28.07.2021 - 02:02 | Son Güncellenme:
Ben Ozan Avşar. 1997 yılında Osmaniye ilinin bir köyünde doğdum ve gözlerimi açtığımda köy hayatıyla iç içeydim. Ailem çiftçilik yapıyor, çocukluğumda toprakla büyüyerek geçti.
Köyde basit yaşama alıştığım için şehir ortamları beni sürekli sıktı. Her zaman doğaya kaçış benim için iyi geliyordu. Konya’da Kto Karatay Üniversitesinde Psikoloji bölümünü kazandım. Okul zamanı yurtta kaldım bir süre ancak doğadan ve kendimden uzaklaştığımı hissetmeye başladım.
Küçük bir araba alıp karavan yapmaya karar verdim. Ve bunu başardım. Küçük beyaz bir araç, ismi Küpşeker, yanıma birde siyah bir dost edindim kedimin ismi de Çay’dı. Okul zamanı tam zamanlı olarak küçük karavanımda yaşamaya başladım. Hayatın tadını özgür olarak daha iyi aldığımı düşünüyorum.
Karavanımı üniversite 3. Sınıfta aldım ve 2 yıl yani üniversite 3 ve 4. Sınıfta tam zamanlı olarak yaşamaya başladım. Şuan mezun oldum, ailemle zaman geçiriyorum ancak yine de küçük karavanımdan kopamadım onunla sürekli gezmeye devam ediyorum.
Aracım aslında karavan yapmak için biraz küçük bir araç. Türkiye’ de ilk karavan yapan kişi de bendim. Genellikle tesisatçı aracı ya da yük taşımak için kullanılan bu küçük panelvan benim hayalim olan karavan oldu, aslında ben yaptım.
Bütün malzemeleri kendi emeklerimle tasarlayarak yarattım. Aracı 7500 TL aldım ve içine 500 TL masraf yaparak karavana dönüştürdüm. Bu süreç 3 ay civarında sürdü çünkü param yoktu.
Para kazanmam gerekti ve 3 aylık yaz tatilinde köyden topladığım doğal ürünleri sattım. Kafede çalıştım, traktör şoförlüğü yaptım. Birçok işte çalıştım ve param denkleşince ilk işim küçük panelvanı karavana dönüştürmek oldu.
Çevremdeki arkadaşlar hallerinden memnunlardı çünkü şehir ortamı ve duvarlar onların alışık oldukları ortamlardı. Ben köyde büyüdüm, duvarları sadece gece uyumadan önce ve uyanınca görüyordum.
Karavanda yaşamaya başlayacağımı çevremdekiler öğrenince şaşırdılar tedirgin oldular ama ben kendimden emindim. Güzel bir hayat beni bekliyordu ve öyle de oldu. Ailem karavanda yaşadığımı bilmiyorlardı hatta şuan da çok bildiklerini söyleyemem. Çünkü bilseler tedirgin olurlardı o yüzden söylememeyi tercih ettim.
Tam zamanlı karavanda yaşamak aslında evde ya da yurtta kalmaktan daha uygun çünkü kira, su, elektrik gibi giderlerim olmuyor. Yemek konusunu da kendim hallediyorum, dışarıdan pek yemek yemem. En büyük giderim yakıt oluyor.
Karavan yaşamı emeklilikte düşünülüyor evet bunun en büyük sebebi kültürümüz ve çalışma şartları. Kültürümüzde karavan pek yok. Çalışma şartları da ağır olduğu için insanlar kendilerine zaman ayıramıyor.
Ama son zamanlarda pandemiden dolayı insanların kendilerine daha çok zaman ayırmasıyla doğaya ve karavana yönelişin arttığını düşünüyorum. Günümüzde sosyal medyanın kullanımının yaygınlaşmasıyla bilgiye ve farklı yaşamlara ulaşmak kolaylaştığı için insanlar karavan hayatını görmeye başladılar ve benimsediler. Herkesin hayalinde güzel bir karavan vardır mesela.
Benim karavanım aslında basit bir karavan yani ısıtıcı yok ya da yaz için bir klima yok. Ama bunlar olmadan da yaşanabilir. Kışın uyku tulumuna giriyorum, üşümemek için. Yazın sıcak zamanlarda ise karavanımın üstündeki bagajda uyuyorum.
Şimdiye kadar Türkiye’nin birçok yerini gezdim. Otostopla 2 yıl gezdikten sonra karavan hayatına geçtim. Gezerken asıl amacım huzura ulaşmak ve güzel doğayı keşfetmek. Bir çam ağacına sarılmak, benim için koca bir metropol şehri keşfetmekten daha zevkli.
Bu zamana kadar Akdeniz’deki koyları Karadeniz’deki yaylaları, İç Anadolu’daki ovaları keşfettim. Beni en çok etkileyen yer Karadeniz oldu diyebilirim. Hırçın akan dereleri, tertemiz insanları ve yemyeşil doğası beni büyülemişti. Türkiye’nin diğer ucu olan Antalya’ da ki koylar da beni çok etkileyen yerler arasındaydı.
Karavanın en büyük artısı: Bir yerden sıkılırsanız kontağı çevirip başka yere gidebiliyor olmanız. En büyük eksisi de kontağı çevirince yaktığı yakıt ücreti.
Bence en güzel karavan kendi karavanındır. En lüks karavan da olsa senin değilse güzel olmaz. Karavanımda eksik olduğunu düşünmüyorum, beni bir yerden bir yere ulaştırıp uyumamı sağlasın yeterli.
Üniversite öğrencilerine doğaya yönelmelerini tavsiye ediyorum. Doğada nesli tükenmekte olan asıl canlının insan olduğunu söylemek isterim. Okul ve iş hayatının yorucu koşuşturmasını en iyi doğa alır. Karavan hayatına geçmek isteyenlere de tavsiyem; ilk adımı atın ve hayallerinizi ertelemeyin. Umarım hayatları hayallerinden daha güzel olur.
Bu keyifli söyleşi için Milliyet Tatil Ailesi adına çok teşekkür ederiz.