GündemNarin Güran cinayeti davasında 2. perde! Duruşma salonu karıştı

SON DAKİKA Narin Güran cinayeti davasında 2. perde! Duruşma salonu karıştı

26.12.2024 - 07:32 | Son Güncellenme:

Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili davada ikinci duruşma bugün yapılıyor. Amca Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran ile itirafçı Nevzat Bahtiyar için ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Mahkemenin bu duruşmada kararını açıklaması bekleniyor.

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasına başlandı.

megaphone

İşte dakika dakika yaşanan gelişmeler

‘ARİF GÜRAN, KIZININ OLAYINA KARIŞAN HERKESİN CEZALANDIRILMASINI İSTİYOR’

Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında baba Arif Güran’ın avukatı Berat Kocakaya, dosyanın 14 sayfa iddianameye sığacak bir dosya olmadığını belirterek, “Biraz önce duygusal anlar yaşadık. Arif Bey’in söyledikleri kıymetlidir. Arif Güran bugün kızının adaleti için buradadır. Tanıklık ettiğimiz acı ile Arif Güran’ın ailesinin yaşadığı acısı bir değil. Biz bugün burada bir yargılama yapıyoruz. Birilerinin ceza alması mı önemli, yoksa adaletin tecelli etmesi mi önemlidir? Arif Güran, kızının olayına karışan herkesin cezalandırılmasını istiyor. 4 kişinin ceza alması adalet değil. Bu olay nasıl gerçekleşti, buradaki sanıklar bu olayın faili mi? Burada yargılanan Narin’in annesi, ağabeyi ve amcası. Bu çirkin ithamların üzerine Arif Güran susmazdı. ‘Arif bilseydi bunları öldürecekti’ diyorlar ama böyle değil. Bugüne kadar Nevzat’ı kim biliyordu? Bu adam her gün ölüyor, bir de üstüne çirkin ithamlar her gün devam ediyor. Sosyal medyada ‘Narin benim kızımdır, senin kızın değil’ diyenler, bunu tartıya mı koydu? Neye göre karar veriyorsunuz. ‘Elalem ne der’ diye hukuk olmaz. Siz bugün bu cübbeyi boşuna giymediniz. 8 yaşındaki kızını kaybetmiş bir baba var. Cansız bedeni internette paylaşıldı. Sen onu nasıl paylaşırsın? Bu adam kızını kaybetti, hiç mi düşünmediniz? Ben bakmamak için çok mücadele ettim. Ama maalesef, vicdan merhamet neticesinde karar veremeyiz. Arif Güran mağdur bir baba. Diyarbakır'ın merkez köyündeki babanın adalet arayışını çok görmeyin. Bu dosya yabana atılır bir dosya değil. Bu 13- 14 sayfa iddianameye sığacak bir dosya değildir. 7 yaşındaki Eren Güran nasıl hayata tutunacak? Bu adam nasıl üniversiteye kayıt olacak?” dedi.

‘KANAATİMİZ, BÜTÜN SANIKLAR İŞTİRAK İRADESİYLE BU EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRMİŞLER’

Diyarbakır Barosu Avukatı Aydın Özdemir de sanıkların iştirak halinde eylemi gerçekleştirdiğini ifade ederek, “Enes 8 ayrı beyanda bulunmuş. Saatlerle ilgili çok bariz çelişkiye düşmüştür. Enes’in gözündeki morluk ve vücudundaki izler, ilk ifade kendisine zarar verdiğini söylüyor. İkincide ‘Ya kendime vurdum ya da mısır koçanlarına çarptı’ diyor. Nevzat bu işin içinde olmasaydı, geri dönerdi. Eylemini tamamlıyor. Sonra hayatına devam ediyor. Nevzat bu eylemde masum mudur? Mağdur mudur? Nevzat Bahtiyar bu eylemden sonra evine geri dönüyor, yemek yiyor, namaz kılıyor. Bu olayda kolluk görevlileri, Narin’in cansız bedenine ulaşmış, sonra Nevzat tespit edilmiş. Nevzat’ın en küçük pişmanlığı yok. Nevzat birçok çelişkili beyanda bulundu. Nevzat zaten cesedi gömen kişi, Nevzat’ın kardeşi olan Vecdi’nin Salim’i araması, sonra Nevzat’ı araması. Sıralı aramaları gösteriyor. O gün Narin bulunmamış olsaydı, bugün böyle bir yargılama olmayacaktı. Bizim kanaatimiz, bütün sanıklar iştirak iradesiyle bu eylemi gerçekleştirmişlerdir” diye konuştu.

Diğer avukatların da savunmalarının ardından mahkeme başkanı, duruşmaya 30 dakika ara verdi.

