GündemAşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı? 'Baskı yaparak...'

Aşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı? 'Baskı yaparak...'

08.09.2021 - 13:25 | Son Güncellenme:

Toplumun bir kesiminde aşıyla ilgili kararsızlık devam ediyor. Bir yanda aşı olmak istemeyenlerin bu kararı toplumun geri kalanını nasıl etkileyecek, diğer yanda da kendi sağlığı risk altına girecek mi endişesi yaşıyoruz. Uzmanlara göre aslında aşı kararsızlığını tek bir nedene bağlamak çok uygun bir yaklaşım değil. Peki ailemizle, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizi kimi zaman kırılma noktasına götüren, 'aşı endişesi'ne karşı nasıl bir tutum sergilemek gerekiyor? Aşı olmaya ikna etmeye çalışma, komplo teorileriyle baş etme noktasında işte uzmanlardan öneriler…

Aşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı Baskı yaparak...

Senim Tanay Karakuş / Eda Özdemir - Milliyet.com.tr - Kovid-19 hayatımıza girdiğinden beri var olan belirsizlik havasının üzerine aşı olmakla ilgili kararsızlık ve endişe eklenince elbette psikolojimiz de bundan olumsuz etkilendi. Aile, arkadaş ya da iş ortamında aşı olanların olmayanlara tepkileri, sevdiklerimizi kaybetme korkusuyla aşı olmaya ikna etme çabaları, aşıyla ilgili korkutan komplo teorileri derken toplum olarak adeta ikiye bölündük. Dolayısıyla insan ruhu için zaten zorlayıcı olan bilinmezlik ve kontrol kaybı gibi hisler daha da belirgin hâle geldi.

Haberin Devamı

Bu durumun psikolojik olarak güvensizlik duygusunu tetikleyebileceğini belirten Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ve Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin'e sorularımızı yönlendirdik:

Aşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı Baskı yaparak...

ISRARCI OLMAK KUTUPLAŞMAYI KÖRÜKLÜYOR

Kişiyi aşı olmak için ikna etmeye çalışmak ne kadar doğru? "İyiliği için aşı olmaya zorlamak" doğru bir davranış mı?

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt: Bu noktada aşı olmak istemeyen bir kişinin ilk olarak motivasyonunu anlamak gerek. İkna etmeye çalışmak veya zorlamak kimi zaman kaygıyı daha çok tetikleyebiliyor veya kutuplaşmanın artmasına neden olabiliyor. Bu nedenle empatik bir dinleyici olmak ve karşınızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamak için konuşmaya davet etmek en sağlıklı olanı. Aynı zamanda onun aşı olmamasının sizde oluşturduğu duyguları "ben dil" ile “Aşı olmaman beni endişelendiriyor”, “Sağlığın konusunda endişe duyuyorum” gibi bir şekilde anlatmak yapabileceğiniz müdahaleler arasında. Ayrıca bilimsel olarak destekli uzman görüşlerini dinlemesi ve okuması konusunda karşınızdaki kişiyi destekleyebilirsiniz. Aile üyelerinizin aşı olmak konusunda endişesinin çok yüksek olduğunu veya iğne fobisi olduğunu düşünüyorsanız bir ruh sağlığı uzmanı tarafından destek almasını tavsiye edebilirsiniz. 

Haberin Devamı

Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin: Sevdiklerimizi doğru düşündüğümüz noktalara yönlendirmek isteriz. Bu hepimizin hissettiği bir durumdur. Bunu yaparken karşı tarafın inandığı ve sıkıntı duyduğu noktaları anlayarak kendi inandığımız eylemi önerebiliriz. Aksi takdirde uzlaşma sağlanmayacak ve bu kişiye baskı gibi gelecektir. 

Aşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı Baskı yaparak...

'YAPABİLECEKLERİNİZ ÇOK SINIRLI, SAKİN OLUN'

Aile içinde aşı olmak istemeyen kişiler biraz kaygı yaratıyor. Hem onlara bir şey olacak mı hem de aşı olmamaları bizi etkileyecek mi gibi bir sürü soru işareti var kafamızda. Bu kaygı probleminin üstesinden nasıl gelebiliriz?

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt: Bu kaygı tabii ki çok anlaşılır. Kovid-19 kaynaklı yoğun bakım yatışların ve ölümlerin büyük bir oranının aşı olmayan popülasyonun oluşturduğu gerçeği göz önüne alındığı zaman aşı olmayan kişiler pandemide daha büyük risk altındalar. Aynı zamanda aşı olmamak hastalığın durdurulmasını ve yayılmasını önleme çalışmalarını engelliyor.  Bu durum hem kaygı hem de belki öfke duygusuna neden oluyor.

Haberin Devamı

Aynı zamanda kişinin bu durum üzerinde kontrolünün olmaması kaygı ve öfke duygusunu daha da artırıyor olabilir. Çünkü şu anda ülkemizde bir aşı zorunluğu yok, yakın zamanda belli alanlar için PCR zorunluluğu geldi. Yani aslında karşınızdaki insanın aşı olup olmaması kendi kararı ve bu kişi bir aile üyesi dahi olsa bu konuda sizin yapabilecekleriniz sınırlı. Aslında kişinin yaşadığı bu duyguları kabul etmesi gerekir çünkü kaygı ve öfke duygusu, normal insanların bu duygulara neden olan olaylar yaşadığı zaman hissedebileceği normal duygular. Yani sizi kaygılandıran veya öfkelendiren bir olay ile karşı karşıya kaldığınız zaman bu duyguları hissetmeniz normal. Önemli olan bu duyguların şiddeti ve bu duygular ile beraber nasıl davrandığınız.

Haberin Devamı

Karşınızdaki aile üyenize riskleri anlatmak, onu bilgilenmesi için desteklemek ve bu durumunun sizde yarattığı kaygıyı paylaşmak sizin yapabilecekleriniz arasında. Ancak eğer bu kaygı sizin için hayatı zorlaştırmaya başladıysa, duygularınız çok şiddetli  ve davranışlarınızı olumsuz etkiliyorsa o zaman destek almak için bir uzmana başvurmanız iyi olacaktır.

Aşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı Baskı yaparak...

BİR NOKTAYA AŞIRI DERECEDE ÖNEM VERMEK ZARARLI

Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin: Pandemi sürecinde kendimizi bir kenara bırakıp sevdiklerimiz için kaygılanmaya başladık. Kendimiz ve sevdiklerimiz için kaygı duymamız bizi tedbirli olmaya iter ancak bu kaygının dozu oldukça önemli. Kaygımızı artırmamak için sosyal medyada asılsız bilgiler yerine uzmanların söylemlerini değerlendirmek daha doğru olacaktır. Bir noktaya aşırı derecede önem vermek bizi başka bir aşırılığa taşır. Kaygımızı yönetebilmek adına doğru kaynaklara ulaşmalı ve konuyu aşırı takipten kaçınmalıyız.

Aşı hakkındaki komplo teorileri büyük sorunlara yol açabiliyor. Bireyleri bu teorilere inanmaya iten motivasyonları ne olabilir?

Haberin Devamı

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt: Aşıdan uzak durmaya iten en önemli etkenlerden bir tanesinin olası yan etiklere karşı duyulan korku olduğunu düşünüyoruz. "Aşının yan etkilerini tam olarak bilmiyorum", "Bu aşılar bildiğimiz teknoloji dışında ve yan etkileri tam olarak ispatlanmadı" gibi düşünceler sık olarak insanların aklına geliyor. 

Aşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı Baskı yaparak...

Bir diğer konu ise şimdiye kadar aşı ile ilgili olarak gündeme gelen komplo teorileri, bu teoriler kişinin aşıdan uzak durmasına neden olan bir diğer etken gibi görünüyor. Bu durum insanların zihninde bazen bir bilim kurgu senaryosuna bile dönüşebiliyor. İnsanların genetiğiyle oynandığı, genetiğimize müdahale edilerek zarar görebileceğimiz veya kontrol edilebileceğimiz düşüncesi toplum içerisinde endişe yaratıyor. 

Bunların yanı sıra bazı inanç ve ideolojik görüşler dışında bireylerin aşı olmak istememesine neden olabilecek başka bir konu ise iğne fobisi olabilir. Kişiler bu korkusunu kimi zaman paylaşmak istemeyebileceği için gözden kaçabilir. 

KORKUYU YÖNETMENİN VE NEGATİF DÜŞÜNMEMENİN YOLU...

Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin: Aşıyla ilgili birçok kişinin kafasında soru işaretleri var. Özellikle sosyal medya mecralarında dolanan asılsız bilgiler kişileri çok fazla etkiliyor. Teknoloji sayesinde bilgiye oldukça kolay ulaşılır oldu ancak bunu doğru kaynaktan sağlamadığımız takdirde psikolojik anlamda bizi yıpratan bir sürece dönüşebiliyor. En basiti bir belirti yaşandığında direkt arama motoruna yazılıyor ve kişi o bilgiye olan uygunluğunu bilemediğinden sağlık endişesi yaşayabiliyor. İnsanın doğası gereği yaşamı sorgulama, anlama ve kendini korumaya dair tetikte olma hali de stresli durumlarda, kirli bilgiler eşliğinde teorilere inanma ihtimalimizi artırıyor. Korkumuzu yönetmek ve negatif düşüncelere eğilim göstermemek için doğru bilgileri baz almamız gerekiyor. 

Aşı kararsızlığı ilişkilerimizi nasıl baltaladı Baskı yaparak...

'DÜŞÜNCELERİ ANLAYIP GERÇEKLİĞİNİ DEĞERLENDİRİYORUZ'

Aşı olmayanlar, komplo teorileriyle olanları da korkutabiliyor hatta bu da bir endişe ve korku problemi yaratabiliyor. Bu denge nasıl kurulmalı?

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt: Sağlıkla ilgili kaygının arttığı bu pandemi döneminde kişinin tam olarak ikna olmadığı bir yöntem ile yani aşıyla vücuduna müdahale ettirme fikri daha da endişe verici olarak algılıyor olması, ruh sağlıkçılar olarak anlayabildiğimiz bir durum. Çünkü aslında biz şunu biliyoruz, insanlar durduk yere bir duygu hissetmez; bazen farkında olarak bazen otomatik olarak zihnimize gelen düşünceler duygularımızı belirler.

Endişe ve korku duygularımızın altında kimi zaman gerçeklik ile bağdaşmayan kimi zaman riski olduğundan daha büyük algılamamıza neden olan düşüncelerimiz yatabilir. Bu düşünceler ve hissettiğimiz kaygı veya korku duygusu bizi işlevsiz davranışlara yönlendirebilir. Bu durumda aslında öncelikle yaptığımız duygulara neden olan bu düşünceleri anlamak ve bunların gerçekliğini değerlendirmek oluyor.