Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Geçen günlerde Karabük'ün Düzce Köyü'nde yürüyüşe çıkan bir vatandaş bir anda gördüğü şey karşısında telefonuna sarıldı. Karşısında duran şey o bölgede yaşayan zehirli bir yılan türüydü. Kamerasına kaydettiği görüntüyü sosyal medyada paylaşan vatandaş bunun nadir görülen 'burunlu engerek' olduğu söylendi. Ancak yetkililerin açıklamaları başka bir şeye işaret etti.
BURUNLU DEĞİL, BOYNUZLU KAFKAS ENGEREĞİ
Halk arasında 'Burunlu Engerek' olarak bilinen bu yılan türünün asıl ismi 'Boynuzlu Kafkas Engereği'. Türkiye'de yaşayan 60 yılan türünden biri olan Boynuzlu Kafkas Engereği, Karadeniz bölgesinde daha sık görülüyor. Boynuzlu Kafkas Engereği'ne benzeyen bir diğer tür olan 'Boynuzlu Engerek'in ise daha çok Trakya bölgesinde yaşadığı biliniyor. 'Yılanların Hocası' olarak bilinen, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Herpetoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Olgun Karabük'te görüntülerle ilgili ,"Bu bölgede yaşayan vatandaşlar Boynuzlu Kafkas Engereği'nin zehirli bir tür olduğunu bildikleri için heyecanlanmış olabilir" diye konuştu.
Herkesin 'Burunlu Engerek' olarak tanıdığı 'Boynuzlu Kafkas Engereği' kendisinden başka herhangi bir türde bulunmayan burnuyla biliniyor. Yüzünün hemen ucunda bulunan belirgin burnunun farklı bir özelliğe işaret edildiği düşünülse de Prof. Dr. Olgun, "Bu türün burunlu olmasının kanıtlanmış bilimsel bir açıklaması yok, diğer türlerden hiç farkı yok" dedi.
'EN TEHLİKELİ OLMASI' BİRDEN FAZLA FAKTÖRE BAĞLI
Türkiye'de Boynuzlu Kafkas Engereği gibi zehirli 16 tür daha olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kurtuluş Olgun bir türün en tehlikeli olduğunu söylemenin birçok faktöre bağlı olduğunu söylerek şu şekilde açıkladı:
"Hayvanın aç veya tok olması, kızgın bir anına denk gelmek onun en tehlikeli olma durumunu, tüm bunlara ek olarak yılan zehrinin vücut içindeki yayılımı da en tehlikeli olma durumunu etkiler."
Bir yılana tehlikeli diyebilmek için zehrinin yayılımının da incelenmesi gerektiğini ileteren Prof. Dr. Olgun, "Güneydoğu topraklarında yaşadığı bilinen kobra yılanının zehri solunum sistemini etkiler ve bu da vücuda hızlı zarar verdiği anlamına gelir. Ancak Boynuzlu Engerek ya da Boynuzlu Kafkas Engereği dolaşım sistemini etkiler. En tehlikeli olma durumu bu faktörlere de bağlı" dedi. Boynuzlu Kafkas Engereği'yle ilgili Avrupa'nın en tehlikeli türlerinden biri olduğuna dair yapılan açıklamaları, 'en tehlikeli olma halinin' birden fazla faktöre bağlı olduğunu söyleyerek tartışmaya noktayı koydu.
Prof. Dr. Olgun, Boynuzlu Kafkas Engereği'nin Karadeniz bölgesinde, fındık bahçelerinde çok sık görüldüğünü, ısırması halinde ölüm, uzuv kaybı yaratmadığının altını çizdi. Özellikle herhangi bir yılan türüyle karşılaşılması halinde korkmadan oradan uzaklaşmak gerektiğini ve hayvanı kızdıracak herhangi bir tacizde bulunulmaması gerektiğini hatırlattı.
'İNSANLARDAN DAHA UZUN SÜREDİR BU GEZEGENDE YAŞIYORLAR'
Yılanların insanlardan çok daha önce bu gezegende yaşamaya başladığını, bugün bulunan 150 milyon yıllık fosillerin bu gerçeğin en büyük kanıtı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Olgun yılanlarla birlikte yaşamanın öğrenilmesi ve onları rahatsız edecek hareketlerle bulunulmaması gerektiğini hatırlatıyor. Bizim yılanlardan korktuğumuz kadar onların insanlardan bin kat daha fazla korktuğunu söyleyen Prof. Dr. Olgun, "Dünya çapında yapılan araştırmalarda yılan ısırması nedeniyle ölenlerin büyük bir kısmının ısırılma sonrası geçirdiği şok nedeniyle hayatını kaybettiği biliniyor. Bir yılan tarafından ısırıldıktan sonra koşmamalı ve hızlı hareket edilmemeli. Eğer zehirli bir engerek yılanı tarafından ısırıldıysanız bu zehir dolaşım sistemini etkiler ve hızlı hareket etmek zehrin dolaşım sistemine hızlıca dağılması anlamına gelir. Bir yılan tarafından ısırıldıktan sonra tampon yapmak, ısırılan bölgeyi emmek ya da yakma, dağlama gibi eylemlerin hiç birini uygulamamalısınız. Unutmayın, bir yılan ısırığından sonra en az 8 saat gözetim altında tutulmak gerekir" açıklamasında bulundu.
Açıklamalarına kobra türünü de değerlendirerek devam eden Prof. Dr. Olgun, "Kobra ısırmaları engerek ısırmalarına göre bana kalırsa 50 kat daha zehirli. Kobra ısırmalarında zehir, solunum sistemini etkiler çok hızlı bir müdahale yapılmazsa 5-6 dakika içersinde kişide çok ciddi sorunlar oluşabilir. Engerek ısırmalarında zehir, dolaşım sistemini etkiler. Eğer zehir damarın içine boşalmadıysa ki genelde yılan zehri kasa sokar. O nedenle engerek yılanının sokması kobra yılanının sokmasından biraz daha hafif seyreder" ifadelerini kullandı.
'SAYILARININ ARTMASININ SEBEBİ PANDEMİ'
Boynuzlu Kafkas Engereği'nin sosyal medyada dolaşan görüntülerinin akıllara getirdiği bir başka soru işareti de son zamanlarda yılanların neden daha sık görünür olduğuydu. Prof. Dr. Kurtuluş Olgun bu noktada 2019 yılında ilan edilen Kovid-19 pandemisine işaret etti. İki yıl süren pandemi sürecinde yaban hayvanlarının insan müdahalesi olmadan doğaya kolaylıkla yayılabildiğini, iki üreme dönemi boyunca insan baskısı olmadan kolaylıkla üreyebildiklerine dikkat çekti. Buna ek olarak teknolojinin gelişmesiyle insanların gördüğü bir yılanı hemen kayıt altına aldığını ve öylece sosyal medyada yılanların sayısında çoğalma olmuş gibi algılanabildiğini ileterek şu cümlelerle açıklamasını noktaladı:
"Vatandaşların gördükleri bir yılan türünü videoya çekmesi bizlerin araştırmalarına katkı sağlıyor, bu görüntüler çok kıymetli. Ancak unutmayın, onlara zarar vermeden birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz."