05.11.2024 - 17:41 | Son Güncellenme:
Yaklaşık 4,5 milyar yıl önce Güneş sisteminde Dünya henüz tam şekillenmemiş, hareketli ve kaotik bir dönem yaşanıyordu. Bu süreçte, gezegenler sürekli olarak büyük göktaşlarıyla ve hatta başka gezegenlerle çarpışıyordu. Teoriye göre de Dünya o dönemlerde Mars büyüklüğünde bir gezegen olan Theia ile çarpıştı. Bu çarpışmanın etkisiyle de Ay’ın oluştuğu düşünülüyor. Ancak bilim insanları, bu çarpıma sonucunda Dünya’nın iç katmanlarında da bazı parçaların kalmış olabileceğini düşünüyor. Yani ayaklarımızın altında, bambaşka bir gezegene ait kalıntılar gizleniyor olabilir. Şimdi, bu ilginç teoriyi daha yakından inceleyelim.
Theia, Mars boyutunda olduğu tahmin edilen eski ve parçalanmış bir gezegenin adıdır. Bilim insanları, bu gezegenin Dünya’nın oluşum sürecinde onunla çarpıştığını düşünüyor. Bu büyük çarpışmanın, Dünya’nın eğimini ve dönüş hızını etkilediği hatta Ay’ın oluşumuna katkıda bulunduğu öne sürülüyor. Çarpışma sonrasında Theia’nın tamamen parçalandığı, bazı parçalarının Ay’ı oluşturduğu, bazı parçalarının ise Dünya’nın iç katmanlarında kaldığı, hatta dünyanın çekirdeğinde dahi Theia’nın parçalarının olduğu düşünülüyor.
Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, Dünya’nın manto katmanında, başka bir gezegenden kalmış olabileceği düşünülen bazı yoğun maddelerin bulunduğunu ortaya koydu. Bu maddeler, Dünya’nın tipik yapısından farklı özellikler gösteriyor. Bu kalıntıların özel bir yapı sergilemesinin çarpışma teorisini destekleyen bir kanıt olabileceği düşünülüyor, ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Theia çarpışması teorisine bağlı olarak Ay’ın oluştuğuna yönelik iddialar da var. Teoriye göre, bu çarpışma esnasında büyük miktarda toz ve kaya parçalarının uzaya saçıldığı, bunların zamanla birleşerek Ay’ı oluşturduğu düşünülüyor. Hatta bu sebeple Ay’ın yapısındaki maddelerin Dünya ile çok benzer özellikler sergilediği yönünde bir kanıya varılıyor.
Dünya’nın derin katmanlarını incelemek, bilim dünyasında sürekli olarak büyük bir merak uyandırıyor ve bunun için yeni araştırma yöntemleri geliştiriliyor. Sismik dalgalar, manto tabakasındaki yoğunluk farklılıklarını tespit etmek için kullanılan en etkili araçlardan biri. Bu dalgalar, Dünya’nın farklı katmanlarından geçerken hızlarında ve yönlerinde değişiklik gösterir. Bilim insanları, bu değişimleri ölçerek mantoda bulunan alışılmadık yapıların izini sürebiliyor. Özellikle Theia gibi eski bir gezegene ait kalıntılar varsa, bu bölgelerde sismik dalgaların hareketinde belirgin farklılıklar gözlenebilir. Bunun yanı sıra, derin sondaj teknolojileri de gelişmekte. Daha derin noktalara ulaşmayı mümkün kılan bu yeni araçlar, manto katmanından örnekler toplayarak Dünya’nın geçmişine dair daha somut bilgiler sunabilir.