DURUŞMA SALONU KARIŞTI

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşması, verilen aranın ardından 15.30'da başladı. Devam eden duruşmada savcı, Narin'in annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet talebiyle hazırlanan mütalaayı okudu, cezalarında indirime yer olmadığına karar verilmesini istedi. Erhan Güran'ın evinin önündeki toplantının kamera görüntülerinin de suç teşkil etmesi gerekçesiyle, kamu adına suç duyurusunda bulunulmayı talep etti.

'KOLLUK KUVVETLERİNE BİLDİKLERİMİ ANLATTIM'

Daha sonra Arif Güran'a söz verildi. Olay gününü anlatan Arif Güran, "Olay günü Batman'daydım. Sabah evden çıktım. Amcamoğlu ile beraber. Akşamüstü köydeki komşum beni aradı. Nerde olduğumu sordu. 'Hayırdır' diye sordum. Merak ettiğini sordu. Bismil’de olduğumu söyledim. Narin'in kayıp olduğunu söyledi. Ardından bir kişi daha aradı. Oradan eve gelene kadar 2-3 kere kaza geçiriyorduk. Benim 5 tane oğlum da var ama Narin benim için farklıdır. Annesi için de farklıdır. Ne kadar önem gösterdiysem annesi de 2 kat gösterdi. Şimdi bir anne evladıyla sınanıyor. Köye yetiştik, aramalara katıldım. Orada kendimden geçtim. 'Narin'e bir şey mi oldu' dedim. Jandarma köpeği nereye gidiyorsa, o taraflara gidiyorum. Gençlerle mısırın içine girdim. 'Bir şey söylediğim zaman, kolluk dahil herkes sen aileni savunuyorsun' diyor. Muzaffer, beni aradı. Bir kaza olduğunu söyledi. Yanına gittim. Bana fotoğraf gösterdi. 'Benziyor' dedim. Komutanımızla beraber hastaneye gittik. Benim telefonumu sosyal medyalara paylaşmışlar. Kim paylaşmış onu da bilmiyorum. Öyle bir şey oldu ki artık telefona cevap veremez oldum. Birçok asılsız ihbar geldi. Kolluk kuvvetlerine bildiklerimi anlattım" dedi.

'BENİM KIZIMDAN NE İSTEDİN SEN'

Arif Güran, "Nevzat'ı anlattım. Bana, 'Bir adam 50 bin TL için adam öldürmez' dediler. 4-5 gün hiç uyuyamadım. Yemek de yiyemedim. Artık beynim uyuştu. Bu şekil ifadelere de gittim. En son karakola gittiğim zaman karakol komutanımız da oradaydı. Diğer yarbaylar da oradaydı. Orada, 'Kızım tepeye çıkmamış' dedim. 'Narin görmemesi gereken bir şeyi gördü. O yüzden ona kıydılar. Senin, Erhan'ın ve Baran hariç diğerleri biliyor' dediler. 'Mümkün değil' dedim. 'Önce 5' dediler sonra '5.45' dediler. Saat 7'ye kadar kızımı köyün içine koydular. 'İnanmıyorum' dedim. Bana, 'Şeyma Kaya 4,5'ta senin kızını görmüş' dediler. Sonra bana, 'Salim 18.30'da hızla arabayla köyün içinden senin kızını almış gitmiş' dediler. Dedim, 'İnanmıyorum.' Sonra Salim tutuklandı. Sonra Salim'in 2 işçisini yakaladılar. Telefon görüşmesi falan filan. Bu süreç bu şekil devam etti. Benle hanımım karakola gittik. 'Narin, Salim'in aracına binmiyor ama' dediğim zaman bana 'Ama demeyeceksin' dedi. Yüksel de o arabayla nişana gittiğini söyledi. Ona da 'Sen nasıl böyle bir şey söylersin' dedi. 'Tamam gidin, komutan şu an müsait değil' dedi. Bu vahşi, camide yanıma geldi. Zoruma giden bu oldu. Eli bile titremiyordu, benimle namaz kılıyordu. Benim kızımdan ne istedin sen? Buradaydım, sen ne istedin kızımdan? Tepenin üstünde iki kurşun sıksaydı. Bu adam gözümün içine bakıyordu" diye konuştu. Bu sırada Yüksel Güran da "Allah'ım sen bize yardım et" diyerek bağırdı.

