GündemGrand Kartal Otel yangını faciası davasında 3. gün! Otel sahibinin kızı: Karar babamda, eşim kağıt üstünde müdür

CANLI AKTARIM Grand Kartal Otel yangını faciası davasında 3. gün! Otel sahibinin kızı: Karar babamda, eşim kağıt üstünde müdür

09.07.2025 - 11:14 | Son Güncellenme:

Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınının duruşmasında, otelin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda otel sahibi Halit Ergül’ün kızı tutuklu sanık Elif Aras’ın savunması alındı. İşte davada 3. gün yaşananlar...

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın 3. gündeki duruşmasına, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.

megaphone

SON DAKİKA

EMİNE MURTEZAOĞLU ERGÜL: 65 YAŞINDAYIM, GÖREMİYORUM

Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınının duruşmasında, otelin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda otel sahibi Halit Ergül’ün eşi tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül'ün savunması alındı. Olaydan 2 ay sonra tutuklanan Ergül savunmasında olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Olay gecesi oradaydım, hasbelkader kurtuldum. Koridordan gelen sesleri duyunca yataktan fırladım. Doğuştan gelen bir görme engelim var. 25.5 numara özel lens kullanıyorum, lensleri takmadan hiçbir şey göremiyorum. Kızım aradı, ona “Kapıya ıslak havlu koy, koridora çıkma” dedim. Odamın önünde bir çatı vardı. Biri oraya atlayıp battaniye istedi. Ne bulduysam verdim. Kızıma da ‘Camı kır’ dedim. Eşim Gazelle Otel'deydi, onu arayıp yardım etmesini istedim. İçeride insanlar vardı. Duman çok kötüydü. İnsanlara yardım etmeye çalıştım, gitmeye çalıştım ama ulaşamadım. Çok toz ve duman vardı. Lens kullananlar bilir; toz ve kuruluk gözleri çok kötü etkiler. Bu yüzden gidemedim, dışarı çıktım. Yüksek merdivenle 6’ncı ve 7’nci kattaki insanları kurtarıyorlardı. Beni de o merdivenle kurtardılar. Bir sürü insan vardı; çıkan herkes sağa sola koşturuyordu. Yürüyerek, yangının sıçrama ihtimaline karşı Dorukkaya’ya gittik. 65 yaşındayım, göremiyorum. Yanımda 3 çocuk vardı. Dorukkaya Otel'in müdürüne gidip, “Lütfen yardım edin, içeride hâlâ insanlar olabilir” dedim. Dorukkaya Otel’in orada su ve meyve vardı. Alıp insanlara dağıtmak istedim. Orada çaresizdim, ne yapabileceğimi sorguluyordum. Bir süre sonra jandarma oteli sardı, kimseyi yaklaştırmıyordu. Birkaç gün Gazelle Otel’de kaldık, ardından İstanbul’a kızlarımın yanına döndüm.”


‘OTELİN İŞLEYİŞİYLE HİÇ İLGİM OLMADI’

Sanık Emine Murtezaoğlu Ergül, otelin işleyişiyle ilgisi olmadığını ifade ederek, “Bizimki bir aile şirketi. Ben işle ilgilenmedim. Babam da aynısını yapardı, eşim de öyle yaptı. Arada bir evrak gelirdi, imzalardım. Ben çocuklarımla ilgilenirdim. Çocukların eğitimi boyunca İstanbul’da yaşadım. Bu süreçte annemle babam rahatsızlandı, onlara baktım. Babam ölmeden önce 5 yıl yatalaktı, onu Gazelle Otel’e aldırıp bakımını yaptım. Sonra torunlarım oldu, onlara destek verdim. Otelin işleyişiyle hiç ilgim olmadı, zamanım da yoktu. Sadece gittiğimde “Bu çiçek sulanmamış” gibi şeyler söylerdim” dedi.

‘HALİT’E SORMADAN HİÇ BİRŞEY YAPAMAZDI’

Mahkeme başkanı, sanığa Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre görevi olup olmadığını sordu. Sanık, “Evet, böyle bir görevim vardı. Eşim olmadığında bana evrak getirirlerdi, ben de imzalardım. Otel yönetimine karışmazdım. Emir Aras müdürdü ama kendi başına karar vermezdi, eşime sorarak hareket ederdi. Kızlarım yalnızca tatillerde gelirlerdi. Onlar da çocuk büyütüyor, onunla uğraşıyorlardı. İstanbul’da yaşıyorlar. Emir Aras ya da başka biri, Halit’e sormadan hiçbir şey yapamazdı” diye cevap verdi.

Çalışanlara yangın eğitimi verilip verilmediği veya yangın tüplerinin olup olmadığı sorulan sanık, “Eğitimin olup olmadığını bilmiyorum ama koridorlarda yangın tüpleri vardı” dedi.

8 YAKININI KAYBEDEN AVUKATTAN SANIĞA TEPKİ: BEN HER GÜN ÖLÜYORUM

Grand Kartal Otel duruşmasında tutuklu sanık Elif Aras’ın savunma yapmasının ardından mağdur avukatlarının Aras’a yönelik çapraz sorgusuna geçildi. Bir avukat, sanık Elif Aras’a, “Kaçarken yangın butonuna bastınız mı?” diye sordu. Sanık, “Ölümle burun buruna gelmemiş bir insanın bunu merak etmesi normal” diyerek açıklama yaparken, yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin “Ben her gün ölüyorum” diye bağırarak tepki gösterdi.

‘RAPORU BİLSEM NE KENDİM KALIRDIM NE DE BAŞKASINA İZİN VERİRDİM’

Sanığa, “İtfaiye raporunu bilseydiniz otelde çocuğunuzla kalır mıydınız?” sorusu yöneltildi. Sanık, “Raporu bilseydim ne kendim kalırdım ne de başkasının kalmasına izin verirdim” dedi.

Bir müşteki avukatı ise sanığa, “Eşinizin, büyük bir yangın tehlikesi olan otelde sizin ve çocuğunuzun hayatını tehlikeye atmasına rağmen, ona karşı bir tedbir almadınız. Bu durumda 78 kişiye karşı sorumluluğunuz sadece kâğıt üzerinde mi?” diye sordu. Sanık, “Eşimin böyle bir riski bilerek buna müsaade edeceğini sanmıyorum” cevabını verdi.

‘VİCDANSA VİCDAN’

Avukat Yüksel Gültekin sanık Aras’a, “Bu olay karşısında utanç duyuyor musunuz, vicdanınız sızlıyor mu?” sorusunu yöneltti. Sanık ağlayarak, “Benim sorumluluğum olmamasına rağmen, dedemin inşa ettiği otelde, çocuk yaşta yönetim kurulu üyesi yapıldığım bir ortamda böyle bir şeyin yaşanması... Vicdansa vicdan” dedi. Bu sırada müşteki yakınları, “Dedenin oteline mi ağlıyorsun?” diyerek tepki gösterdi. Sanık sözlerine “Birçok yerde birçok hata olduğunu görüyorum. Bunun sorumlularına yüce Türk yargısı karar verecektir. Keşke elimden daha fazlası gelseydi, keşke daha fazla bağırabilseydim” diye devam etti.

‘GRİLL PLATE’İN ARIZASINI BİLİP BİLMEDİĞİNİ BİLMİYORUM’

Bir avukat, sanık eşi Emir Aras’ın otelde yetkisi olup olmadığını, talimat verip vermediğini ve bu talimatları kimlerden aldığına dair sorular yöneltti. Sanık, “Eşim görevlerini kendi anlattı. Kamera bile bozulsa teknik servise söylerdi diye düşünüyorum. Haberi varsa yaptırırdı ama haberi nereden alacaktı, onu bilemiyorum. Grill plate’in bozulduğunu bilip bilmediğini de bilmiyorum” dedi.

MAHKEMEDEN AFAD’A MÜZEKKERE

Mahkeme başkanı, yangın sırasında otelin otoparkından araçların çıkarılması talimatının verilip verilmediğinin belirlenmesi için AFAD’a müzekkere yazıldığını açıkladı.

‘BİRAZ FAZLA DUMAN SOLUSAM BEN DE BURADA BULUNAMAYACAKTIM’

Otel sahibi Halit Ergül’ün kızı tutuklu sanık Elif Aras’ın savunması alındı. Olaydan 2 ay sonra tutuklanan Elif Aras, yangından şans eseri kurtulduğunu ifade ederek, “Yangından şans eseri kurtuldum. Fiziken yaralanmamış olmam yaralı olmadığım anlamına gelmiyor. Ben 7’nci katta kalıyordum, kızımın odasıyla aramızda bir kapı vardı. Saat 03.30 civarında koridordan gelen sesler üzerine uyandım. Yataktan kalkmadan eşim Emir Aras’a koridorda kavga var herhalde dedim. Eşim çalan telefona bakınca yangın var koşun dedi. Pandemi zamanında kullandığımız maskeleri görüp hemen kızıma da takıp birlikte yürümeye başladık.

