09.07.2021 - 12:56 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise'nin evine, gece yarısı düzenlenen ve karısının da ağır şekilde yaralandığı baskında detaylar bir bir ortaya çıkmaya başlamışken, tüm dünya dehşetle olayları izliyor.
ABD'den İngiltere'ye kadar pek çok ülkeden peş peşe kınamaların geldiği suikastta, Başkan Moise 'ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA) ajanı olduklarını iddia eden' silahlı kişiler tarafından canice öldürüldü.
Fransızca konuşulan ülkenin başbakanı tarafından yapılan açıklamaya göre, bazıları İngilizce ve İspanyolca konuşan bir grup 'yabancı', Çarşamba günü gece saat 1 civarında Port-au-Prince'in yukarısındaki tepelerde Moise'nin evine girdi.
53 yaşındaki Moise vurularak öldürüldü, 47 yaşındaki First Lady Martine ise Başbakan Claude Joseph'in 'nefret dolu, insanlık dışı ve barbarca bir davranış' olarak nitelendirdiği saldırı sonucu bacaklarından, kolundan, gövdesinden ve elinden vurularak ağır şekilde yaralandı. First Lady tedavi için ABD'nin Miami kentindeki bir hastaneye nakledildi.
Şimdiyse dünya peş peşe gelen tutuklamalarla sarsılmış durumda. Haiti polisi, devlet başkanının öldürüldüğü suikastla ilgili çetenin, 26 Kolombiyalı ve iki Haitili Amerikalıyı içerdiğini açıkladı.
Haiti polisinden yapılan açıklamaya göre, iki ABD vatandaşı, Moise'nin öldürülmesiyle ilgili tutuklanan 17 'yabancı paralı asker' arasında bulunuyor. Polis yetkilileri, suikast planında olduğundan şüphelenilen iki ABD vatandaşı olarak James Solages ve Joseph Vincent'ı gözaltına aldı.
Haiti polisine göre, her ikisi de Haiti asıllı ABD vatandaşı olan 35 yaşındaki James Solages ve Joseph Vincent, Çarşamba günü Moise'nin Port-au-Prince'in yukarısındaki tepelerde bulunan malikanesine yapılan kan donduran baskın sırasında 15 Kolombiya uyrukluyla birlikte tutuklandı.
Güney Florida merkezli bir yardım kuruluşunun başkanı olan James Solanges, Kanada'nın Haiti'deki büyükelçiliğinde eski bir koruma olduğunu iddia ediyor. Vincent hakkında hemen hiçbir ek bilgi mevcut değildi.
Haiti Ulusal Polisi şefi Léon Charles, daha önceki açıklamasında yedi şüphelinin öldürüldüğünü iddia etmişti. Ancak Ulusal Polisi şefi şimdi sadece üç şüphelinin polis tarafından öldürüldüğünü söyledi ve sekiz kişinin hala kaçak durumda olduğunu; tüm ölü ve baş şüphelilerin Kolombiyalı olduğunu tespit ettiğini duyurdu.
Charles, "Yabancılar devlet başkanımızı öldürmek için ülkemize geldi" dedi ve ekledi: "Pasaportlarından teşhis edilen 26 Kolombiyalı... ve iki Haitili Amerikalı da vardı."
Perşembe gecesi, dünyanın gözü, çeşitli silahların ve Kolombiya pasaportlarının bir masaya dizildiği basın toplantısındaydı. Haiti Ulusal Polisi şefi Léon Charles, 17 şüpheli yerde kelepçeli olarak yerde otururken, “Onları adalete teslim edeceğiz” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise, Haitili Amerikalıların gözaltında tutulduğuna dair haberlerin farkında olduğunu ancak teyit veya yorum yapamayacağını söyledi.
Haitili yetkililer hala cinayetin nedenini, hangi kanıtların şüphelilerin tutuklanmasına yol açtığını veya komplonun kimin tarafından planladığını düşündüklerini açıklamadı. Bu nedenle Haiti halkı arasında hükümetin suikastla ilgili açıklamalarına yönelik şüpheler artıyor.
Polis şefi Charles, basın toplantısında yaptığı açıklamada yetkililerin, şüphelilerin çete tarafından ateşe verilen arabaları da dahil olmak üzere, yok ettikleri kanıtlara ihtiyaç duyduğu konusunda uyardı. Polis şefi, insanları sakin olmaya ve polisin işlerini yapmasına izin vermeye çağırdı.
Yetkililer, Haiti'nin ana muhalefet partileri ve uluslararası olarak kınanan saldırının 'yüksek eğitimli ve ağır silahlı bir grup tarafından' gerçekleştirildiğini söyleyerek, cinayetin nedenine değinmedi.
Hükümetin saldırıyla ilgili açıklamaları herkesi tatmin etmedi. Pek çok kişi, polis tarafından yüksek eğitimli olarak tanımlanan saldırganların Moise'in evine, güvenlik ekibine ve panik odasına nasıl girip zarar görmeden kaçabildiğini merak ediyor.
Haiti zaten yoksulluk, çete savaşı ve yolsuzluk suçlamalarının pençesinde olduğu için ülkenin geleceği ve Moise'nin yerine kimin geleceğine dair sorular hızla artıyor.
Geçici Başbakan Claude Joseph kendisine mutlak yetki veren bir 'kuşatma durumu' ilan ederek, zor durumdaki ülkenin tek gücünü üstlendi. Perşembe günü Joseph, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile konuştuğunu ve ABD'den Haiti'nin önümüzdeki günlerde seçim yapmasına yardımcı olmak için 'teknik destek' istediğini, Beyaz Saray'ın da Haiti'yi bu yıl bir seçim yapması çağrısında bulunduğunu söyledi.