‘NARİN’İN ANNESİNE NAMUSSUZLUK YAFTASI YAPIŞTIRIYOR’

Nevzat Bahtiyar'a yönelik Arif Güran, "Senin başına silah dayandığı zaman, Salim tutuklandıktan sonra gelseydin. 1700 jandarma personeli vardı. Gelseydi. Bazıları diyor ki itirafçı. Kaçarken yakalandı. Evladım için canımı veririm. Böyle bir Allahsızlık var mıdır? Salim yakalandıktan sonra konuşmuyorsun. O namaz seni çarpsın. Öbür dünyada senin imanına, senin dinine davacıyım. Bunun üzerine Narin'in annesine namussuzluk yaftası yapıştırıyor. Avukat Ali, sen televizyonda benim namusum üzerinde konuşuyorsun. Aynaya bak. Tülin doğduğu zaman özürlüydü. Öyle bir gözleri vardı ki. Bu anne 8 yıl boyunca baktı. Kızım sabaha kadar ağlardı. Bu ana o evladına baktı, 8 yıl boyunca baktı. Yukarıda Allah var. Eşimin namusuna da kefilim. Herkes kendi ailesinden sorumludur. Kimse kimsenin iffetine, namusuna laf söyleyemez. Benim kızım eğer bugün orada bir defa ölüyorsam o anne bin defa ölüyor. Benim kızım nerede katledilmiş belli. Bir katilin lafıyla evimin içine giriyor. Gittim, oğlumu öptüm. Oğlum uyandı. Uyanmasaydı, intihar edecektim. Bir insan koltuğundan olmasın diye bir aileyi katlediyorlar. Allah vekil, Narin için tek bir şey yapan devlettir. Diğer insanların hepsi para için, takipçi için. Ben her gün ölüyorum" diye konuştu.

SALONDA GERGİNLİK

Anne Yüksel Güran, ağlayarak, "Ya Rabb’im sana isyan etmiyorum ama bu vahşiye isyan ediyorum" diyerek bağırdı. Ağabeyi Enes Güran da sesini yükselterek "Bırakın beni, çıkmak istiyorum" dedi. Bunun üzerine gerginlik yaşandı, Güran ailesinden bazı kişiler, "Adalet" diyerek bağırdı. Bunun üzerine mahkeme başkanı, salonun boşaltılmasına karar verip, duruşmaya ara verdi. 

SAVCI: TÜM SANIKLAR SUÇ ORTAĞI

Narin Güran cinayeti davasında duruşmada savcı mütalaasını okudu. Savcı, 'Aile polisleri yanlış yönlendirdi. Sanıklar eylemlerini müşterek fail olarak işledi. Suçlular ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalı. Nevzat ve Salim dahil tüm sanıklar suç ortağı.' dedi.

Savcı mütalaasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:

Nevzat Bahtiyar ile Salim Güran’ın saat 15.10 ile 15.40 arasında uyumlu oldukları ve birlikte oldukları tespit edildi. Bu birliktelik ışığında söz konusu sanıkların eylemleri konusunda iştirak tanımı değerlendirildiğinde her bir suç ortağı fail konumundadır.

ORTAK HAREKET ETTİLER

Bildikleri gerçeği açıklamamaları nedeniyle Narin Güran'ın ölüm sebebinin ortaya çıkmasına engel oldukları ve Narin Güran'ı boğmak suretiyle ölümüne sebep oldukları ve suça iştirak ettikleri tespit edildi.

Haberin Devamı
HER SORUYA AYNI YANIT: BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada Nevzat Bahtiyar huzura alındı. Mahkeme başkanının sorularına, Bahtiyar şöyle cevap verdi:

-Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı?

Bahtiyar: Yok.

-Eklemek istediğin bir şey var mı?

Bahtiyar: Yok.

-Geçen celse dışında söylemek istediğin bir şey var mı?

Bahtiyar: Hayır.

Narin'i sen mi öldürdün?

Bahtiyar: Hayır.

Bahtiyar, avukatların sorularına ise şöyle yanıt verdi:

- (Olay günü) Oğlun Muhammed evde miydi?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

- Salim, oğlunun hangi futbol okuluna gittiğini nereden biliyor?

Bahtiyar: Bilmiyorum, kaydetmedim. Büyük oğlum onu kaydetti, ben bilmiyorum.

-Salim bunu bilebilir mi?

Bahtiyar: Bilmiyorum.

- 28 Ağustos'ta ne yaptığını hatırlıyor musun?

Bahtiyar: Üzerinden 4 ay geçmiş, hatırlamıyorum.

-Oğlun, cesedi ahırın yan tarafından bırakıldığını nereden biliyor?

Bahtiyar: Ben kimseye söylemedim.

-Ona cezaevinde anlattın mı?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

-Narin'in bulunduğu gün köye gittin mi?

Bahtiyar: Hayır.

-Kamera kayıtlarında Salim'in köydeki ilişkileri soruluyor. 'Orada yok' diyorsunuz. Ancak daha sonraki açıklamalarda var diyorsunuz?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

-Narin'in cenazesini alıp evden çıktın, sonrasını anlatır mısın?

