukukçuların bu tür vakalarda adli tıp raporlarına mutlaka başvurması gerekiyor. Dosyanın seyrini değiştirecek bulgular ortaya çıkabiliyor.”
‘Cinayet ihtimali göz ardı edilmemeli’
Avukat Birsen Baş Topaloğlu (Eski Kadın Hakları Merkezi Sözcüsü) şunları aktardı: “Şüpheli ölümler, özellikle yüksekten düşme, atlama vakaları ilk aşamada doğrudan cinayet olarak değerlendirilmez. Ancak detaylı bir soruşturma yürütüldüğünde, bazı vakaların aslında bir erkek şiddeti sonucu gerçekleştiği ortaya çıkabilmektedir. Özellikle olayın tarafları arasında önceden yaşanmış bir tartışma veya şiddet geçmişi varsa, cinayet ihtimali daha da güçlenmektedir, savcılık çok yönlü soruşturma yürütmesi büyük önem taşır. Olayın intihar mı, düşme mi yoksa başkası tarafından itilme sonucu mu gerçekleştiğinin belirlenmesi için kapsamlı kriminal incelemeler yapılmalı. Türkiye gibi eş veya partner cinayetlerinin sık yaşandığı, kadına yönelik şiddetin yüksek olduğu ülkede titizlikle ele alınmalıdır. Yüksekten düşme başta ‘şüpheli ölüm’ olarak değerlendirilse de cinayet ihtimali göz ardı edilmeden,soruşturma derinleştirilmeli.”
Son dönemin en popüler isimlerinden biri olan Şeyma Subaşı, geçtiğimiz günlerde eski eşi Mohammed Alsaloussi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Aşk hayatı merak edilen Subaşı'dan dikkat çeken yeni kare geldi.