Herhalde birkaç oda sonra dumanın içinde kaldık. Yangın merdiveni ve camı kırmak gibi bir şey aklıma gelmedi. Kızım bayılır gibi oldu. Onu çekerek merdivenlerden indik. 6'ncı veya 5'inci katlarda nefes bile zor alıyorduk. Orada 8 yaşlarında bir oğlan gördüm onu da peşimize takıp çıktık. Dışarıda çocuk oyun görevlisini gördüm. 2 çocuğu ona teslim edip dışarıya çıkardığım çocuğun annesini aramaya başladım. Çok büyük bir panik anıydı. Orada bağırıyoruz insanları yan taraftaki diğer otel olan Kartal Otel’e yönlendiriyoruz. Annem ve kardeşim aklıma geldi. Bu arada 6, 7'nci katlardan otel personeli merdivenlerle misafirler ve personeli tahliye ediyordu. Ben eşim gibi çatıya çıkıp camlardan giremedim.


Ben insanlara 'atlamayın, panik yapmayın' diye bağırıyordum. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım ediyordum. Kardeşim Ceyda delirmiş gibiydi. İçeride arkadaşları vardı. İtfaiye ekipleri kalabalıklaşmadan, insanlara çekilin yol verin gibi şeyler diyorduk. Sonra itfaiye ekipleri kalabalık olunca sivilleri yaklaştırmadılar. O gün eşim tutuklandı. Çocuğumun psikolojisini toplamaya çalışıyordum, İstanbul’a taşınmıştık. 2 ayımı bu şekilde geçirdim. Eğer ayağım kaysaydı, biraz fazla duman solusam ben de burada bulunmayacaktım” dedi.

‘EŞİM BABAMA SORMADAN BİR ŞEY YAPMAZ, HER ŞEYE BABAM KARAR VERİRDİ’

Şirkette kararları babası Halit Ergül'ün verdiğini ifade eden Elif Aras, “Şirkette nihai kararı babam verirdi, bizim söz hakkımız, imza yetkimiz yoktu. Ben hissemin miktarını bile burada öğrendim. Kardeşim Ceyda’ya sorulan sorular bana da sorulursa bilmiyorum diyeceğim. Türk Ticaret Kanunu’nu bilmem. Bu işlerden de anlamam. Yönetimde bir etkim yoktur. İşletmeye karışmam, sadece sömestirlerde otele giderim. Eksiklikler gibi şeyleri ben hiç bilmem bana söylenmez. Eksiklerin ne olduğunu bilmiyorum. Eşim kendi başına yapabilir mi bilmiyorum. Eşim babama sormadan bir şey yapmaz. Her şeye babam karar verirdi. Eşim ancak kendi alanındaki fiyat, menü, satış gibi işleri yapar. Eşim kağıt üstünde genel müdür olarak geçiyor” dedi.

‘ALARM SESİ HATIRLAMIYORUM’

Elif Aras, “Yangın sistemlerinin çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. Personele yangın eğitimi verilip verilmediğini bilmiyorum. Katlarda yangın dolabı, yangın alarmı var. Odalarda dedektör var. Değişiklik yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Personele talimat verme yetkim yok. Alarm sesini hatırlamıyorum. Yönetim kurulunun yapması gereken işleri yapmıyorum. Yönetim kurulu üyesi gibi çalışmıyorum. Otele sadece tatillerde gidiyorum” diye konuştu.

Haberin Devamı
‘TOPLANTILARA KATILIP KATILMADIĞIMI HATIRLAMIYORUM’

Otel sahibi Halit Ergül’ün kızı tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu’nun verilen aranın ardından çapraz sorgusuna geçildi. Hacıbekiroğlu’na bir müşteki avukatı, yönetim kurulu toplantılarına katılıp katılmadığını sordu. Ceyda Hacıbekiroğlu, “Katılıp katılmadığımı hatırlamıyorum” derken, avukat yönetim kurulu kararlarını gösterip kendi imzası da olduğunu söyledi. Bunun üzerine sanık, “İmza benim imzama benziyor ancak benim imzam değil” cevabını verdi.

