Gündemİngiliz gazetesi Guardian'ın skandal çağrısına tepki yağdı

İngiliz gazetesi Guardian'ın skandal çağrısına tepki yağdı

05.02.2023 - 18:51 | Son Güncellenme:

İngiliz The Guardian gazetesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan ifadelere AK Parti’den tepki geldi.

İngiliz gazetesi Guardianın skandal çağrısına tepki yağdı

Türkiye, tarihinin en kritik seçimine doğru yaklaşırken yabancı basın kuruluşları, tepki çeken haberlerine devam ediyor. En son olarak İngiliz gazetesi The Guardian 'Türkiye'nin iki yüzlü 'padişahı' batının dostu değil' başlıklı bir makaleye yer verdi. Makalenin yazarı Simon Tisdall yazısında, Türkiye'nin Avrupa, Asya ve Ortadoğu'nun birleşme noktasında önemli bir etkiye sahip olduğunu belirtirken "Yine de, asabi sultan cumhurbaşkanının yurtiçinde ve yurtdışında yirmi yılı aşkın bir süredir izlediği, giderek artan saldırgan, otoriter ve bölücü politikalar, tüm varsayımları alt üst etti. Güvenilir bir Batılı müttefik olarak Türkiye'nin güvenilirliği ve yararlılığı neredeyse sona ermiştir." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

'Erdoğan'ın İsveç'in NATO'ya katılma girişimini engellemesi, düşmanca davranışın en son ve korkunç örneğidir' denilen yazıda şu soru soruldu: "İki yüzlü Recep Tayyip Erdoğan'ın Batı dostu olmadığını kabul edip ona göre cezalandırmanın zamanı geldi mi?"

Milliyet

NUMAN KURTULMUŞ'TAN CANLI YAYINDA SERT TEPKİ

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş CNN Türk'te yaptığı açıklamada yazıya sert tepki gösterdi. Kurtulmuş, "Maalesef bu epeydir Batı'da çok satan itibarlı oldukları zannedilen bazı dergilerde bu yayınlar arka arkaya çıkmaya başladı. Bunlar alışmışlar bu beyler ne derlerse onu yapan Türkiye görmek istiyorlar. Özellikle İsveç'in NATO'ya girme konusunda Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu net tavır bunları çileden çıkarıyor. Bunların Türkiye'ye Cumhurbaşkanı'na hakaret etmesinin zeminini hazırlayacaksınız. Hem de arkasından Kur'an-ı Kerim'in yakılması eylemi gibi Müslümanların gözünün içine baka baka çok ağır hakaretler yapacaksınız ve bunlara seyirci kalınacak. Arkasından da biz NATO'ya üye olacağız diyeceksiniz. Türkiye böyle ikiyüzlü çifte standartlı tavrı kabul etmeyeceğini başından itibaren söylüyor. Bütün bunların ötesinde uzunca bir zamandır tüm Batı'yı tutan bir hastalık var. O da yabancı ve göçmen düşmanlığı. Bütün bunların sembolize edildiği yer olarak gördükleri Türkiye ve Erdoğan onların şahsında topyekün İslam dünyasına ve mazlum milletlere karşı alınan bir tavrın göstergesi bu. Fevkalade tutarsız ve ikiyüzlü bir tavırdır. Ne demek 'Türkiye'yi cezalandırmak lazım.' Bu tür lafların hepsini iade ediyoruz. Bunun bir de bu genel seyrin dışında seçimin yaklaşmış olması Tayyip Erdoğan'ın bu seçimden galip çıkacağı şeklinde kamuoyu yoklamasının onların da önünde olması öyle görünüyor ki bunların Türkiye seçimlerine müdahale anlamına gelen bir tavrın içerisine girmesine neden olmuş. Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de Cumhurbaşkanımızı ve Türkiye'yi hedef alan yayınlar, bazı gösteriler bazı önemli başkentlerde tehdit ve hakaret içeren gösterilerin olduğu bir sürece girmiştik. Benzer bir sürece gireceğiz. Batı'da seçim yaklaştıkça Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye karşıtı bazı ifadeler, gösteriler ortaya çıkacağı aşikardır. Bu büyüyen ve yükselen Türkiye'den duyulan rahatsızlığın bir göstergesidir." açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı

14 Mayıs seçimlerine dikkat çeken Kurtulmuş, "Bu neresinden bakarsanız bakın demokrasiye aykırı olan tarzdır. Adama haddini bil derler. İngiltere'nin yaşamış oldukları zorluklara bakın. Siz kendi ülkenize kendi halkınıza söyleyecek sözünüz varsa buyrun söyleyin. Bu doğrudan doğruya hazımsızlık. Türkiye sözü güçlü olma istikametinde yürüyor. Milletimiz 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı kapılarını sonuna kadar açacak. Bu istikrarla Türkiye devam ederse eyvah bizim başımıza çok güçlü Türkiye gelecek, bunu şimdiden önleyelim. Bu telaşla kaleme alınmış son derece değersiz yazıdır. " ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Kurtulmuş sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: Rusya Ukrayna savaşında bu beyler ister ki Türkiye taraf olsun. Şunu görmüyorlar Türkiye burada bütün dünyanın saygıyla izlediği politika ortaya koyuyor. Tahıl koridorunu açmaya çalışıyor, esir takasını gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu beylerin savaşın yaygınlaşması yönelindeki tarzlarına karşı Türkiye barışın gerçekleşmesi için pozisyon alıyor.

Haberin Devamı

PEŞ PEŞE TEPKİLER! 

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "The Guardian'da, Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan hakkındaki antidemokratik ifade ve çağrılar asla kabul edilemez. Şiddetle kınıyor, reddediyoruz" dedi. AK Parti'li Kurtulmuş, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "The Economist, Stern, Bloomberg, Foreign Policy'nin ardından The Guardian'da Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan hakkındaki antidemokratik ifade ve çağrılar asla kabul edilemez. Şiddetle kınıyor, reddediyoruz. Avrupa'nın ve Batı'nın her yanını saran İslam düşmanlığına, Türkiye karşıtlığına ses çıkarmayanların terör örgütlerinin diliyle ülkemize ve Cumhurbaşkanımıza saldırmaları, her geçen gün dozu artan bu ikiyüzlü yaklaşımları, Türkiye'nin doğru yolda olduğunun açık bir göstergesidir" dedi.

Haberin Devamı

Kurtulmuş, açıklamasının devamında, "The Guardian'da ülkemiz ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında yayınlanan yazı; gazetecilik ve diplomasi ilkelerini çiğneyen, nefret esaslı, ahlaksız bir tetikçi 'muhabir'in hezeyanlarıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında Türkiye Cumhuriyeti'ne, demokrasisine ve halkına yönelik bu menfur ve küstah dili sahibine iade ediyor ve yükselen Türkiye'den korkmaya devam edin diyoruz" ifadelerine yer verdi.

AK Parti Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Seçim yaklaşırken Cumhurbaşkanımızı ve Türkiye’yi hedef alan yayınlar yine sıraya girdi. Bunların hepsi sadece kara propagandadır” dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Seçim yaklaşırken Cumhurbaşkanımızı ve Türkiye’yi hedef alan yayınlar yine sıraya girdi. Bunların hepsi sadece kara propagandadır. Her zaman olduğu gibi milletimizin iradesine çarpıp çöp olacaklar. On yıllar evvel darbe yaptırarak Türkiye’ye yön verenler, tamamen etkisiz hale geldiler. O nedenle şimdi yayın faaliyeti, analiz ve propaganda gibi kanallar üzerinden etki yaratabileceklerini sanıyorlar. Ucuz yöntemler ve dar kafalı yaklaşımlar dışında oyuncakları kalmadı” ifadelerini kullandı.

Çelik paylaşımının devamında, “Sandık yaklaştıkça bu kara propagandaların ve siyasi hayatımızı etki altına çalışmaya çalışan şebekelerin sayısı artacak. Hiçbirinin zerre kadar değeri ve etkisi yok. Cumhurbaşkanımızın dirayetli siyaseti ve milletimizin iradesi bu şebekelere gerekli cevabı vermeye devam ediyor” ifadelerine yer verdi.

KALIN: ÇIKARLARINA HİZMET ETMEYEN HERKESİ DÜŞMAN GÖRÜYORLAR

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın da olayla ilgili sosyal medyadan yaptığı bir paylaşımda "Çıkarlarına hizmet etmeyen herkesi düşman olarak gördüklerini artık açıkça ifade ediyorlar. En azından bu konuda dürüst olmaları iyi bir şey. Türkiye bağımsız, dik ve onurlu duruşunu sürdürdükçe daha da üzülecek ve öfkelenecekler. Bu da iyi bir şey" ifadelerini kullandı.

FP'DEN TÜRKİYE ÇAĞRISI: ŞANTAJA KARŞI DURUN

Amerikan Foreign Policy (FP) dergisinden de skandal ifadelere yer verilen bir Türkiye analizi geldi. 'NATO Türkiye'nin Şantajına Karşı Durmalı' başlıklı yazıda Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımında son durak konumunda olduğunun altı çizildi.

'Türkiye, NATO'nun komşuları için istikrar sağlayıcı bir güç olarak karışık bir sicile sahip' diyen dergi Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de tartışmalı ve yasadışı sondaj faaliyetleri yürüttüğünü öne sürdü.

FP yazının devamında şu ifadelere yer verdi;

'Türkiye, Libya ile bir enerji anlaşması imzaladı. NATO müttefiki olan Yunanistan'a karşı saldırgan söylemler ve güç gösterileri kullanıyor.'

Azerbaycan'a verdiği desteğin bölgedeki sorunun çözümüne engel oluşturduğunu iddia etti.

Söz konusu Türkiye analizi komşu basınında geniş yer buldu. Yunan Ta Nea gazetesi FP'nin analizini 'Erdoğan'ın Türkiye'si NATO'nun Truva Atı' başlığı ile okurlarına sundu.

Haberde 'Derginin Türkiye'nin NATO içindeki ikili duruşunu kanıtlamak için kullandığı örnekler arasında Doğu Akdeniz örneği yer alıyor' ifadesine yer verildi ve FP'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarını yasadışı olarak nitelendirdiğinin altı çizildi.