21.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Fisun Yalçınkaya - İstanbul
19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan İzlenimcilik akımı, 20. yüzyılın ilk yarısında, Türkiye’de de büyük etki bıraktı. Özellikle akımı sürdüren 1914 Kuşağı sanatçıları İbrahim Çallı, Nazmi Ziya, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Feyhaman Duran, Namık İsmail, Mehmet Ruhi Arel, Sami Yetik’in eserleri üzerinde. Şimdi onların eserleri bir sergiyle izleyicilerle buluşuyor. Aynı zamanda onların öncesindeki kuşak ve onları takip eden kuşağın eserleri de aynı sergide yer alıyor. Arkas Sanat Merkezi’nde açılan ve 27 Temmuz’a dek sürecek olan ‘Renk, Işık, Titreşim: Türk İzlenimcileri’ sergisini Arkas Sanat Merkezi Sanat Danışmanı Müjde Unustası ile konuştuk.
- Böyle bir sergi hazırlamak fikri nereden doğdu?
2011 yılından bu yana, İzmir’de uluslararası boyutta sergilere ev sahipliği yapan Arkas Sanat Merkezi, her zaman farklı dönem ve sanat disiplinlere ait sanatçılara yer vermeyi hedefliyor. Bu nedenle, son dönemlerde gerçekleştirdiğimiz ‘Victor Vasarely, Arkas Koleksiyonu’ndan Su Manzaraları’ sergilerimizin ardından Türk sanatçıları kapsayan bir sergi düzenleme fikri uzun zamandır vardı. Özellikle Türkiye’de modern resim sanatını başlatan ve gelecek kuşaklara öncülük etmiş 1914 Kuşağı, öncüleri ve ardılları konulu bir sergi oluşturmak bizim için çok önemliydi. ‘Renk, Işık, Titreşim; Türk İzlenimcileri’ sergimiz bu fikir ile ışığın ve renklerin daha da arttığı bu bahar dönemine yakışacak şekilde kapılarını tüm sanatseverlere açtı.
Sergide yer alan eserlerden biri de İbrahim Çallı’nın ‘Ada’da Sohbet’i...
‘Üç kuşak bir arada’
-Sergideki eserler nasıl seçildi?
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan dönemde manzara, natürmort ve portre başta olmak üzere 1914 Kuşağı dönemini temsil edecek eserlerin belirlenmesi aşaması hem keyifli hem zor bir süreç oldu.
1914 Kuşağı sanatçılarının yanı sıra bu kuşağın öncesi ve sonrası sanatçılara da yer vermeyi amaçladık. Dolayısıyla eser seçimimiz, bu üç kuşak sanatçıyı bir araya getirebilmek adına detaylı bir araştırma sonucunda gerçekleşti. Farklı müze ve koleksiyonculardan derlediğimiz 125 eserle Türk resim sanatına damgasını vuran Türk izlenimcileri seçkimizi oluşturduk.
- Türk izlenimcilerin Türkiye’de sanat tarihinde nasıl bir yerde durduğunu düşünüyorsunuz?
Türk izlenimcileri, Batılı aldıkları eğitim sırasında tanıştıkları izlenimciliği Türkiye’ye getirmiş, ülkemizde resim tarihininde gelişiminde önemli bir etki yaratmış. 1914 Kuşağı ile başlayan izlenimcilik, kendi döneminin dışına taşmış ve birçok sanatçıyı etkilemiş.
Bu dönem sanatçıları, yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdikleri sergiler ile (Galatasaray Sergileri ve Viyana Sergisi) ülkelerini en iyi şekilde temsil etmişler. Manzara ve figür resmi üzerinden ilerleyen resmin konusunu genişleterek, günlük hayatı yansıtan konuları, iç mekan resmini ve nü’yü konu olarak ülkemiz resim tarihine kazandırmışlar. Sanat tarihimizin böylesine önemli bir dönemini sanatseverlerle buluşturduğumuz için mutluluk duyuyoruz.
Sami Yetik’in ‘Mavi Vazoda Şakayıklar’ adlı eseri.
“75 eser koleksiyondan”
- Bu serginin Arkas koleksiyonu için önemi nedir?
Batılı sanatçıların yanı sıra Türk ressamlarının da önemli bir yere sahip olduğu Arkas Koleksiyonu, ‘Renk, Işık, Titreşim; Türk İzlenimcileri’ sergisine 75 eser ile katkıda bulundu. Arkas Koleksiyonu’nun kıymetli eserleri arasında yer alan Hoca Ali Rıza, Halil Paşa, 1914 Kuşağı’na adını veren İbrahim Çallı, Hüseyin Avni Lifij, Namık İsmail, Nazmi Ziya gibi değerli sanatçıların eserlerinin ilk kez sergilenmesi ayrıca bizim için çok önemliydi.
Saim Özeren imzalı ‘Külliye Kahvesi’ de sergide görülebilir.