24.08.2021 - 10:24 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Yeni bir araştırma, Avustralya’daki bir adada dev, etçil kırkayakların her yıl 3 bin 700 kadar yavru deniz kuşunu öldürüp yediğini ortaya koydu. Phillip Adası’nda yaşayan ve Latince ismi Cormocephalus coynei olan bu kırkayakların boyu yaklaşık 30 santimetreye ulaşıyor. Bu hayvanlar, kıskaç benzeri uzuvlarıyla kurbanlarına güçlü bir zehir enjekte ediyor.
The American Naturalist isimli hakemli bilimsel dergide yayımlanan yeni araştırmada bu canlıların Phillip Adası’nın en önemli yırtıcıları olduğu anlaşıldı. Bulgulara göre kırkayaklar, her yıl binlerce yavru kara kanatlı kuşu avlıyor. Latince ismi Pterodroma nigripennis olan kara kanatlı deniz kuşları, yuvalarını yerlere kuruyor. Bu nedenle yavruları, kırkayakların birincil avları arasında yer alıyor.
Uzmanlar, kırkayakların yavrular yuvalarda dinlenirken saldırdığını ve güçlü zehri enjekte ettiğini ifade ediyor. Zehir etkisini gösterince yavrular bir nvi felce uğruyor ve kırkayaklar bu yavruları canlı canlı yiyor. Kurbanların kalıntılarını inceleyen araştırmacılar, kırkayakların her yıl 2 bin 109 ila 3 bin 724 yavru kuş tükettiğini tahmin ediyor.
Araştırmacılara göre bulgular, deniz kuşlarını avlayan ilk kırkayak türünü gözler önüne seriyor. Bulgularını The Conversation'da kaleme aldıkları bir yazıda açıklayan araştırmacılar, "Bir bakıma, adada bulunmayan yırtıcı memelilerin yerini aldılar" diye yazdı.
Independent Türkçe'nin haberine göre öte yandan bilim insanları, adanın ekosisteminin vazgeçilmez bir parçası haline gelen kırkayakların, kertenkeleler ve hatta ölü balıklarla da beslendiğini ortaya koydu. Ancak bu kırkayakların bitmek bilmez iştahı, ada ekosistemi için büyük bir önem taşıyor. Örneğin bu kırkayakların deniz kenarlarından adanın içine çektiği besinler, bitki örtüsünün gelişmesini sağlıyor.
1788'de insanlar adayı kolonileştirdiğinde ekosistem de büyük ölçüde yok olmuştu. Adaya getirilen domuzlar, keçiler ve tavşanlar, bitki örtüsünü tahrip etmişti. 20. yüzyılın başlarında domuzlar ve keçilerden arındırılan ada 1980'lerden beri koruma altında. Koruma çabaları, deniz kuşu ve kırkayak popülasyonlarının da toparlanmasını sağladı.
Daha önce de korkunç boyutlarda bir kırkayak eve girdi ve bebek odasındaki koltuğa tırmandı. Bu anları kamera kaydına alan ev sahibi, Twitter üzerinden yaşadığı dehşet anlarını paylaştığı bir not yazdı. Böceğin nereden girdiğini çözmek için büyük efor harcadığını söyleyen baba, yetkililerle direkt irtibata geçtiğini söyledi.
Ev sahibi, karşılaşmadan o kadar korkmuştu ki, odada bulunan koltuğu ve yatağı yakmayı düşündü ve hala ışıkları kapatmaktan korktuğunu belirtti. ABD’nin Texas eyaletinde yaşanan dehşet verici olayda, ev sahibi kırkayağı kızlarının odasında yakaladı. Onu gördükten sonra hemen video kaydına başlayan baba, Twitter hesabından paylaştığı bu anları milyonlarca kişiye ulaştırmayı başardı.
Girdiği yeri bulan baba, oraları hemen kapattığını hatta mühürlediğini yazdı. Yaşadığı bu korkunç deneyimle beraber eyaletten taşınmak istediğini de yazdı. Bu videoya da binlerce yorum geldi. Bazıları, ‘ben olsaydım polisi arardım’ derken, bazılarıysa ‘o evden koşarak uzaklaşırdım’ diyerek korkunç anlar hakkında yorum yaptı.
Kırkayaklar her ne kadar korkunç görünseler de çoğunlukla zararsız hayvanlar olarak biliniyor. Kuzey Amerika’daki en büyük kırkayaklar ise bu videoda görüldüğü kadar olabiliyor ve onlar kertenkele ve kemirgenlerle hatta kurbağalar ile bile beslenebilirler.
Öte yandan haziran ayında Avustralya’da meydana gelen sellerin ardından ortaya çıkan göçmen örümcek istilası etkisini göstermişti. Bir bölge de daha örümcek ağlarıyla kaplandı.
