23.05.2025 - 14:49 | Son Güncellenme:
AA
Ankara Batı 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz yargılanan apartman yöneticisi Yılmaz Güney, itfaiye görevlileri Bayram Babatürk, Buğra Yalabık, Ercan Akyıldız ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı, bir önceki celse savcının esasa ilişkin mütalaasını sunduğunu hatırlatarak sanıklara son savunmaları için söz verdi.
Sanık Buğra Yalabık, Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığınca görevlendirilerek olay yerine gittiğini, ekipte yeni olduğu için verilen emirlerin dışına çıkmadığını ve Ercan Akyıldız'ın kendisine verdiği talimatta yanlışlık görmediğini savunarak beraatini talep etti.
Sanık Bayram Babatürk de olay anında asansörün makine dairesinin anahtarını bulmakla meşgul olduğunu belirterek, "Olayı görür görmez müdahale etmeye çalıştım ama yetişemedim. Olay gerçekleşmeden önce de anahtarı bulmaya çalışıyordum. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum." dedi.
Sanıklar Yılmaz Güney ve Ercan Akyıldız da üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraat talebinde bulundu.
Müşteki avukatları ise oluş şeklinin bilirkişi raporu ve tanık ifadeleriyle açığa kavuştuğunu, olayın yanlış müdahaleden kaynaklandığını ve bu tür suçlara hafif cezalar verilmesinin kamuoyunda adalete karşı güven eksikliği yaratacağını savunarak, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi.
Sanık avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu savunarak, beraatlerini talep etti.
Hayatını kaybeden Beren Su Bolat'ın annesi Ayşegül Bolat, sanıkların pişmanlık hissetmediklerini düşündüğünü söyleyerek, "Benim kızımın panikleyip kendini attığını söylediler. Vicdanlarının olduğunu düşünmüyorum. Ben 63 kiloydum, kızım 70 kiloydu. O ivmeyle o ağırlığı hesaplayamamalarını ve 'Biz seni tutacağız, atla!' demelerini aklım almıyor. Bu, engellenebilir bir ölümdü. Hakkımı helal etmiyorum. Kızımın hakkını da helal etmiyorum. Mahkemeden en ağır cezayı almalarını talep ediyorum." beyanında bulundu.
Beyanların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Buğra Yalabık ve Bayram Babatürk'e "taksirle ölüme neden olma" suçundan verdiği 2 yıl 6'şar ay hapis cezasını 76'şar bin lira, aynı suçtan Ercan Akyıldız'a verdiği 2 yıl 11 ay hapis cezasını 106 bin lira adli para cezasına çevirdi, Yılmaz Güney'in beraatine hükmetti.
İDDİANAMEDEN
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede geçen yıl 23 Temmuz'da Fevzi Çakmak Mahallesi'ndeki apartmanın asansöründe Beren Su Bolat ile Turan Efe Doğan'ın mahsur kaldığı, olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin kurtarma çalışması sırasında Bolat'ın asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybettiği, Doğan'ın ise kurtarma faaliyeti esnasında yaralandığı anlatılmıştı.
Olay anında itfaiye görevlileri sanıklar Bayram Babatürk, Buğra Yalabık ve Ercan Akyıldız'ın kanun ve yönetmelikle düzenlenen kurtarma faaliyetlerine uygun olmayacak şekilde hareket ettikleri belirtilen iddianamede, 3 sanığın asansörü "güvenli kat" denilen alana indirmedikleri bildirilmişti.
İddianamede sanık itfaiye görevlilerinin, kurtarma faaliyeti esnasında gerekli alan tedbirlerini ve tehlikeli durumu kontrol altına almadıkları, tehlikeli davranış sergileyerek kazayı önlemek yerine kazaya sebebiyet verdiklerine işaret edilmişti.
Sanık apartman yöneticisi Yılmaz Güney'in ise asansör bakımını zamanında yaptırmaması, kurtarma talimatlarını ilgili kısımlara asmaması ve apartmanda meydana gelen tehlikeli durumlara karşı eğitimli kurtarma personelini görevlendirmediği, sanıkların "bilinçli taksir" ile hareket ettikleri ve "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçunu işledikleri belirtilmişti.
Sanık itfaiye görevlileri Babatürk, Yalabık ve Akyıldız ile apartman yöneticisi Güney'in, 3'er yıldan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.