Bahtiyar: Ben cenazeyi aldım, araca bıraktım. O sırada Salim geldi, battaniyeyi aldı. O sırada nereye gittiğini bilmiyorum.

-O araç neredeydi?

Bahtiyar: Bilmiyorum.

-Narin'in çantasını dereye götürme esnasında açtın mı?

Bahtiyar: Hayır, sadece kemerini aldım, torbayı bağladım.

- Olay günün Necmettin Kaya ile 00.30'da telefonla görüştünüz. Ne konuştuğunuzu hatırlıyor musunuz?

Bahtiyar: Hayır.

- 'Salim aracıyla cami yolunu kullanarak geldi, battaniyeyi orada teslim aldı' dediniz. Bunu açıklayın.

Bahtiyar: Cami yolundan geldi. (Haritadan gösterilmesinin istenmesi üzerine) Hatırlamıyorum. Uzunbahçe tarafına olay günü dışında gitmedim.

-Narin'in raporunda iç çamaşırında PSA bulunmuş. Sperm öncesi bir bulgu.

Bahtiyar: Ben öyle bir şey yapmadım. Narin'in üzerine bir taş bıraktım.

-Orada 38 dakika ne yaptınız?

Bahtiyar: İlk önce ip aradım. Çuvalın ağzını kapatmak için bekledim. Çuvalın içindeki kancayı ben koymadım, beni takip etmiş olabilirler.

-Siz bu cinayeti Salim Güran'ın işlediğini ve ailenin de size iftira ettiğini mi düşünüyorsunuz?

Bahtiyar: Salim, kendi ağzıyla bana Narin'i öldürdüğünü söyledi. Bana niye iftira attıklarını bilmiyorum.

'İNKAR ETTİĞİ İÇİN AĞABEYİM TOKAT ATTI'

Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., çoban A.A. ve Narin'in amcası Erhan Güran'ın ifadelerinin ardından, Baba Arif Güran dinlendi. Mahkeme başkanının tanık beyanlarına söyleyeceği veya araştırılmasını istediği bir şeyin olup olmadığını sorması üzerine Arif Güran, "O videoda ben de vardım. Yemeğe gittik. 'A.A. orada olduğu için biz A.A.'yı çağırın' dedik. O adam, sabit. Akşam 6,5’ta köye girdiği için kimi gördüğünü sormak için çağırdık. A.A. ile konuştuğumuzda inkar etti, ağabeyim de bir-iki tokat vurdu" dedi.

'KAMERANIN BOZULMASI O GÜNE Mİ DENK GELDİ?'

Oğlu Enes'in neden olmadığı sorusuna ise "Aile komple toplanacak diye bir şey planlanmadığı için Enes de yoktu. Oraya yemeğe gittik, özellikle planlanmış bir toplantıya değil. Benim kızım gitmiş, ruhum gitmiş. 'Allah için çağırın, benim kızımla ilgili bilgi versin' dedim. Ama maalesef kimse görmemiş kızımı. Bütün tesadüfler benim kızımın ölümüne mi denk geldi? Benim kızım Türkiye'ye mal oldu. Bu kadar önemli bir dosyada kameranın bozulması o güne mi denk geldi?' diye konuştu.

BAKAN GÖKTAŞ'TAN AÇIKLAMA

Sıla ve Narin cinayeti davalarıyla ilgili konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, 'Faillerin en ağır cezayı alması için bakanlık avukatlarımız yoğun mücadele veriyor' dedi.

Narin Güran cinayetiyle ilgili Bakan Göktaş, 'Köydeki diğer çocuklara yönelik psikososyal destek ekibi kurduk, travmaları atmaları için çalışmalarımızı sürdürdük' ifadelerini kullandı.

 

Haberin Devamı
‘ÇOBANIN ŞÜPHELİ HAREKETLERİ ÜZERİNE BUNU YAPTIK’

Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran’ın işçisi 15 yaşından küçük R.A. ve çoban A.A.’nın ifadelerinin ardından, Narin Güran’ın amcası Erhan Güran duruşma salonuna getirildi. Mahkeme Başkanının kamera görüntülerindeki toplantıyla ilgili sorular üzerine Erhan Güran, “Biz o zaman çocuğu kaybolmuş, arayan bir aileyiz. Birçok kişi 06.30- 07.00 civarı Narin’i gördüklerini söylediği için, Çoban A.A.’nın 18.30 sıralarında geldiğini biliyorduk. O yüzden Çoban A.A.’yı çağırdık. Narin’i görüp görmediğini söyledim. Çok panik hareketler yapmaya başladı. Uzman çavuş oradaydı. ‘Ben şüpheleniyorum bundan’ dedim. ‘Gerekeni yaparız’ dedi, bir şey yapmadı. Hayvanları tek başına gönderdi. Beni gördü, gelmedi yanıma. Evinin önünde oturuyorduk. ‘A.A.’yı çağırır mısın’ dedim, kaçtı. Bizim aile de şüphelenmeye başladı. A.A.’ya da ‘O saatte sen köyüne içerisine giriyorsun’ dedik. ‘Sen gözü kapalı mı evine gidiyorsun?’ dedik. Biz kesinlikle bir senaryo çizmedik. Aile üzerinde senaryolar çiziliyor. Şimdi de benim kızımdan bahsediyorlar. Namus, bu kadar yeter artık. ‘Aile oturuyor, çay içiyor, bir şey yapmıyorlar’ diyorlardı. Biz de mücadele veriyorduk. Çobanın şüpheli hareketleri üzerine bunu yaptık. Bir iki tokat atılmıştır, çünkü yalan söylüyordu. Bilerek toplanmadık. O an yemek yeniyordu” dedi.

‘GENÇLER ANİ BİR REFLEKSLE TOKAT ATTILAR’

Savcının soruları üzerine Erhan Güran, “Ben İsa’yı gördüm, bir köylü bayanın ismini söyledi. Onların akrabası bir bayan vardı. O ‘Ben evden çıkmamışım’ dedi. Kolluk kuvvetlerine Çoban A.A.’yı söyledik. İfadesi alındı mı alınmadı mı bilmiyorum. Gençler ani bir refleksle tokat attılar. Cevabımızı alamadık. O günden sonra da onunla bir temasta bulunmadık. Çoban, ‘Bilmiyorum, görmedim’ diyordu” yanıtını verdi.

Eski Baro Başkanı Nahit Eren’in ‘Kamera kayıtlarını sildiniz mi, müdahale ettiniz mi’ sorusu üzerine Erhan Güran, “Hayır” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatlarının ‘Başka birini sorguladınız mı’ sorusu üzerine de Erhan Güran, “Şeyma kaya ile konuştuk. Narin’in cenazesi çıkmasaydı, hala daha arayacaktık, soracaktık. Çobanın geliş saati Şeyma’nın söylediği saate denk geldiği için Çobanı sorguladık. Uzman çavuşa da söyledik” diye konuştu.

TEHDİT EDİLEN ÇOBAN AĞLADI

Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A.'nın ifadesinin ardından çoban A.A., duruşma salonuna getirildi. İfade öncesi, dava dosyasına da eklenen, cesedin bulunmasından 1 gün önce Narin'in amcası Erhan Güran'ın evinde yaptığı toplantıda çoban A.A.'ya sorular sorup, daha sonra gönderdikleri güvenlik kamerası görüntüleri izletildi. Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir, görüntülerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dosyadan çıkarılması için itiraz etti. Mahkeme başkanı, "Bu delil hukuka aykırı değil, dosyaya alıyoruz" dedi.

Mahkeme başkanı, çoban A.A.'ya neden götürüldüğünü sordu. A.A., "Eve geldim, çantamı bıraktım. Benim evime geldiler. 'Erhan abi seni çağırıyor' dediler. Gittim. 'Erhan abi, bana sen her gün oradasın, bir şey gördün mü, yabancı bir araba gördün mü' dedi. Narin'i hiç görmedim. Herhangi bir dikkat çeken bir şey görmedim. Kameradan ayrıldıktan sonra tokat vurdular" diye konuştu. Çoban A.A., daha sonra ağlamaya başladı.

'NE ENES'İ GÖRDÜM NE KIZI GÖRDÜM'

Görüntülerde, 'Kızı gördün mü' diye sorulan sorunun ne olduğu sorusuna A.A., "Ne Enes'i gördüm ne kızı gördüm. Enes'e küfredildiğini duymadım. Bana baskı yok. Ekmeğimdeyim. Olay günü hiçbir şey görmedim. Beni tehdit eden olmadı. Uğur ile Ömer, bana 'Gel' dediler. Niye çağrıldığımı bilmiyordum. Bana, 'Savcıya bir şey söyleme' gibisinden cümleler kullanılmadı. Olay günü Enes'i, Narin'i görmedim" diye konuştu.

'NEVZAT İLE SALİM, KARDEŞ GİBİYDİLER'

Savcının soruları üzerine çoban A.A., "Bahtiyarlarla küsüz, Güranlarla değiliz. Nevzat ile Salim, kardeş gibiydiler. Narin kaybolduğundan bulunana kadar bir şey konuşmadım" dedi. Katıldığı bir televizyon programında kullandığı, 'Beni de döverler' cümlesi ile ilgili, 'Başka kimi dövdüler' sorusuna A.A., ağlayarak, "Kızları kaybolmuş ya o yüzden dedim. Benden önce birini dövdüklerini duymadım. Sıcak olduğu için köyün karşısında bahçe var, oraya götürüyordum. Kurtuluş, Ensari, Ömer ve Baran beni görüntülerden sonra arka tarafa götürdü. Erhan da geldi arka tarafa. 'Sen bir şey bilmiyor musun?' dedi" diye konuştu.

