06.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Damla Güler
Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturmada şüpheli sıfatıyla önceki gün İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yusuf Hakkı Doğan’a ifade veren İstanbul İstihbarat eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer, “İstihbarat Daire Başkanlığı arşivinde Hrant Dink ile ilgili açılmış dosya vardır. Benim hatırladığım kadarı ile başlangıçta Hrant Dink hakkında sol faaliyetlerinden dolayı bir fiş vardı” dedi. Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlileri hakkındaki soruşturmada şüpheli olarak ifade veren İstanbul İstihbarat eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in 16 sayfalık verdiği ifadenin detayları ortaya çıktı.
Sabri Uzun’un “Hrant Dink vurulacağına ilişkin istihbarat raporu benden saklandı” yönündeki açıklamalarının doğru olup olmadığı sorulan Yılmazer, istihbarat raporunun içeriği ile ilgili Sabri Uzun ile ilgili bir görüşme yapmadığını söyledi. Yılmazer, “Sabri Uzun diyor ki, ‘Bu rapor bana verilseydi ben merkez koruma kuruluna yazı yazar ve koruma tedbiri aldırırdım’ diyor. Fakat bu gerçeği yansıtan bir ifade değil. Bugüne kadar Sabri Uzun tarafından bir tane bile merkez koruma komisyonuna yazılmış yazı yoktur. Sen bir tek Dink ile ilgili mi yazı yazacaksın? Bir sürü benzer olay var” diye konuştu. İhbar notunu görmediğini belirten Yılmazer, “Bu evrak üzerinde benim herhangi bir parafım ve notum yoktur” dedi.
‘Hayal’e evrak hazırlandı’
Savcılık, Dink ile ilgili yazılan iki istihbarat raporunda farklılık olduğu, birinde “ses getirecek eylem” diğerinde “öldürülecek” diye bilgi yazıldığı hatırlatarak Yılmazer’e bu farklılığın sebebi soruldu. Yılmazer, bu soruya, “Her iki yazı arasında fark vardır. İstanbul’a gönderilen yazıda ‘öldürüleceği’ yönünde bilgi yoktur. Bunu takdir edecek kişi de Engin Dinç’tir.(dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü). Yazının her hali ile tedbir alınması gerekirdi. İstanbul’un koruma altına alması gerekiyordu. Hatta istihbari operasyonel bir çalışma yapılmalıydı. Bunu da Trabzon’un yapması gerekiyordu” diye yanıt verdi.
Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in “Trabzon’dan ve İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan kendilerine bilgi paylaşımı yapılmadığı” yönündeki beyanları da hatırlatılan Yılmazer, “Tehdit ciddiyse gerekli koruma tedbirleri alınması sağlanmalıydı. Trabzon İstihbarat ile koordineli olmalıydı. Osman Hayal hakkında sahte bir tahkikat evrakı tanzim etmiş kusurunu örtmeye çalışmıştır” ifadelerini kullandı.
‘Cinayet Küçük kaynaklı’
Savcılık, Yılmazer’e, Ergenekon soruşturması ile Dink cinayeti soruşturmasının neden bağlanmadığını sordu. Yılmazer, “Ben bilgileri istihbaratçı olarak Terör ve Organize’ye bildirdim. Bağlantı kurma, delillendirme yapma onların görevidir. Bu olayın Veli Küçük kaynaklı olduğunu herkes biliyor. Kamuoyunda yaygın bir kanı var” dedi. Dink cinayetinin Ergenekon soruşturmasıyla ilişkilendirmeye yönelik veya belirli bir oluşuma ilişkin olduğu izlenimi yaratan şemalar da sorgu sırasında Yılmazer‘e gösterildi. Yılmazer, “Bu şemalardan bilgim var. Bu şemalar Ergenekon soruşturmasından önce gündeme gelmiş şemalardır. Ben böyle bir şema hazırlamadım, hazırlatmadım” dedi.
