21.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Kültür Sanat Servisi
Bienalde tasarım, mimari, biyoloji, sosyoloji, gastronomi, pedagoji, ekoloji, teknoloji ve ekonomi gibi pek çok farklı alandan, altı kıtadan 200’ün üzerinde katılımcı nın sergi ve projeleri yer alıyor. Tasarım eğitiminin nasıl farklı olabileceği, eskiden ve yeniden neler öğrenilebileceği, gelenekselle teknolojinin nasıl bir araya geleceği, farklı ağlar içinde nasıl farklı üretetile-bileceği ve nasıl alternatifler yaratıla-bileceği gibi soruları merkezine alan 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde, haritalardan yiyeceklere, ölçüm birimlerinden zamana, el sanatlarından yapay zekâya, resimden uzay istasyonuna kadar tasarımı ve öğrenme biçimlerimizi farklı açılardan ele alan projeler yer alıyor.
Okullar Okulu, bienal süresince düzenlenecek 100’ü aşkın söyleşi, performans, yüz yogası, blockchain atölyesi, koleksiyonerlik sohbeti, yemek atölyesi, kafe sohbeti, haritalama çalışması ve film programıyla eğitimi okulun ötesine taşıyarak tüm şehre yayıyor.
Dün bir basın toplantısı yapılan 4. İstanbul Tasarım Bienali’ne İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın yanı sıra, 4. İstanbul Tasarım Bienali Küratörü Jan Boelen, yardımcı küratörler Vera Sacchetti ve Nadine Botha ile İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova birer konuşma yaptılar.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı açış konuşmasında , “Günümüzde, ekonomiden kültür ve sanata, kalkınmadan teknolojiye kadar birçok alanda tasarım kilit bir konumda. Geleceği, tasarım odaklı yöntem ve araçları etkin bir şekilde uygulamaya sokan kişi ve kurumların şekillendireceğini söylemek mümkün” diye konuştu.
Eçzacıbaşı ayrıca “Tasarım kültürünü içselleştirmek ve hayatı iyileştirecek çözümleri tasarım yoluyla aramak, yalnızca bireysel düzeyde değil, dünyamızın geleceği için de büyük önem taşıyor. 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin ülkemizde tasarım farkındalığının artmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz. Öncekiler gibi bu bienalin de tüm izleyicilerimiz için ilham verici olacağını ümit ediyor, İstanbul Tasarım Bienali’nin gerçekleşmesine katkıda bulunan tüm destekçilerimize gönülden teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.
‘Her yer okul olabilir’
Basın toplantısındaki konuşmasında bienalin Okullar Okulu temasının çıkış noktasını ve bienalin yapısını anlatan küratör Jan Boelen, “Tasarım Bienali’ni Okullar Okulu olarak adlandırarak geleneksel ‘kurum olarak okul’ çağrışımının ötesine geçmeyi hedefledik. Her şey ve her yer bir okul olabilir; tasarım ile girdiğimiz en ufak etkileşim bile pedagojiktir. Bauhaus’tan 99 yıl sonra tasarım disiplini ve dünya çok farklı bir yerde olmasına rağmen tasarım eğitimi büyük ölçüde aynı kaldı. Yine de eğitimin, deneylere ve yeni fikirlerin denenip sınanabildiği istisna alanlarına imkân veren bir geleneği hep vardı. Bir bienal bu alanların da ötesine geçebilir mi? Okullar Okulu; yaratıcı üretimi, sürdürülebilir işbirliklerini ve sosyal bağlar kurmayı cesaretlendiren bir dizi dinamik öğrenme formatı önererek kendini gösteriyor. Tasarımı ve tasarlamaktan öğrenmeyi bir pedagoji olarak ele alıyoruz. Tasarım, eğitim ve tasarım eğitimi hakkında bir tartışma başlatmak istiyoruz. Bienalin cevaplar sunmaktan ziyade sorulara yol açmasını istiyoruz. Bu da hepimize, kendi eğitimimizin aktörü olma sorumluluğunu yüklüyor” dedi.
Toplantıda ayrıca moda tasarımcısı Vivien Tauchman, katılımcılarının da birer parçası olduğu deneysel bir egzersiz gerçekleştirdi.