01.12.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
DİDEM SEYMEN
DİDEM SEYMEN- Alopesi (saçkıran) hastalığı dünyada onbinlerce kişinin sorunu. Hastalık dünyada Oscar töreninde oyuncu Will Smith’in, eşi Jada Pinkett Smith’in alopesi nedeniyle saçlarını kazıtmasıyla ilgili espri yapan komedyen Chris Rock’a attığı tokat ile gündeme gelmişti. Türkiye’de ise ünlü şarkıcı Işın Karaca’nın, saçlarının tamamen dökülmesi ile merak konusu oldu.
Saçkıran, bağışıklık sisteminin saç köklerine saldırmasıyla ortaya çıkan bir tür otoimmün hastalık. Bu durum, vücudun kendi dokularını yabancı gibi algılayarak tahrip etmesi sonucu oluşuyor. Uzmanlar pandemi sonrası saçkıran vakalarında artış olduğunu söylüyor, tedavi için ise yeni yaklaşımlar tartışılıyor.
ARTIŞ VAR
“Saçkıranın tam nedeni bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin bir arada etkili olduğu düşünülür. Özellikle stres, enfeksiyonlar, hormonal değişiklikler ve diğer otoimmün hastalıklar (tiroid rahatsızlıkları vb.) saçkıranın tetikleyicileri arasında yer alır” diyen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Burhan Engin, şu bilgileri verdi: “Son yıllarda saçkıran görülme sıklığında artış yaşandığı gözlemleniyor. Bunun sebepleri arasında pandeminin neden olduğu stres, bağışıklık sistemini etkileyen enfeksiyonlar ve modern yaşam tarzının getirdiği kronik stres yükü sayılabilir. Ayrıca daha sık doktora başvuru ve teşhis imkanlarının artması da bu artışı açıklayan faktörler arasında.”
YAŞAM TARZI ÖNEMLİ
Son yıllarda saçkıranın tedavisinde önemli gelişmeler yaşandığını belirten Engin “JAK inhibitörleri adı verilen küçük moleküller bu alanda çığır açan tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. FDA onayı alan bazı ilaçlar, bağışıklık sisteminin saç köklerine saldırmasını engelleyerek dökülmeyi durduruyor ve yeniden saç çıkmasını teşvik ediyor. Tedavi sırasında hastanın bağışıklık sistemini destekleyecek bir yaşam tarzı benimsemesi, stres yönetimi, sağlıklı beslenme de önemlidir. Saçkıran tedavisinde tıbbın sunduğu yenilikler, hastalara büyük bir umut ışığı olmaktadır. Ancak tedavi sürecinin kişiye özel olarak planlanması ve yaşam tarzı değişiklikleriyle desteklenmesi gerektiği unutulmamalıdır” dedi.