New York Daily News gazetesinin haberine göre, ülkenin güneydoğusundaki Victoria eyaletine bağlı Gippsland bölgesinde görülen şiddetli yağışın ardından bazı araziler örümcek ağıyla kaplandı.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, tabelaların ve bazı arazilerin "balonlama" adı verilen örümcek ağı ile kaplandığı gözlendi.
Macquarie Üniversitesinden araştırmacı Lizzy Lowe, bölgede etkili olan yoğun yağış sonrası bu olayın yaygın bir durum olduğunu belirtti.
Şiddetli yağışın neden olduğu sel olaylarında yer altında yaşayan canlıların hızla topluca dışarı çıktığını ve ipeklerini kullanarak ağ ördüğünü dile getiren Lowe, örümceklerin bu şekilde yüksekte kalmaya çalıştıklarını ifade etti. Böcek ilaçlama uzmanı Dave Johnson da sel nedeniyle yaşamak için yer arayan örümceklerin, kemirgenlerin, yılanların yer değiştirebileceğine değinerek, sel suları çekildiğinde canlıların eski yerlerine döneceğini aktardı.
Uzmanlar, sel olaylarında yeraltı canlılarının yüksek bölgelere taşınmasının sık yaşanan bir olay olduğunu kaydederek, "balonlama’’ sayesinde örümceklerin sel gibi felaketlerde yerden yüksekte durabildiklerini vurguladı.
Kuzey Amerika'ya özgü bir tür ağustos böceği olarak bilinen kırmızı gözlü, kanatlı siyah böcekler (cicada), 17 yıl aradan sonra çiftleşmek için tekrar yeryüzüne çıktı. Çıkar çıkmaz da binlerce insanın kabusu oldu. Bunlardan biri de gazeteci Manu Raju.
CNN International muhabiri Manu Raju, canlı yayında zor anlar yaşadı. Canlı yayın sırasında önce böceğin ceketinden yukarı doğru tırmandığını fark etmeyen Raju, "Aman Tanrım, bu bir ağustos böceği mi" dedi.
Raju, kamera arkasındaki ekibe, "Üzerimde daha fazla var mı? Peki ya saçımda var mı?" diye sordu. "Bu hayvanlar nereden geliyor böyle?" diyerek tepkisini dile getiren gazeteci, daha sorna çekime devam etti.
Görüntüleri kişisel Twitter hesabından da paylaşan tecrübeli gazeteci Raju, videoya "Canlı yayın sırasında davetsiz bir misafirim oldu" notunu düştü.
En son 2004'te yeryüzüne çıkan "Brood X" türü böcekler, üremek için yeryüzüne çıktığı ABD'nin yaklaşık 15 eyaletinde meraklılarının ilgisini çekiyor.
Amerikalı böcek bilimcilere göre, dünyada yaklaşık 3 bin ağustos böceği türü bulunuyor ancak sadece 7 türü periyodik aralıklara 13 ya da 17 yılda bir yeryüzüne çıkıyor.
Bu türlerin hemen hemen hepsi, Kuzey Amerika'nın orta kesimlerinde ve doğu yakasında ortaya çıkıyor, hayatlarının çoğunu yer altında geçiriyor, bitki köklerindeki sıvıları emerek besleniyor.
Böcek bilimciler, bu böcek türünün 17 yıl boyunca kış uykusunda olmadığını, oldukça yavaş büyüdüklerini söylüyor.
Bu böcekler genelde sürü şeklinde ortaya çıkıyor ve diğer canlılara yem olmamak için akşam saatlerini tercih ediyor.
Ağaçlara ya da dikey yerlere tırmanan kırmızı gözlü böcekler, yerden ayrılır ayrılmaz kabuklarını bırakmaya başlıyor.
Bazıları karınca, kuş, kedi, köpek gibi hayvanlara yem oluyor, ağaçların tepesine ulaşabilenler ise çiftleşiyor.
Yeryüzünde kaldıkları 4 ila 6 haftalık sürede çiftleşen bu böcekler, yumurtalarını ağaç dallarına bırakıyor.
Çiftleşen ağustos böcekleri yaşam döngülerini tamamlayıp ölürken yumurtalardan çıkan larvalar da ağaç dallarından düşüp toprakla buluşuyor, yer altına döndükten sonra 17 yılın ardından çiftleşmeye hazır yetişkinler olarak yeniden yeryüzüne çıkıyor.
Yağ oranı düşük, protein oranı ise yüksek olduğu belirtilen ağustos böceklerini yiyenler de var.
Ağustos böceğinin görüldüğü eyaletlerden Maryland'de bir şekerleme şirketi, bu böcekleri çikolatayla kaplayarak satıyor.