'ENES'İ GÖRDÜN MÜ DEDİLER'

Daha sonra ağlamaya başlayan A.A. "Bir şey bilmiyorum" dedi. Savcının, 'Senden bir şey duymaya mı çalışıyorlar, Enes ile ilgili cümleler kuruldu mu’ sorusu üzerine de A.A. "'Sen bir şey gördün mü' diye sordular. 'Enes'i gördün mü' dediler" cevabını verdi.

Mahkeme başkanının sorusu üzerine A.A., "Orada bana 'Sen çöldesin, nasıl bir şey görmedin?' dediler. 'Enes ile ilgili bir şey bilmiyorum' dedim" diye konuştu.

'DOĞRULARIN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN KÜRTÇE SORMANIZA İZİN VERİYORUM'

Eski Baro Başkanı Nahit Eren'in görüntülerde 'Enes ile ilgili cümleler kullanıldı mı, sana küfredildi mi' sorusu üzerine A.A., 'Yok' yanıtını verdi. Eren'in Kürtçe soru sorma talebi üzerine mahkeme başkanı, doğruların ortaya çıkması için Kürtçe soru sorulmasına izin verdiğini belirtti. Yeminli tercüman eşliğinde Nahit Eren, A.A. ile Kürtçe konuşarak, "Şerefsizin şerefsizi Enes' diye bir söz kullandı mı?" diye sordu. A.A., "Hayır, duymadım” yanıtını verdi. Eren'in, 'Erhan elini masaya vurdu, 'Biz onun boğazını tutup buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş' dedi mi?' sorusuna çoban A.A., "Hayır" yanıtını vererek tekrar ağlamaya başladı.

Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Adnan Ataş, bu yaşananlardan sonra aile hakkında suç duyurusunda bulunup, bulunmadığını sordu. A.A., "Bulunmadım" yanıtını verdi.

'SİLAH ÇEKİP KAFASINA MI DAYAYAYIM'

Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın 'Bu son tanığımız, iyi değerlendirmemiz lazım' cümlesi üzerine, mahkeme başkanı, "Ne yapayım silah çekip kafasına mı dayayayım?" dedi. Daha sonra A.A.'ya dönerek, "Bu arada silahım yok" dedi. A.A. da mahkeme başkanına, "Beni öldürsen de canım sana feda olsun" yanıtını verdi. Yüksel Güran'ın avukatı Yılmaz Demiroğlu'nun 'Kadını ya da adamı gördün mü' sorusu üzerine de A.A., "Trafik polisi değilim, görmedim. Olay sırasında Eren'i de duymadım" diye konuştu.

'SALİM GÜRAN HER GÜN NASILSA, O GÜN DE ÖYLEYDİ'

Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., pedagog eşliğinde adli görüşme odasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden dinlendi. Olay gününü anlatan R.A., "Her gün nasılsa, o gün de aynı şekilde çalışıyorduk. Benle babam gittik o gün köye. Salim Güran aşağıda da yukarıda da bizim yanımıza geldi. İlk olarak sabah 8-9 gibi geldi. 2 saat sonra gitti. Saat 1-1,5 gibi babam işçileri çıkartmaya gitti. Saat 3-4 gibiydi, Salim Güran yanıma geldi. Babamı sordu. Daha sonra babamı aradı. Biraz oturduk. Çay yaptık. Daha sonra yine babamı aradı. Çayı içtik. Daha sonra babam motosikleti ile geldi, Tavşantepe'nin yukarısındaki tarlada. Salim Güran her gün nasılsa, o gün de öyleydi. Babam daha sonra aşağı tarlaya gitti. Babam gittikten 15-20 dakika sonra gitti. 'Üzerimi değiştireceğim' dedi. 6.30 gibi babam da yukarı geldi. Ondan sonra oturduk, yemek yedik. Salim Güran da bizimle yemek yedi. Ondan sonra biraz telefonlarla uğraştık. Daha sonra birisi, Salim Güran'ı aradı. Kızın kaybolduğunu söyledi. Pil vardı. Bana pil getirmemi söyledi. 'Akşam el feneri için lazım' olur diye. Daha sonra babamla beraber gittiler” dedi.