Öte yandan bir görgü tanığı tarafından kaydedildiği iddia edilen görüntülerde, Amerikan aksanlı biri megafona "DEA operasyonu. Herkes geri çekilsin. DEA operasyonu. Herkes geri çekilsin, geri çekilin." diye bağırıyor.
Devlet Başkanı Moise'in evinin bulunduğu Pelerin 5 mahallesinde olduklarını söyleyen birinin, sosyal medya platformu Instagram'a yüklediği videoda daha sonra silah sesleri patlıyor.
Haiti Devlet Başkanı'nın cansız bedeninde 12 kurşun deliği bulundu ve yüksek güçlü tüfeklerle suikastçılar çarşamba günü erken saatlerde konağına baskın düzenleyip karısını ciddi şekilde yaraladığında gözü oydu.
Jovenel Moise'nin dehşete düşmüş yetişkin kızı Jomarlie, 'yabancılar' 53 yaşındaki başkanın ofisini ve odalarını yağmalayıp makineli tüfeklerle ateş edip dehşet saçarken bir yatak odasına saklandı. İki hizmetçi de saldırganlar tarafından bağlandı.
Polis şefi Leon Charles, dört 'paralı askerin' saldırı mahallinden kaçmaya çalışırken vurularak öldürüldüğünü, diğer ikisinin de gözaltında olduğunu söyledi. Polislerin saldırganlarla 'savaştığını' ve bazı memurlarının serbest bırakılmadan önce bir noktada rehin alındığını söyledi.
Moise, Haiti'yi bir diktatörlüğe dönüştürmekle, bu yılın başlarında görev süresi sona erdikten sonra başkanlığı bırakmayı reddetmekle, korku yaymak için silahlı çeteleri kullanmakla ve iktidarını güçlendirmek için anayasayı değiştirmeye çalışmakla suçlanıyordu.
Moise, bir beyin cerrahı olan Ariel Henry'yi yeni başbakan olarak aday göstermesinden bir gün sonra öldürüldü. Son dört yılın sekizinci başbakanı olan Henry, görevi bu hafta Nisan ayında geçici olarak atanan Joseph'ten devralacaktı.
Önceki gece sakinler, yüksek sesle mermiler duyduklarını ve mahallede siyahlar içinde koşan adamlar gördüklerini bildirdi. Ayrıca bir el bombasının patladığı ve insansız hava araçlarının konuşlandırıldığı iddiaları da vardı.
Bir komşu tarafından çekildiği ileri sürülen diğer videolar, tüfekli adamların başkanın evinin önüne geldiğini gösteriyor. Videoda görünen kişilerin ülkenin güvenlik güçleri mi yoksa paralı asker mi oldukları belli değil.
Daha önce ülkenin yönetimini üstlendiğini söyleyen Başbakan Joseph, Çarşamba günü kendisine ek yetkiler veren bir OHAL ilan etti. Başbakan, "Az önce olağanüstü bir bakanlar kurulu toplantısına başkanlık ettim ve ülke genelinde OHAL ilan etmeye karar verdik" dedi. Başbakan Joseph, polis ve silahlı kuvvetlerin 'Devletin devamlılığını garanti altına almak ve halkı korumak için her türlü tedbiri' aldığını söyledi.
Avrupa Birliği dış politika sorumlusu Josep Borrell, saldırının 'istikrarsızlık ve şiddet sarmalı' başlatma riski taşıdığı konusunda uyardı. Borrell şunları ekledi: "Bu suikastın failleri bulunmalı ve adalete teslim edilmelidir." ABD Başkanı Joe Biden, suikast nedeniyle 'şoke' olduğunu ve çok daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğunu söyledi. ABD Başkanı yaptığı açıklamada, "Başkan Jovenel Moise'nin korkunç suikastını ve First Lady Martine Moise'e yapılan saldırıyı duyduğumuz için şok içindeyiz ve üzgünüz" dedi.
"Bu iğrenç eylemi kınıyoruz. First Lady Moise'nin iyileşmesi için en içten dileklerimi gönderiyorum" diyen Biden, gazetecilere yaptığı açıklamada olayı 'son derece endişe verici' olarak nitelendirdi.
Başkan Moise'nin ölümü, kendisinin bir diktatör gibi davrandığı ve seçim yapmayı reddettiği iddiaları üzerine ülkedeki kitlesel protestolar sırasında polisin Şubat ayında bir suikast planını bozduğunu iddia etmesinin ardından geldi.
Moise'nin ölümü, aylarca süren şiddetli gösterilerin ve başkanın iktidarda kalmak için silahlı çeteleri kullandığının iddia edilmesinin üzerine, ülkeyi tamamen kargaşaya sokma riski taşıyor. 14 bin 700'den fazla insan cinayetler nedeniyle evlerini terk etti.
Port-au-Prince'in genellikle işlek olan caddeleri, Çarşamba sabahı Haitililer haberle şok içinde uyandığında büyük ölçüde boştu. Ülkenin ana havalimanı olan Toussaint Louverture Uluslararası Havalimanı, diplomatik ve insani uçuşlar dışında kapatıldı.
Bu arada Dominik Cumhuriyeti, Haiti ile olan kara sınırının 'derhal kapatılması' emrini verdi. Ülkeler Hispaniola adasında 400 kilometrelik bir sınırı paylaşıyor. Dominik Devlet Başkanı Luis Abinader, Twitter'da cinayetin 'Haiti ve bölgedeki demokratik düzeni baltaladığını' söyleyerek cinayeti kınadı.