28.01.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Hakkı Yıldız, babasının kendilerine yıllar önce verdiği bir öğüdü paylaştı: “Denenmişi denemeyin.” Bu tavsiye üzerine, şirketlerinde ayrılan çalışanları tekrar işe almamaya özen gösterdiklerini ancak, şimdi bu kuralın geçerliliğini kaybettiğini belirterek, “Artık ‘kim olursan ol, yine gel’ diyoruz” dedi. Bu sözler, Türkiye’deki iş gücü piyasasında yaşanan derin sıkıntıyı ve değişen dinamikleri çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Hakkı Yıldız’ın işaret ettiği sorunu son yıllarda birçok iş adamından duyar olduk. Türkiye’de iş gücü piyasasında yaşanan kalifiye eleman eksikliği, özellikle mavi yakalı personel konusunda ciddi bir sorun haline geldi. İşsizlik oranı, resmi verilere göre yüzde 9’un altına düşse de geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 25’in üzerinde seyrediyor. Buna rağmen, sanayiciler aradıkları kalifiye elemanları, hatta düşük vasıflı iş gücünü bile bulmakta zorlanıyorlar.
Firmalar bu durumu aşabilmek için yabancı eleman çalıştırmaya başlamışlar. Hakkı Yıldız “Biz de mavi yakada yabancı personel konusunu şimdilik sesli düşünmeye başladık” dedi. Mavi yakalı iş gücü açığı, özellikle üretim sektöründe ciddi bir darboğaza yol açıyor. Bir de artan iş gücü maliyeti var.
İş gücü maliyeti
Mesela, Yıldız Entegre’nin Romanya’daki tesisinde çalışan personelin ücreti Kocaeli’ndeki tesislere kısayla daha düşük kalıyormuş. Romanya gibi AB üyesi bir ülkede işgücü maliyetlerinin euro bazında Türkiye’den daha düşük olması, Türk ihracatçılarının uluslararası rekabet gücünün azaldığının bir göstergesidir. Türkiye’nin iş gücü maliyetleri arttıkça, özellikle düşük maliyetli üretime dayalı sektörlerdeki avantajlar kayboluyor. Bir yandan maliyetler artıyor, öte yandan gümrük duvarları yükseliyor. Trump ile bu durum daha da belirginleşebilir ve Türk sanayicisinin uluslararası pazarlarda rekabet etmesi daha da zorlaşabilir. Yıldız Entegre gibi 50’den fazla ülkeye ihracat yapan, 3.000’i aşkın insana istihdam sağlayan ve sektörünün lideri konumundaki bir şirketin yöneticisi olan Hakkı Yıldız’ın “Türkiye ihracatçı ülke olma şansını kaybediyor” sözü önemli bir uyarıdır.
Peki sanayici bu durumda ne yapıyor? Dışarıya çıkıp o ülkelerde üretici oluyorlar. Yıldız Entegre’nin Romanya ve Slovenya’da da fabrikaları var. Ve bu tesisler ihracat gerçekleştiriyor. Hakkı Yıldız “Rusya-Ukrayna savaşı sona erdiğinde bu iki fabrikamızın ihracatı daha da artacak. Ayrıca ihracatta özellikle ABD ve denizaşırı ülkeleri odağımıza almış durumdayız” diyor. Yani firmalarımız için yurtdışında üretim yapıp oradan ihracatı gerçekleştirmek iyi bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Cazip bir seçenek
Özellikle çelik gibi yükte ağır ama pahada hafif ürünleri Türkiye’de üretip dışarıya satmak daha da zorlaşıyor. Pazara yakın ya da maliyetlerin düşük olduğu ülkelerde üretim yapmak, Türk şirketleri için daha cazip bir seçenek haline geliyor. En doğrusu, Çin’in yaptığı gibi teknolojik sıçrama ile verimliliği yakalamak. Çin’in 30-40 yıl önce ucuz iş gücü ile başlayan mucizesini verimlilik ve inovasyon ile sürdürmesi; uluslararası pazardaki konumunu güçlendirmesi hükümetler ve sanayiciler için ders niteliğindedir.
Türkiye de bu dönüşümü hızla gerçekleştirmezse, rekabet avantajını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak. Bu zorlu dönemde, teknolojiyi yakalamak, verimliliği artırmak ve dijitalleşmeye yatırım yapmak büyük önem taşıyor. Özetle; Hakkı Yıldız’ın “Türkiye ihracatçı ülke olma şansını kaybediyor” sözü, bence önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır. İş gücü maliyetlerinin artması, kalifiye eleman eksiklikleri ve küresel rekabetin sertleşmesi, Türk sanayicisinin uluslararası arenada geri planda kalmasına yol açabilir. Türkiye, hızla teknolojik dönüşümü ve iş gücü piyasasındaki sorunların çözülmesini sağlamazsa, uluslararası rekabet avantajını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.