‘BABAM, 70-90 BİN ARASI HARÇLIK VERİYORDU’

Yönetim kurulu üyesi olduğu için huzur hakkı alıp almadığı sorulan Hacıbekiroğlu, “Maaş ya da huzur hakkı almıyordum. Babam harçlık olarak aylık 70 ile 90 bin TL arasında para gönderiyordu” dedi. Bunun üzerine sanıklardan otelin muhasebecisi Kadir Özdemir’e, Ceyda Hacıbekiroğlu’na ödeme yapılıp yapılmadığı soruldu. Özdemir, “Huzur hakkı ödeniyor. Halit, Ceyda, Elif ve Emine'ye ödeme yapılırdı. Kullandığımız muhasebe programını hatırlamıyorum” diye cevap verdi.

‘KARAR DEFTERİNİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUM’

Şirketin karar defterine imza atıp atmadığı sorulan sanık Hacıbekiroğlu, bu soruya da, “Aile şirketi olduğu için babamın bu imzalanacak dediği şeyleri imzalıyordum. İçeriğini bilmiyorum. Karar defterinin ne olduğunu bile bilmiyorum. Bağ-Kur’um olup olmadığını, nasıl ödendiğini bilmiyorum” cevabını verdi.

Kanunun yüklediği denetim görevini ne şekilde icra ettiği sorulan Ceyda Hacıbekiroğlu, “Ben çalışmadığım için dahil olmadım. Böyle bir şey olduğunu çalışmadığım için bilmiyorum” dedi.

‘EĞLENCE SESLERİ DİYE DÜŞÜNDÜM’

Otelin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda otel sahibi Halit Ergül’ün kızı tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu’nun savunması alındı. Olay gecesini anlatan Ceyda Hacıbekiroğlu, “Olay gecesi ben de oradaydım. En yakın arkadaşımı da kaybettim. 6'ncı katta kalıyordum seslere uyandım. Eğlence sesleri, diye düşündüm. Yardımcım kapıyı açarak duman kokusu hissedip beni uyandırdı. 03.30 gibi annemi aradım, o da 6'ncı katta kalıyordu. ‘Havlu ıslat kapının altına koy sakın çıkma’ dedi. Annemi tekrar aradım, camı açıp sundurmaya çıkıp kaçmamı söyledi. Duman fazla gelmeye başlamıştı. Camda çocuk kilidi vardı ve açılmıyordu. Tahta çekiçle ilk camı kırdım. Çift camlıydı, ikinci camı kıramadım. Küçük bir delik açtım ve camdan sundurmaya indiğimde bayılır gibi oldum” dedi.


‘ÇOCUKLARIMI KİM KURTARDI BİLMİYORUM’

Sundurmaya indikten sonra merdivenle aşağı indiğini ifade eden Hacıbekiroğlu, “Sundurmaya merdiven dayamışlardı. Oradan indim. Çocuklarımı kim kurtardı bilmiyorum. Anneme de çatıya çıkmasını söyledim, kurtulduğumu söyledim. Annemi de çıkartmışlar. O nasıl oldu bilmiyorum. Yüzümde ve elimde kesikler vardı. Kartal Otel'e geçtim. Elime peçete alıp bastırmaya çalıştım. Benimle aynı katta kalan arkadaşlarım vardı. Onlar da çıkmıştı, otelde oturuyorlardı. Topallayan bir çocuk gördüm, koluna girdim. ‘Annemi istiyorum’, dedi. Kayak öğretmenleri çocuğu Kartal Otel'e getirdiler. İtfaiyeyi aradım ve bana yolda olduklarını söylediler. Atlayanlar vardı. Bir tanesinde merdiven vardı. Diğer 2 itfaiyede merdiven yoktu. 3 araç gelmişti az olduğunu düşünerek tekrar itfaiyeyi aradım. Sonrasında annem beni arayarak Kartal Otel'e yangının sıçrama ihtimaline karşılık diğer otele geçtik. İtfaiyeyi gördüm ve yangının arka tarafta yoğun olduğunu ve oraya müdahale etmeleri gerektiğini söyledim. Arka tarafa araçlar giremedi. Tuz gerekiyordu. Ben de ellerimle tuz attım. Arka tarafta branda açıldığını ve bir kişinin atladığını gördüm” ifadelerini kullandı.

