07.08.2021 - 11:56 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Eski bir Rus ajanı olarak görev yapan Aliia Roza, 19 yaşında tehlikeli bir görev içinde kendisini buldu. İlk görevinde ülkeye uyuşturucu tedarik eden bir suç çetesinin liderini baştan çıkartması gerekiyordu. Fahişe gibi davranmak zorunda olan Roza, bu görev sırasında çete liderine aşık oldu.
2004 yılında bu göreve getirildiğinde henüz 19 yaşında olan Aliia, adı Vladimir olan kişiyle kimliğini açık edecek şekilde yakınlaştı. İkili birbirine kısa sürede aşık oldu ve ikisinin de hayatları ve kariyerleri tehlikeye girdi.
Suçun içinde, zenginlikle dolu ve rahat bir hayat yaşayan ikilinin masalı, Vladimir’in öldürülmesiyle son buldu. Aliia Roza o anları çılgınca olarak tanımlıyor ve ‘’ Birbirleriyle savaşan ve birbirlerini öldüren bu kötülerle takılıyordum. Bence suçlular polisten çok daha iyi’’ diyor.
2018 yılında vizyona giren Red Sparrow’a gönderme yapan eski Rus ajanı, Jennifer Lawrence tarafından canlandırılan filmde geçen sahneleri gördüğünde şoka uğradığını söylüyor. Zira ona uygulanan eğitimler filmde açıkça gösteriliyor.
Filmi izlediğinde ‘Aman tanrım bütün bunları nereden biliyorlar?’ diyor. Babası üst düzey bir görevde olduğu için kendisine ne denirse yaptığını söyleyen Roza, bu noktada sistemin yozlaştığını da belirtiyor. İstismara da uğradığını söyleyen Aliia Roza, bu durumu kimseye anlatamadığını yalnızca 19 yaşında aşık olduğu Vladimir ile bu durumu paylaştığının altını çizdi.
Kimliği ifşa olduktan sonra 10 kişinin onu dövdüğünü söyleyen kadın, Vladimir’in onu kurtarmasıyla bu günlere geldiğini anlattı. Bu olayın ardından Vladimir öldürüldü. Vladimir’in verdiği isimlerle bağlantı kuran Roza, hayatını bu şekilde kurtardı ve Moskova’dan ayrıldı.
2006 yılında ise bir başkasıyla tanışan Roza evlendi ancak kocası kısa bir süre içinde hapse girdi ve öldürüldü. Kocasının mirasını devralan kadın daha sonra hayatını değiştirmek için İsviçre'ye, Londra’ya ve ABD’ye gitti.
En sonunda İngiltere'de bir PR şirketi kuran eski Rus ajanı, şu anda moda dünyasının bilinen isimleri arasında yerini alıyor.
Babasının görevi sebebiyle yaşadığı istismarı kimseye anlatamayan eski Rus ajanı, bu işlerden elini eteğini çekip Instagram üzerinden yürümeye başladı. Moda alanında çalışmaya başlayan Roza, şu anda oldukça mutlu olduğunu söylüyor.
Yine de geçmişinden kaçmak için büyük çaba sarf ettiğini söyleyen Aliia Roza, sosyal medyadan ve özellikle askerlerden aldığı mesajlardan korktuğunu söylüyor.
Yaşadığı tecrübelerden sonra hayatını yeniden inşa eden Aliia Roza, oğluyla ve kurduğu işiyle oldukça mutlu bir hayat sürüyor. Özgürlüğünü de hiçbir şeye değişmeyeceğini vurguluyor.
Çarpıcı kızıl ajan, ABD'de casusluk suçlamalarıyla tutuklandığında manşetlere çıktı. Esir takasında Rusya'ya döndü ve şimdi de ünlü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Daha sonra mankenlik ve TV sunuculuğu yapan Anna Chapman, Amerika Birleşik Devletleri'nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 'uyuyan' ajanıydı.
Chapman'ın ilginç, hatta şoke edici bir hayat yaşadığını söylemek yanlış olmaz.
Anna, 2010 yılında dokuz diğer Rus ile birlikte New York'ta emlak işinde çalışırken tutuklandığında ABD, Soğuk Savaş'tan bu yana Amerikan topraklarındaki en büyük yabancı istihbarat ağını kırdıklarını duyurdu.
FBI'ın casus çetesine karşı yürüttüğü operasyona Hayalet Hikayeleri Operasyonu adı verildi.
Chapman, 2010 yılında Londra'da bir partide tanıştığı İngiliz Alex Chapman ile dört yıl evli kalmıştı.
New York'ta tutuklandıktan sonra tartışmalı reklamcı Max Clifford'u işe aldı ve hikayesini basına sattı.
Alex Chapman, karısının tutuklanmasına "şaşırmadığını" söyleyerek, babası Vasily Kushchenko'nun KGB'de üst düzeylerde görev aldığını ve onun üzerinde "büyük bir etkisi" olduğunu iddia etti.
Alex, eski kayınpederiyle ilk kez 2002'de, diplomat olarak görev yaptığı Zimbabwe'de balayında tanıştığını anlattı.
Alex Chapman Daily Telegraph'a şunları söyledi: "Kimseye güvenmezdi. Bana neden bir Rus gelin seçtiğimi ve Rusya'da ne işim olduğunu sordu, ben de hiçbir şey söylemedim.
"Korkutucuydu. Beni eve gelen diğer Ruslarla asla tanıştırmazdı ve her zaman diğer diplomatlardan çok daha fazla güvenliğe sahipmiş gibi görünürdü.
Casusluk şüphesiyle tutuklandığını gördüğümde, dürüst olmak gerekirse o kadar da sürpriz olmadı."
Anna, Chapman'la olan evliliği nedeniyle İngiliz vatandaşlığına sahipti ancak tutuklandıktan sonra bu vatandaşlık iptal edildi.
New York'ta geçirdiği kısa zamanı anlatmak için A Tale of Two Cities'den ünlü Charles Dickens alıntısını kullandı: "En iyi zamanlardı, en kötü zamanlardı."
Anna, ABD ile yapılan esir takası kapsamında Rusya'ya sınır dışı edildi.
Tutuklanmasıyla birlikte, kızıl ajan, çarpıcı güzelliği sayesinde kısmen ünlü statüsü kazandı. Bir model ve daha sonra bir TV sunucusu olmak için casusluktan uzaklaştı.
Anna, Rusya'nın en seksi 100 kadını listesine dahil edildiğinde, Maxim'in Rusça versiyonunda cüretkar pozlarıyla yer aldı.
Anna üzerine bir bölüm hazırlarken, ABD'li sohbet programı sunucusu Jay Leno o zamanki Başkan Yardımcısı Joe Biden'a sordu: "Bizim bu kadar çekici casuslarımız var mı?"
Biden şakayla karşılık vererek, "Açık konuşayım, onu geri göndermek benim fikrim değildi" dedi.
Anna ayrıca Moskova Moda Haftası'nda podyum modeli olarak yer aldı ve şu anda REN TV adlı Kremlin yanlısı bir ağın TV sunucusu.
Kızıl ajan en son Ruslara koronavirüs aşısı yaptırmalarını tavsiye ederken görüldü.
İzleyicilere şunları söyledi: "Bu korkunç hastalık milyonlarca kişinin hayatına mal oldu. Bazı Avrupa ülkelerinde, üçüncü dalga koronavirüs çoktan başlıyor. Sıradaki ne? Dördüncü, beşinci dalga mı?
"Aşı olma ve salgını yenme, maskeler, eldivenler ve sosyal mesafe olmadan normal bir yaşam tarzına dönme fırsatına sahibiz."