19.08.2021 - 01:01 | Son Güncellenme:
Pompeii Arkeloji Parkı tarafından yapılan açıklamaya göre, Pompeiinin kent merkezinin doğusundaki Porta Sarno nekropolünde, antik bir mezara gömülü Marcus Venerius Secundioya ait olduğu ifade edilen bir kişinin mumyalanmış kalıntıları bulundu.
Mezarın, MS 79da Vezüv Yanardağının patlamasıyla Pompeiinin yıkılmasından 10 yıl öncesine ait olduğuna inanılıyor. Kalıntıların, Pompeiide şimdiye kadar keşfedilen en iyi korunmuş insan kalıntıları olarak tanımlandığı ve kalıntıların arasında 60 yaşında öldüğü tahmin edilen Secundionun beyaz saçları ve kısmen görünen kulağının yer aldığı belirtildi.
Valencia Üniversitesi'nden Profesör Llorenç Alapontun, Ölen kişinin kısmen mumyalanmasının kasıtlı olup olmadığını hala anlamamız gerekiyor. Doku analizi bu konuda daha fazla bilgi sağlayabilir ifadeleri yer aldı.
Roma döneminde ölen yetişkinlerin genellikle yakılması nedeniyle bulunan kalıntıların olağandışı olduğu ifade edilirken, mezarda biri Novia Amabilis adlı bir kadına ait cam kap olan iki adet kap da bulunduğu belirtildi.
İtalya'nın güneyindeki Pompeii antik kentinde bulunan tarihi iskelet Secundio'nun köle olduğu, serbest bırakıldığı ve belirli bir sosyal ve ekonomik statüye ulaştığı ifade edildi.
Ayrıca mezarın tepesinde bulunan mermer bir levha üzerinde Secundioya adanmış bir yazıtın, Pompeiide Yunanca yürütülen tiyatro gösterilerine atıfta bulunduğu belirtilirken, Pompeii Arkeoloji Parkının Müdürü Gabriel Zuchtriegelin, bunun Pompeii'de daha önce dolaylı göstergelere dayalı olarak varsayılmış olan Yunan dilindeki performansların ilk açık kanıtıdır ifadeleri yer aldı.
Pompeii, İtalya'nın güneyinde tarihi Campania bölgesinde yer alan bir antik kenttir. Napoli şehrine 26 kilometre uzaklıkta yer alan Pompeii Antik Kenti, tarih boyunca Vezüv Yanardağı'nın eteklerinde büyümüş ve gelişme göstermiş bir şehirdir. Roma İmparatorluğu'nun önemli şehirlerinden biri olan Pompeii, bu dönemde siyasal ve ekonomik açıdan önemli rol üstlendi.
24 Ağustos 79 yılında Vezüv Yanardağında meydana gelen patlama sonucu Pompeii Antik Kenti'ne yağan volkanik küller ve lavlar bu kenti bir anda yok etmiştir. BBC Türkçe'de yer alan Övgü Pınar'ın haberine göre son dönemde yapılan araştırmalar Pompeii'nin nasıl kül olduğunu daha net bir şekilde ortaya çıkarmakta.
İtalya'daki Bari Üniversitesi ve Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü (INGV) ile İngiliz Jeolojik Araştırma Kurumu (BGS) tarafından yapılan araştırmaya göre, Milâttan sonra 79 yılında meydana gelen büyük patlama sonucunda Pompeii Antik Kenti'nde insan yaşamı 15 dakika gibi kısa bir sürede sona erdi.
Vezüv Yanardağında meydana gelen patlamanın ardından Pompeii Antik Kenti kısa sürede taşlaşmış lav parçaları, kül, gaz ve toz bulutu altında kaldı. Bu yüzden de kentte yaşayan insanların bölgeden uzaklaşmak için pek vakitleri olmadı. Hayatını kaybeden 2000'den fazla kişinin ölüm sebebiyse aynı.
Yapılan araştırmalara göre Vezüv Yanardağının patlaması sonucu hayatını kaybeden Pompeiililerin ölüm nedeni volkanik küller nedeniyle nefessiz kalmaları. Korkunç bir şekilde boğularak can veren kent sakinlerinden geriye ise iki bin yıldır büyük oranda korunmuş cansız bedenleri kaldı.
İtalya'daki Bari Üniversitesi ve Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü'nün elde ettiği verilere göre Vezüv Yanardağında milâttan sonra 79 yılında meydana gelen patlama öncesinde yaklaşık 800 yıl boyunca herhangi bir volkanik faaliyet yaşanmamıştır. Bu da kentte yaşayanların kuşaktan kuşağa herhangi bir bilgi aktarımı yapmamasına neden olmuştur.
