17.11.2021 - 15:33 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Türkiye sınırına yığınak yapmasının yanı sıra Doğu Akdeniz ve Ege'de provokatif adımlar atmaya devam eden Atina yönetimi, yakın zamanda karşılıklı savunma anlaşmasını uzattığı Washington'la ilişkilerini güçlendirmek istiyor.
Yunanistan ve ABD'nin Ege'de yaptığı ortak tatbikat vesilesiyle Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstandinos Floros ve ABD'nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt'ın bir araya geldiği bildirildi.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Nisan ayında yanında ABD Büyükelçisi Pyatt'la birlikte Andravida Hava Üssü'nü ziyaret etti. ABD'nin Atina Büyükelçisi Pyatt ise, F-16'ya binip fotoğraf paylaştı.
Büyükelçi Pyatt, Twitter mesajında kokpitten kendisine nefes kesen Yunanistan manzaraları gösteren ABD'nin Avrupa-Afrika komutanlığına teşekkür etti ve tatbikata katılmaktan gurur duyduklarını söyledi.
ABD'li Büyükelçi, gemiye helikopterle götürüldü. Yunanistan Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, iki ülkenin Ege'de eğitim amaçlı ortak tatbikat yaptığı, Floros ve Pyatt'ın tatbikata katılan ABD'nin 6. Filosuna ait USS Mount Whitney isimli savaş gemisini ziyaret ettiği belirtildi.
Açıklamada, Yunan Deniz Kuvvetlerine ait gemi ve Yunan Hava Kuvvetlerine ait savaş uçaklarının da katıldığı PASSEX tipi tatbikatta, iletişim ve manevra çalışmaları yapıldığı kaydedildi.
Yunan basınında çıkan haberler de iki ülke arasındaki ilişkileri 'mükemmel' diye nitelendirdi ve şöyle devam etti: Yunanistan'ın kuzeyinde İskeçe bölgesinde geçen haftadan bu yana gerçekleştirilen tatbikatlar, ABD Ordusu ile Yunan Silahlı Kuvvetleri arasında gelişen mükemmel ilişkilerin bir başka örneği olarak görülüyor.
Daha spesifik konuşmak gerekirse, 6 Kasım'da başlayan ve bugün sona eren Olimpik İşbirliği 21 tatbikatı, Yunanistan ile ABD arasındaki güncellenmiş Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması'nın (MDCA) bir parçası.
Bu tatbikat, Amerikan zırhlı araçlarının İskeçe Petrochori'de Nestos Nehri'ni geçerek ve hepsinden önemlisi Yunan subaylarla iyi ilişkiler kurarak gerçekleştirdiği ikinci faaliyet.
Yunanistan'daki ABD askeri varlığı, önümüzdeki haftalarda Dedeağaç üzerinden götürülecek araçların ve 100'den fazla helikopterin taşınmasıyla genişleyeceği için, İskeçe'deki 1. ABD Tümeni ile sınırlı değil.
Araçlar ve helikopterler Dedeağaç'tan ABD Donanması nakliye gemileriyle taşınacak. Doğu Avrupa'dan Dedeağaç üzerinden Yunanistan'a bugüne kadar yapılan en büyük sevkiyat, Amerikalıların NATO toprakları üzerinde farklı noktalardan hızlı konuşlandırma niyetini de gösteriyor.
Aynı zamanda, Batı Ege ve Doğu Akdeniz'deki Medusa 11 tatbikatı da şimdiden başlıyor. Yunan-Mısır tatbikatı olarak gerçekleştirilecek askeri faaliyet, Güney Kıbrıs'ın yanı sıra diğer ülkelerin de katılımıyla sürekli genişliyor. Bu yıl Birleşik Arap Emirlikleri'nin özel kuvvetlerle katılması beklenirken, Fransız Donanması'nın da katılımı bekleniyor.
Medusa 11, 22 Kasım'da tamamlanacak ve Yunanistan ve Mısır'ın havacılık yeteneklerinin gösterilmesinin yanı sıra teröristleri veya yasadışı silah kaçakçılarını tespit etmek için, gemilerin gözetimini birleştiren bir dizi senaryo içerecek.