Dink ailesinden savcılığa dilekçe
Ali Fuat Yılmazer’in ifadesinde, “Dink hakkında sol faaliyetlerinden dolayı bir fiş vardı” açıklaması üzerine Dink ailesinin avukatları savcılığa dilekçe sundu. Dilekçede, “İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına ayrı ayrı yazı yazılarak, Dink ve Dink’in genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesine ilişkin yapılan tüm çalışmalar, toplanan bilgiler ve oluşturulan kayıtların istenmesini”
talep edildi.
‘Baskı olduğu biliniyordu’
Cinayetin azmettirici olarak ceza alan Yasin Hayal ile ilgili teknik takip yapıldığını ifade eden Yılmazer, fiziki takip yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyledi. Yılmazer, yapılan dinlemelerin cinayetten önce çözümünün yapılıp, yapılmadığını ilişkin bilgisinin olmadığını söyledi. Yılmazer, “Dink ile ilgili istihbaratta dosya var mıdır?” sorusuna, “İstihbarat Daire Başkanlığı arşivinde Hrant Dink ile ilgili açılmış dosya vardır. Benim hatırladığım kadarı ile başlangıçta Hrant Dink hakkında sol faaliyetlerinden dolayı bir fiş vardı” diye yanıt verdi. Yılmazer’in Hrant Dink’in o dönemde baskı altında olduğunu söylemesi üzerine savcılık, “Nereden biliyorsunuz?” diye sordu. Basın yayın kuruluşlarının o dönemki yayınlarını hatırlatan Yılmazer, “Konu ile ilgili herkes bilgi sahibiydi. Yani emniyet, Jandarma ve MİT. Ben de Dink’e karşı yapılan eylemlerden haberdardım ve buna karşı bir tehdit atmosferi olduğunu biliyordum” dedi.
Savcı, Yılmazer’e “İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü arşivinde Dink’in tehdit edildiğine ilişkin kayıtların var olmasına rağmen bu bilgileri mahkemeye neden bildirmediniz?” sorusunu yöneltti. Yılmazer ise “Daha önce Hrant Dink’in öldürülmesi olayı ile ilgili olarak verdiğimiz bilgilerin dışında ilave bir duyum var mı, yok mu şeklinde algıladım, Daha önce arşivdeki bilgileri zaten soruşturma makamlarına iletmiştim” cevabını verdi.
Ogün Samast üçüncü bir isim daha verdi
Hrant Dink’in uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Savcısı Yusuf Hakkı Doğan tarafından yürütülen soruşturmada, ifade alma işlemleri sürüyor. Ogün Samast geçtiğimiz günlerde soruşturma savcısı Yusuf Hakkı Doğan’a mektup yazarak “cinayetle ilgili konuşmak istediğini” belirtmişti. Bunun üzerine savcı Doğan, Samast’ı tanık olarak ifadeye çağırdı.
Hrant Dink’i öldürmekten 22 yıl 10 ay hapis cezası alan Samast dün sabah tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi. Adliyenin 7. katına çıkarılan Samast, soruşturmayı yürüten savcı Yusuf Hakkı Doğan’a yaklaşık 3 saat ifade verdi. İfadenin ardından Samast jandarmalar eşliğinde tekrar hükümlü bulunduğu Kandıra Cezaevi’ne götürüldü. Savcı Yusuf Hakkı Doğan’a ifade veren Samast’ın eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in isimlerini daha önce sanık Erhan Tuncel aracılığıyla duyduğunu söylediği belirtildi. Samast’ın adı hiç geçmeyen bir kişinin daha ismini söylediği öne sürüldü.
Cerrah da ifadeye çağırıldı
Yeniden ele alınan Dink cinayeti soruşturması kapsamında şimdiye kadar Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’nin eski başkanları Sabri Uzun ile Ramazan Akyürek, İstanbul İstihbarat eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer ifade verdi. Şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılan diğer isimler arasında eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler de yer alıyor. Dink ailesinin avukatları savcılığa dilekçe vererek, Dink ve Dink’in genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesine ilişkin yapılan tüm çalışmalar, toplanan bilgiler ve oluşturulan kayıtların istenmesini talep etti.