Avrupa'nın en faal yanardağlarından biri olan Vezüv'e yaklaşık 10 km mesafede yaşasalar da bu tür volkanik patlamalara daha önceden alışık olmayan Pompeii sakinlerinin dehşete düşürücü bu büyük patlamaya hazırlıksız yakalandıkları tahmin ediliyor. Yanardağa bu denli yakın olmalarına rağmen yanı başlarındaki tehlikenin farkında olmadan yaşayan Pompeiiler bu yüzden herhangi bir önlem de almamışlardı.
Feci şekilde hayatlarını kaybeden Pompeii sakinleri üzerlerine yağan küller ve zaman içerisinde biriken toprakla birlikte binlerce yıl karanlığa gömüldü. 24 Ağustos 79 yılında tarih sahnesindeki yerini alan Pompeii'den yazılı kaynaklarda bahsedilse de üzerinin kül ve toprakla kaplanması nedeniyle zaman içerisinde yok oldu ve yeri unutuldu.
Pompei'de çalışmalar yürüten araştırmacılar, kent sakinlerinin patlama sonrası bölgeden kaçma fırsatı bulamadan evlerinde ya da sokaklarda volkanik partikül bulutu altında kaldığını belirtti. INGV Vezüv Gözlemevi araştırmacısı Roberto Isaia, bu volkanik bulutun "karbondioksit, klorür, volkanik kül ve taş parçalarından" oluştuğunu ifade etti.
İtalya'da Hrıstiyanlığın yayılması ve Papalık makamının burada hayat bulması ile birlikte Pompeii'de yaşananlar ibretlik bir hikâye olarak kuşaklar boyunca anlatılmıştır. Pompeii'ye dair eldeki yazılı kaynaklar ışığında kentteki yaşama dair ortaya çıkan bilgiler yüzlerce yıl boyunca ders çıkarılması gereken ibretlik bir olay olarak anlatıldı.
Pompeii Antik Kenti, Napoli Körfezi'nde, Napoli kentinde güneyinde muhtemelen ilk olarak milâttan önce 6. yüzyılda kentleşmeye başladı. Ancak bundan da yaklaşık iki yüzyıl önce körfezin kuzey ucuna Yunanların İschia isimli bir yerleşim kurdukları bilinmekte. Bu yerleşim bölgedeki en eski toplu yaşam alanlarından biri olma özelliği taşıyor.
Bu tarihte İtalya'nın kuzeyinden gelen Etrüskler, bölgeye akınlar düzenlemişse de Napoli Körfezi'ndeki bu yerleşim Yunanlar tarafından başarılı bir şekilde savunulmuştur. Sonrasında ise milâttan önce 209 yılına gelindiğinde Romalılar bölgede hakimiyet kurmayı başarır ve bölge artık bir Roma yerleşimi haline gelir.
Milâttan sonra birinci yüzyılda Pompeii, tarihin en parlak günlerini yaşamaya başlar. Roma hakimiyetinde hızlı bir şekilde büyüyen Pompei bir ticaret ve tarım kentine dönüşür. Bu dönemde nüfusu 10 bini aşarak neredeyse 20 bin civarına ulaşır. Bu rakam Antik Çağ için azımsanmayacak bir miktardır.
Yün, çiçek, pefüm ve fermente edilmiş sardalya bölgenin en önemli üretim ve dışarıya sattığı ürünler haline gelir. Milâttan sonra birinci yüzyılda hızlı bir şekilde gelişip büyüyen Pompeii, İtalya'nın güneyindeki Campania bölgesinin en önemli şehirlerinden biri haline gelir. Ticaretteki başarı kentin mimarisine de olumlu bir biçimde kısa süre içinde yansır.
Bu dönemde Pompeii'ye geniş caddedeler, sütunlu binalar, heykeller ve Roma tapınakları inşa edilir. Dev bir amfitiyatronun da inşa edildiği Pompeii, Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucu küle dönüşene değin oldukça canlı bir kent görüntüsü çizmeyi sürdürür. Bu dönemde şehir düzgün bir biçimde ızgara plan şeklinde gelişim göstermiştir.
24 Ağustos 79 tarihinde Vezüv Yanardağının ani bir şekilde patlayarak ponza, taş, zehirli gazlar, kül ve çamur püskürtmesi sonucu 15 dakika gibi kısa bir sürede yaşamın son bulduğu bu tarihi şehir 1748 yılına kadar toprak altında kaldı. Bu tarihte tesadüfen yeniden keşfedilen Pompeii büyük çabayla gün yüzüne çıkarıldı.