Yunanistan'ın İskeçe kentinde bulunan "Triantaphyllides Kampı"nda gerçekleştirilen tatbikata, geçtiğimiz günlerde Romanya'dan Bulgaristan ve Dedeağaç'a tırlarla taşınan savaş araçlarına, Amerikan tarafı da katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Roma’da görüştüğü ABD Başkanı Joe Biden’a Dedeağaç konusundaki rahatsızlığını ilettiğini belirterek “Sayın Biden’a da Macron’a da bu konuyu söyledik. Dedik ki ‘Bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor" ifadelerini kullanmıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile 14 Ekim’de ABD'nin Yunanistan'daki faaliyet alanını genişleten güncel ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İş birliği Anlaşması'nı imzalamıştı.
Yunanistan, Meriç’te Türkiye sınırına 45 kilometre mesafedeki Dedeağaç’ta (Aleksandrupolis) bulunan, kara kuvvetlerine ait ‘Yanuli’ karargâhını, üs olarak kullanabilmesi için ABD’ye tahsis etti. ABD finansmanı ile karargâhta 300-400 Amerikan askerini barındırabilecek şekilde ek tesisler inşa edilecek.
Aynı protokol çerçevesinde ayrıca Girit Adası’ndaki ABD Suda Deniz Üssü sahası genişletilecek. Selanik’e 92 kilometre mesafede, Litohoro ilçesindeki atış talim sahası da ABD’nin kullanımına tahsis edildi. Larisa şehri yakınındaki Stefanovikio askeri havaalanı civarında bulunan ‘Yeorgula’ piyade taburu karargâhı da yine ABD Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımına verildi.
Yunan basınında çıkan haberlere göre, beş yıllık yeni Savunma İşbirliği Anlaşması'nın imzalanmasından sonra, sadece burada değil Trakya'nın diğer bölgelerinde de ortak tatbikatlarda artış olması bekleniyor.
Evros-news.gr'den alınan bilgiye göre, ABD helikopter ve araçları büyük nakliye gemileri ile taşınacak ve Dedeağaç limanında indirildikten sonra Balkanlara ve diğer bölgelere yönlendirilecek.
Amerika'nın Atina büyükelçisi Jeffrey Payat, bu operasyona atıfta bulunarak şunları söyledi: "Kasım ayında Dedeağaç'a büyük bir çıkarmamız olacak, bu şimdiye kadar limandan getirdiğimiz en yüksek sayıdaki uçak ve helikopter."
Kasım ayı ortasında Dedeağaç limanından hareket edecek olan ABD Silahlı Kuvvetlerine ait toplam helikopter sayısının 120, tank sayısının da yaklaşık 1000 olacağı bildirildi. Son dönemde İsrail ve ABD ile yakınlaşmasının yanı sıra, Fransa'ya da her fırsatta göz kırpan Atina yönetimi, provokatif tavrını kısa süre içinde terk edeceğe benzemiyor.
Özellikle İtalyan basınında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Roma'da geçen hafta sonu düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nin "kazananı" olduğu yorumları yapılması, komşu ülkeyi iyice tedirgin etmiş görünüyor.
Yunan medyasında "Erdoğan'ın hamleleri, acil ve hızlı harekete geçmeyi gerektiriyor" ifadeleriyle verilen haberde, Ankara'nın hamlelerine bir an evvel karşılık geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Haber şöyle devam etti:
Türkiye'nin bölgedeki meydan okumaları, Ege'de eylem için Yunanistan'ın yıldırım hızıyla tepki vermesini gerektiriyor. Evros, herhangi bir saldırı hamlesine "kapalı" olduğundan, ne olursa olsun yaşanacaklar sadece adaları ilgilendirecek.
Bu nedenle birçok uzman, uygun askeri teçhizatla desteklenen Subaylar ve Astsubaylar'dan oluşan tam donanımlı bir Deniz Piyadeleri bölümü oluşturmamız gerektiğine inanıyor. Bu oluşum, en kısa sürede herhangi bir adaya doğrudan nakledilebilecek şekilde tasarlanmalı.
Bu amaçla gerekli tüm lojistik altyapının (nakliye-saldırı helikopterleri, modern tanklar, TOMA, modern silahlar, uçaksavar fırlatıcıları) hazır olması ve uçaklarımızla desteklenmesi gerek.
Bu, adalar bölgesinde yaşanabilecek olaylarla başa çıkmanın ve niyetimizi belli etmenin en iyi yolu olarak tercih edilmeli ve olası bir saldırı daha gerçekleşmeden önlenmeli. Ankara'nın iddiaları, kayalık ve ıssız küçük adalar ve buraların silahsızlandırılmasın içeriyor, şu anda Türk Savunma Bakanlığı'ndan her hafta buna ilişkin açıklamalar görüyoruz.
Washington'a geçen yıl F-35 savaş uçakları için resmen başvuran Yunanistan, ayrıca Türkiye korkusuyla bir diğer sıkı fıkı müttefiki Fransa'dan 18 Rafale jeti satın aldı. Yunan basını bu jetlerle ilgili provokatif bir iddiada bulundu.
"Özellikle Erişim Yasağı ve Engelleme (A2 / AD) ile ilgili teknolojik gelişmeler göz önüne alındığında, Rafale için bir F5 standardının geliştirilmesi gerekli olacak" denilen haberde, jetin nükleer silahla donatılmasının planlandığı vurgulanarak "her halükarda, jetin nükleer caydırıcılık potansiyeli onu Ankara için endişe noktalarından biri haline getiriyor" denildi.
Türkiye'yi provoke etmek için hiçbir fırsatı kaçırmayan Yunanistan'da basın, geçtiğimiz günlerde artık iki ülke arasındaki çatışmanın gerçek bir olasılık olduğunu belirtti. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
Fransızlar ve ABD daha sonra müdahale edene kadar karada, havada ve denizde Türkiye'nin askeri hamleleriyle karşı karşıya kalacağız. NATO ise, Ege ve Akdeniz'de bir Yunan-Türk çatışması olasılığı için gerçekten korkunç bir ikilem yarattı.
"Böyle bir çatışmada NATO kendini çok zor bir durumda bulacaktır. Bu gerçeği kabul eden ittifak, yeni gerilimlerin tırmanmasını önlemek için başlangıçta bir mekanizma kurdu.
Ancak bu mekanizma, iki ülkenin denizcilik farklılıklarını çözmelerine yardımcı olmadı ve NATO taraf tutmaktan kaçındı. Enstitüden bir uzman, "Ancak bu Yunan-Fransız savunma anlaşmasıyla Fransa, silahlı çatışma da dahil olmak üzere Yunanistan'ın tarafını tutmaya kararlı" dedi.
Habere göre, ikisi de NATO üyesi olan Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanabilecek bir çatışma, hiç de uzak bir ihtimal değil. Özellikle NATO bu kadar zor durumdayken, Türkiye ile Yunanistan arasındaki çatışma gerçekten de mümkün ve böyle bir şey olduğunda, NATO'nun bunu durdurmak için sahada en ufak bir şey yapmayacağı neredeyse kesin.
Türk Tuğgeneral Nejat Eslen, NATO'nun artık sadece Yunanistan gibi ülkelere hizmet ettiğini vurguladı. Bugün Rusya'ya karşı yeni cephe olan Polonya, Romanya, Bulgaristan'ın da NATO nezdinde öneminin arttığına dikkat çekti.
Eslen, "Dolayısıyla bugün NATO'nun çekirdeğinin ABD, Birleşik Krallık, Baltık ülkeleri, Polonya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan'dan oluştuğu söylenebilir" diye konuştu.
Aslında ittifak, ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurduğu ve öncelikle ABD'nin güvenlik çıkarlarına hizmet eden yeni dünya düzeninin kurumlarından biridir." diye konuştu. "NATO, Ankara'nın Kıbrıs, Suriye ve Libya'daki hamlelerine izin verdi, şimdi de aynısını Kıbrıs'ta yapıyor" denilen haberde, Yunan silahlı kuvvetlerinin olası bir savaşa hazır olduğu iddia edildi.