'OTELDE PATRON BABAMDIR'

Otelde patronun babası Halit Ergül olduğunu ifade eden sanık Hacıbekiroğlu, “Yangının garaja sıçrayacağı ve patlama olabileceği söylendi. Kayak hocası garajın boşaltılması gerektiğini söyledi ve babam da aracını garajın önüne park etmiş ve onun da aracını çekmesi gerekiyordu. Ben çocuklarımla sömestr tatili yapmak için gitmiştim otele. Böyle bir trajedinin yaşanması beni derinden üzdü. Şirkette 5 kişi bulundurma zorunluluğu vardı biz yönetime alındık. Bizim sorumluluğumuz ve yetkimiz olmamasına rağmen babam bizi yönetim kuruluna aldı. Otelde patron babamdır. Benim imza ve talimat verme yetkim de yoktur” diye konuştu.

SALONDA GERGİNLİK

Tutuklu sanık otelin müdürü Zeki Yılmaz'ın savunması alındı. Zeki Yılmaz, savunmasına ölenlere başsağlığı dileyerek başladı. Bu sırada yangında ailesinden 8 kişiyi kaybeden avukat Yüksel Gültekin, sanığa tepki gösterdi. Yılmaz'ın avukatı, "Savunmasına müdahale etmeyin" şeklinde cevap verince salonda gerginlik çıktı. Mağdur ve yakınlarını kaybedenler ayağa kalkıp, bağırarak sanık avukatının üzerine yürümesi ile salonda gerginlik arttı. Bu sırada mahkeme başkanı, "Savunmalarını alacağım" diyerek iki tarafı sakinleştirmeye çalıştı. Polis ekipleri de sanık avukatının çevresinde etten duvar örerek tedbir aldı.

‘KIRIK KOLTUĞUNU BİLE DEĞİŞTİREMEYEN ADAMDAN MÜDÜR MÜ OLUR’

Savunmasına devam eden Zeki Yılmaz, "Resepsiyon, güvenlik, restoranla ilgili işlere bakarım, başka işlere de bakarım. Müdür olsam da resepsiyonda işlere bakan, odası bile olmayan, bordroda resepsiyon görevlisi olarak geçen biriyim. Grand Kartal Otel, aile otelidir. Emir Aras sezonda tüm çalışanların sayısını ve yapılacakların talimatını verir. Yapılacaklarla ilgili alınacak şeylerle ilgili ne gerekiyorsa patronlar karar verir. Otelin yönetim kadrosunda hiç bulunmadım. Otelde yapılan işlerden, alt kiracıya verilecek, iş yerinde lobide değişecek koltukla ilgili bile bana bilgi vermezler. Kırık koltuğum vardı, değiştiremedim. Kırık koltuğunu bile değiştiremeyen adamdan müdür mü olur? Benim otel müdürü sıfatı altında buna bile karar verme yetkim yoktu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ekipleri denetime geldi, onlara refakat ettim. Birkaç eksiklikler belirlendi. Aynı gün itfaiye denetimi yaptı. Raporun geri çekildiğini bile savcılıkta öğrendim" dedi.

'YANGIN SIRASINDA GENEL ALARMA SİSTEMİ ÇALMADI'

Zeki Yılmaz, "6 aydır cezaevindeyim. Her gün bu elim olayı düşündüğümde, otelde yangınla ilgili hiçbir şey yaptıramazdım. Kusurumun olmadığını düşünüyorum. Yangında 9'uncu katta, 9050 numaralı odamdaydım. Yangın sırasında genel alarm sistemi çalmadı. Yangın sırasında alarm duymadım. Tarihi hatırlamıyorum ama kısa zaman öncesine kadar yangın tatbikatı da yapılmadı. Denetimle ilgili benim bir sorumluluğum yok. Yangın alarm sistemi sezon başında resepsiyonda çaldı. Kendiliğinden çaldı, teknik elemanı çağırdım. Kontrol yapıldı, odalar gezildi. Sorun olmadığı söylendi. Halit Ergül'ün kızları hafta sonu ve sömestr tatilinde gelirlerdi. Bizim başımızda Emir Aras vardı" diye konuştu.

'ALARMA BASTIM AMA ÇALMADI'

Yangın anlarını da anlatan Yılmaz, "Apar topar 4’üncü kata indim. Beni aradılar, paldır küldür indim. 5 kat merdivenden aşağı indim. O sırada elektrik vardı. Dumandan mutfak tarafına gidemedim. Izgaraların olduğu tarafta kapı vardı, onu da açamadım. Resepsiyon katına da çıkamadım. 3'üncü kata indim. Alarma da bastım ama çalmadı" dedi.

 

Haberin Devamı
'YALAN YANLIŞ KONUŞUYORLAR'


Torunu Eren Bağcı'yı kaybeden Erdoğan Bağcı da duruşmayı yakından takip ediyor. Duruşma salonu dışında açıklama yapan Erdoğan Bağcı, sanıkların yalan ifade verdiğini söyleyerek, "Duruşma biraz gergin geçiyor. Sanıklar oldukça uzun konuşuyor. Bana göre de yanlış yalan konuşuyorlar. Ama sağ olsun, mahkeme başkanımız çok güzel idare ediyor. Kendilerine teşekkür ediyoruz" dedi.

'CEZA ALMALARINI İSTİYORUZ'

Bağcı, Turizm Bakanlığı'nın da duruşmaya dahil olması gerektiğini söyleyerek, "Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın, ilgili olan tüm bakanlıkların da davaya müdahil olmasını istiyoruz. Onların da varsa ceza almalarını istiyoruz. Torunum Eren, 78 can. Muhakkak ilgililerin ceza almasını talep ediyoruz. Başka bir şeyimiz yok" diye konuştu.

OTEL YANGININDA HAYATINI KAYBEDEN ESRA'NIN BABASI SÜLEYMAN NAZİK KONUŞTU


Hayatını kaybeden aşçı Esra Nazik'in babası Süleyman Nazik, duruşma salonu dışında konuştu. Nazik, “Zor, gerçekten zor geçti. Hala da öyle. Burada bulunmak bile bizim için çok zor. Şu an aynı şeyleri yaşıyoruz. İçeride hepsi suçu birbirinin üstüne atıyorlar. Suçlar sabit, belli. Onları duyduk sonra zaten yeterince kötü oluyoruz. İşin açıkçası onları görmek bile istemiyoruz ama iyi ki de gelmişler. Şeffaf bir yargılama olduğunu düşünüyorum gördüğüm kadarıyla" dedi.

'SUÇU OLUP DA BURADA OLMAYANLAR VAR'

Nazik, soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini belirterek, "Gerçekten bazı suçu olup da burada olmayanlar var. Onun olduğunu düşünüyorum. Özellikle Turizm Bakanlığı'ndaki yetkililerin asıl suçlu olduğunu düşünüyorum. Oradaki yapılan, verilen ifadelerden bakıldığı zaman. Onların olmasını, genişletilmesini istiyoruz" diye konuştu.

ERKEN KURTARILAN OTEL SAHİPLERİ İDDİASI GÜNDEMDE

Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşma, muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun'un savunmasının alınmasıyla başladı.

Salun, yangında otelde olduğunu ve saat 03.33'te uyandığını, kapının altına ıslak havlu koyup duman girmesini engellemeye çalıştığını, karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle hastaneye gittiğini anlattı.

MÜDÜR YARDIMCISI SALUN: KARAR ALMA YETKİM YOKTU

SGK girişinin Gazelle Otel olduğunu, Grand Kartal Otel ve Gazelle Otel'in aynı kişinin olmasından dolayı bazen personellerin değiştiğine değinen Salun, Grand Kartal Otel'de hiçbir şekilde karar alma, işe alma, işten çıkarma gibi yetkisinin bulunmadığını öne sürdü, muhasebe ve depo kısmıyla ilgilendiğini ifade etti.

Salun, resmi olarak hiçbir yerde oteli temsil etme gibi bir durumunun bulunmadığını savunarak, son zamanlarda yangın eğitimi verilip verilmediğini, yangın tatbikatı yapılıp yapılmadığını ve yangın müdahale ekibinin kurulup kurulmadığını hatırlamadığını iddia etti. Müşteki avukatının, "Otel sahiplerinin erken kurtarıldığına dair bilginiz var mı?" sorusuna Salun, bilgisinin olmadığını, kendisinin yangından son anda kurtarıldığını söyledi.

Salun, sanık avukatının, "İl Özel İdaresinin denetiminde nelere bakıldı, yangına ilişkin bir şeye bakıldı mı?" sorusuna ilişkin, denetimde hijyene ve depolara bakıldığını, yangına ilişkin bir hususa bakılmadığını belirtti.

MAHKEME "BİLİNÇLİ TAKSİRLE ÖLÜME NEDEN OLMA"DAN DA SAVUNMA İSTEDİ

Mahkeme heyeti, "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçundan yargılanan sanık Salun'a, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan ek savunma hakkı verdi.

Haberin Devamı

 

 

 

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler