05.03.2020 - 15:00 | Son Güncellenme:
Oxford Street, Londra'nın kalbinin attığı yerlerden yalnızca biridir. Yüzlerce mağazanın yer aldığı cadde, sadece İngiltere'nin değil, aynı zamanda Avrupa'nın da en işlek caddeleri arasında yer alır. Türkiye'ye dönmeden önce sevdiklerinize hediyelik eşya alabileceğiniz Oxford Street, bu açıdan Portobello ile yarış halinde. Caddenin bir ucu Hyde Park'tan başlayıp Tottenham Court'a kadar uzanır.
19. yüzyıla damgasını vurmuş ve bu dönemin adıyla anılmasına neden olan Kraliçe Victoria, Britanya'ya tarihteki en güçlü dönemini yaşatmıştı. 19. yüzyılda "güneş batmayan imparatorluk" olarak anılan Britanya'nın imparatoriçesi olan Victoria döneminde yaptırılan ve eşiyle aynı isme sahip Royal Albert Hall, o zamandan bugüne dünyaca ünlü isimlerin konserlerine ev sahipliği yaptı. 1871'de açılan mekanda The Beatles'tan Eric Clapton'a, Frank Sinatra'dan Robbie Williams'a pek çok ünlü isim konser verdi.
Peaky Blinders dizisiyle gündeme gelen Kuzey Londra'daki Camden Town, sizi 19. yüzyıla doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Kanallar üzerine kurulu olan bölge, Londra'nın karakteristik tuğlalı mimarisinin en iyi örneklerinden birine ev sahipliği yapmakta.Portobello
Londra son yıllarda inşa edilen gökdelenlerle çok farklı bir görünüm kazandı. Son olarak Thames nehrinin güney yakasına inşa edilen The Shard, ülkenin en uzun yapısı konumunda. Ancak kenti kuşbakışı izlemek için en ideal yer kesinlikle London Eye. Parlamento Binası ve Big Ben'in hemen karşısında güney yakasında yer alan London Eye'ın tepesinden Londra'nın büyük bir bölümünü izleme fırsatına sahipsiniz. Bilet kuyruğunda beklemek istemiyorsanız online bileti mutlaka deneyin.
Bir kenti keşfederken olmazsa olmazlardan biri de müzeleridir. Hem gidilen kent, hem de o kentin kültürü hakkında bilgi sahibi olmak için çok önemli bir yere sahip olan müzeler Londra'nın da gündelik hayatında çok önemli bir yere sahip. Yarım yüzyıl öncesine kadar bir elektrik santrali olan Thames kıyısındaki Tate Modern, günümüzde dünyanın en iyi sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Millenium Köprüsünün yanı başında yer alan Tate Modern'in karşısındaysa 111 metre yükseklikteki kubbesiyle Aziz Paul Katedrali (St. Paul) yer alır.
Çift katlı kırmızı otobüsler tıpkı, siyah taksiler ve telefon kulübeleri gibi Londra'nın en önemli simgeleri arasında yer alıyor. Birkaç yıl önce modern çift katlı kırmızı otobüsler eskilerinin yerini aldıysa da eskiler hala kullanımda. Örneğin Trafalgar'dan Tower Bridge gitmek isterseniz 1.5 pound karşılığında eski model çift katlı otobüslerle seyahat edebilrisiniz. Tabii, makbul olan üst katta gitmek...
Londra, popüler müziğin başkenti olarak bilinir. The Rolling Stones, The Beaatles, Pink Floyd, Queen, Radiohead, Oasis, Coldplay, Robbie Williams ve daha nicesi ya müzikal hayatına burada başladı ya da burada ünlendi. Akfit müzik yaşantısına devam eden dünyaca ünlü pek çok isim sık sık Londra'nın farklı mekanlarında binlerce müziksever karşısında konser veriyor. Londra'da benzeri bir ambiyansı yakalayacağınız bir diğer yer de futbolun beşiği olması nedeniyle stadyumlar. Chelsea, Tottenham, Arsenal, Fullham gibi güçlü Londra takımlarının maçları ligdeki iddiaları ne olursa olsun büyük ilgi görür.
Tottenham Road, Liecester Meydanı, Trafalgar, Piccadilly Circus, Regent's Street... Tüm bu saydıklarımız hepsi Soho'nun ya yanı başında ya da çok yakınında. Londra'da gece hayatının kalbinin attığı Soho, kulüpleri, Çin Mahallesi, ve sokak sanatçılarıyla kentin gözbebeği konumunda.
Başrollerinde Hugh Grant ve Julia Roberts'ın paylaştığı aynı adlı1999 yapımı filmle dikkatleri her zamankinden daha fazla çekmeye başlayan Notting Hill, günümüzde Londra'nın en alternatif bölgesidir. Sokak sanatçılarının, rengarenk evlerin, kafelerin ve mağazaların bulunduğu Notting Hill, pek çok ünlü ismi de sokaklarında görebileceğiniz bir yerdir. Londra ziyaretinizden eli boş dönmek istemiyorsanız buradaki Portobello Market mutlaka uğramanız gereken bir yer.
Kensington, Hyde Park gibi devasa parklar Londra'yı Londra yapan bölgeler. Dünyada pek çok kentte benzeri bulunan bu parklar özellikle güzel havalarda Londralılarla dolup taşar. Konserlere de ev sahipliği yapan parklar, güzel vakit geçirmek ve kendinizi Londralı gibi hissetmeniz için en iyi fırsatlardan biri.
Londra'nın doğu yakısını ihmal ettiğimizin farkındayız. O halde rotamızı 19. yüzyıl mimarisiyle inşa edilen Tower Bridge ve hemen yanındaki tarihi Tower of London çeviriyoruz. Bu iki yapının önünde fotoğraf çektirmeden yakınlarınızı Londra'ya gittiğinize ikna edemezsiniz.
Adını 1805'teki tarihi Trafalgar Savaşı'ndan meydan, dünyanın en önemli sanat koleksiyonlarından biri olan The National Gallery'ye ev sahipliği yapar. Rembrandt, Caravaggio, Turner, Van Gogh gibi dünyanın en önemli ressamlarının eserlerine ev sahipliği yapan müzeyi mümkünse sabahın erken saatlerinde kalabalıklaşmadan gezin. Müzelerde bahsetmişken Kentte es geçmemeniz gereken diğer müzeler; British Museum, Victoria&Albert Museum ve Natural History Museum.Hazırlayan: İhsan Dindar