'GELDİĞİ ZAMAN AYAKLARI NORMALDİ'

Mahkeme dosyasına giren Salim Güran ve R.A. arasındaki 18.38'deki konuşma dinletilerek, konuşmayı hatırlayıp hatırlamadığı sorulması üzerine R.A., "Fıskiyeyi üst üste koymuştuk. Beni aradı, 'Orada bir sivrik çıkmış' dedi. Ona sivrik diyoruz. Çünkü sivrik çıkınca orası susuz kalıyor. Taşların üzerine çıktığı zaman görüyordu. Çoğu sefer arıyordu bunun için. Çıktığı zaman beni arıyordu" diye konuştu.

Salim Güran'a küfrederek, 'Senin yüzünden başımız belaya girdi. Üzerinde temiz kıyafetleri vardı. Her iki ayağı da suya girmiş gibiydi' diye tutulan tutanakla ilgili de "İfadelerimi okumadım. Sadece bana imza attırdılar. Bana 'Ayakları ıslak mıydı' diye sordular. Ben de 'Yok' dedim. Böyle bir şey demedim. Ayaklarına fazla bakmadım ama geldiği zaman ayakları normaldi" yanıtını verdi.

'HATIRLAMIYORUM'

15.52'de Salim Güran ile konuşma yaptığı ancak o saatlerde Salim ile yan yana olduğuna dair beyanı ile ilgili çelişkinin sorulması üzerine de R.A. "Babam aşağı suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran üstünü değiştirmeye gitti. O gelene kadar ben bitirdim. Bu saat 18.00 civarıydı" diye konuştu.

Savcının 15.52'deki telefon görüşmenin detaylarını sorması üzerine de "Hatırlamıyorum. Saatleri tahminime göre söyledim. Saate bakmadım. Salim Güran benim yanıma ilk geldiğinde babamı aradı" dedi.

'OLSAYDI SÖYLERDİM, YETER Kİ BU CEZAEVİNDEN ÇIKAYIM'

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren'in 'Soruşturma aşamasında öğleden sonra Salim'in sürekli olarak yanında olduğuna dair beyanı vardı. Bu konuda telkin oldu mu?' sorusuna R.A., "Olsaydı söylerdim, yeter ki bu cezaevinden çıkayım. Kimse beni yönlendirmedi. Salim Güran'ın benim yanıma geldiği tarla yukarıda" yanıtını verdi.

'SAAT 16.00 İLE 18.00 ARASINDA SALİM GÜRAN YANIMIZDAYDI GENEL OLARAK'

Olay günü babası ve Salim dışında kimseyi görüp görmediği sorusu üzerine R.A., "Tavşantepe'de birisi var; hindilerini getiriyor, kuzularını getiriyor. Her gün geliyordu. O gün gelip gelmediğini bilmiyorum. O gün Tavşantepe'ye gitmedim. Babam aşağı tarlaya gittikten sonra yarım saat içerisinde geldi. Bir tarlanın suyu bitmişti. Kaçak elektrik de beyaz kutu gibi bir şeydi. Kablosu vardı. Trafosu bozulmuş sandım. Saat 16.00 ile 18.00 arasında Salim Güran yanımızdaydı genel olarak. Tarlaya elektrikçi geldi ama o gün mü değil mi hatırlamıyorum" dedi.

Aile Bakanlığı Vekilinin, Salim'in kız kardeşlerini evine bırakıp bırakmadığı sorusu üzerine R.A., "Olaydan bir iki gün önceydi. Ben de oradaydım" yanıtını verdi.

Duruşmada söz alan Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ, kötü muamele görüp görmediği sorusu üzerine, "Beni bir kere dövdüler. Bir komutan, 'Bunu dövmeyin bunun suçu yok' dedi. Birisi arkamdan vurdu, nefesim kesildi" diye konuştu.

Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz da R.A.'ya 'Salim Güran'ın karısının babasını tanıyor musun?' diye sordu. R.A., "Bir kere evlerine gitmiştim. Devran’la gittik. Orada malzemeleri aldık. Olay günü Salim Güran'ın kayınpederinin çiftliğine gidip gitmediğimize emin değilim ama gittik. Çiftliğe gittiğim günü hatırlamıyorum. Mahfuz diye biriyle konuşmuştum" dedi.

Haberin Devamı
İKİNCİ DURUŞMA BAŞLADI

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşması başladı. Baba Arif Güran, duruşmaya katılmak üzere adliyeye geldi.


SANIKLAR, YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ EŞLİĞİNDE ADLİYEYE GETİRİLDİ

İkinci duruşma öncesi mahkeme salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Polis ekipleri, dün adliye çevresine bariyerler yerleştirdi. Duruşma öncesi tutuklu sanıklar, cezaevinden yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde çıkarılarak adliyeye getirildi. Adliyeye girişlerde, gelenler çanta ve benzeri eşyaları kontrol edilip, üst aramalarının ardından içeri alınıyor. Ambulans ekiplerinin de hazırda bekletildiği adliye çevresinde trafik polisleri araçların geçişini kontrol ederken, motosikletli Yunus timleri de devriye görevi yürütüyor.


TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANI DURUŞMADA

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, beraberindeki heyet ile Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasına katıldı. Heyet, kendileri için ayrılan bölümde oturdu. AK Parti Adıyaman Milletvekilli Mustafa Alkayış, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da duruşmaya katıldı. Tutuklu bulundukları cezaevlerinden getirilen Nevzat Bahtiyar, amca Salim Güran, ağabey Enes Güran ve anne Yüksel Güran ile avukatları, duruşma salonunda hazır bulundu.


Haberin Devamı
1'İ TUTUKLU, 3 TANIK DİNLENECEK

Bugün görülecek ikinci duruşma için alınan ek kararda, sanık avukatlarının celse arasındaki talepleri doğrultusunda 1'i tutuklu 3 kişinin tanık sıfatıyla dinlenilmesine karar verildi. Mahkeme tarafından verilen kararda, amca Erhan Güran ve çoban A.A.'nın (33) duruşmaya zorla getirilmesi, amca Salim Güran'ın işçisi tutuklu 15 yaşındaki R.A.'nın ise cezaevinden celbi için karar verildi. Mahkeme dosyasına giren görüntülerde, amca Erhan Güran ile evinde yapılan toplantıda sorular sorup, daha sonra gönderdikleri çoban A.A.'nın görüntüleri ortaya çıkmıştı. Amca Salim Güran'ın işçisi R.A. ise ilk duruşmada 'Tanıklık yapmak istemiyorum' deyince, salondan çıkarılmıştı.

NARİN’İN ÖLDÜRÜLME NEDENİNİN BELİRLENEMEMESİNE SEBEBİYET VERECEK İRADE ORTAYA KOYMUŞLAR

Savcı, esas hakkındaki mütalaasında sanıklar, Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıyan Nevzat Bahtiyar ile ilgili 'İştiraken kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Mütalaada dosya içeriğinde soruşturma ve kovuşturma boyunca bulunan ve sunulan tüm kamera görüntüleri, ifade tutanakları, Adli Tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu ve bu yönde desteklenen bilirkişi raporu, kriminal raporlar, ulusal kriminal büro raporu, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, olay günü sanıklar Enes Güran’ın, Salim Güran’ın, Yüksel Güran’ın ve Nevzat Bahtiyar’ın olay saatinde Arif Güran’ın evi ve civarında bulundukları hususunun daraltılmış baz analiz raporu ve bilirkişi raporuyla tespit edildiğini belirtilerek, “Ayrıca 28/11/2024 tarihli ulusal kriminal büronun raporu ile de desteklenen ahır-ev bölgesinde olay saatinde gerçek-canlı hareketleri mevcut olup Narin Güran’ın da ahır-ev bölgesine ulaştığının belirlendiği bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve bu eyleme taraftar olmadıklarını gösterecek şekilde engelleyici bir irade ortaya koymadıkları gibi fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek bildikleri gerçeği açıklamamak suretiyle Narin Güran’ın öldürülme saikinin kesin bir şekilde belirlenememesine sebebiyet vererek iştirak iradelerini ortaya koydukları, kasten öldürme suçunun işlenmesinde suçun icrasını kolaylaştırma iradeleri yanında suçun işlenmesi sonrasındaki tutumları da göz önüne alındığında Narin Güran’ı boğmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdikleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri anlaşılmakla, yukarıda izah olunan nedenlerle üzerlerine atılı ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçunu işleyen sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca, sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-e, 53/1 ve 63'üncü sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, alacakları ceza miktarı nazara alındığında hükümle birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıkların gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak haklarında TCK 62'nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, mahkememiz nezdinde adli emanete kayıtlı materyallerin dosyada delil olarak saklanmasına, işlemiş oldukları suçun kasti suç olması nedeni ile haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 53'üncü maddesinin 1'inci fıkrası gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 63'üncü maddesi gereğince cezalarından mahsubuna, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 325/1 maddesi gereğince tüm yargılama giderlerinin sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur" denildi.

Mütalaada ayrıca 27 Kasım'da dava dosyasına sunulan ve Van Kriminal Şube Müdürlüğü'ne gönderilerek ilgili videoların ses iyileştirilmelerinin ve söz konusu konuşmaların Türkçe tercümesi yapılmak üzere rapor talep edilen Erhan Güran'ın evindeki kamera görüntüleriyle ilgili olarak da "Şahsın ikametindeki kamera görüntülerinde yer alan kişilerin eylemlerinin kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçları yönünden suç ve suç unsuru teşkil ettiği değerlendirildiğinden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur" ifadeleri kullanıldı.