23.03.2025 - 10:04 | Son Güncellenme:
DHA
Lüleburgaz'da yaşayan Açıköğretim Fakültesi İlahiyat Bölümü mezunu Gülizar Önol ile eşi Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü mezunu Bilal Önol, 2 yıl önce köye yerleşip tarımla uğraşmaya karar verdi. Bir fabrikada çalışan Bilal Önol ile eşi Gülizar Önol, Oklalı köyüne taşınıp aldıkları 150 tavukla yumurta üreticiliği ve kurdukları kovanlarla bal üretmeye başladı. Çift, daha sonra birkaç koyun ve 1 inek aldı. Önol çifti, ineğin doğum yapmasının ardından çiftçiliği büyütmeye karar verdi. Çocuklarının köye adapte olabilmesi için bir de Olimpiyat adını verdikleri at alan çiften Gülizar Önol, maddi destek bulmak için yaptığı araştırmada Genç Kadın Girişimciler Projesi'ni öğrenip, başvuruda bulundu. Önol, proje kapmasında aldıkları 5 yıla yayılan faizsiz kredi el 4 inek daha aldı. Bugün inek sayısını 12'ye çıkardıklarını söyleyen Gülizar Önol, "İki yılda iki kere buzağı doğuyor ve kredi o buzağılarla kapanıyor zaten. Yer benim değil, traktörüm yok, ekilebilecek alanım yok fakat ben yine de inat ettim ve bu işi yaptım. Ben özellikle üniversite okuyup işsiz kalan, atanamayan gençler için bu tavsiyeyi kullanıyorum sürekli. Genç kadınlar devletin desteklerini araştırsınlar ve bu işi yapmayı düşünsünler. Günümüzde artık hayvanların gübresini ellemeden, hayvana dokunmadan birçok işi teknolojik aletler sayesinde yapabiliyoruz" dedi.
'HAYVANLAR EVLATLARIMIZ GİBİ'
Köye taşınıp çiftçilik yaptıkları için mutu olduklarını anlatan Gülizar Önol, çocuklarını da köydeki okula verdiklerini ve onların da uyum sağladığını söyledi. İşe bir inek ile başladıklarını anlatan Önol, "Bir inek derken 12 inek yaptık, her birine bir isim koyduk. Kendi ailemiz gibi oldular. Keza Çiğdem'imiz var, Sarı Kız’ımız var. O şekilde ilerlemeye devam ettik. Yani çok mutluyuz. Her meslekte olduğu gibi, her işte olduğu gibi bunun da zorluğu var. Ama sevdiğimiz için, aileden biri olduğu için, yani benim iki tane oğlum var ama bunlar evlatlarımız gibi neticede. Hal öyle olunca insan buna adapte oluyor. Onları kendinden gördüğün için bir şekilde böyle gelip yanlarına uyum sağlıyorsunuz. Sabah erken saatlerde kalkmak baştan zordu evet. Çünkü şöyle bir şey; normal bir saatten daha erken kalkmanız gerekiyor; saat 05.00- 05.30 gibi. Sonrasında ahıra geliyorsunuz, bunların bakımları kendimizden daha fazla aslında iyi bakıyoruz. Çünkü kendi çocuğunuza bir belli bir saat sonra öteleyebilirsiniz ama bunlarda öyle bir şey olmuyor çünkü inek, ezberci bir hayvan. Yani her sabah işte akşam porsiyonlarını aynı saatte istiyor. Aynı saatte sağılmak istiyor. O olduğu için adapte oluyorsunuz, bir süre sonra alışıyorsunuz. Çünkü onlar ne istediğini size dile getiriyor. Sesleriyle, hareketleriyle vesaire. Alıştık, hiçbir zorluğu yok aslında" diye konuştu.
'DEVLETİN ÇOK BÜYÜK DESTEĞİ VAR'
Gülizar Önal, kadınların hayvancılık yapabileceğini belirterek, "Bence zaten kadınlar yapabilir bu işi. Çünkü çok onlar da bir kadın olduğu için çok duygusallar. Bunların gebelik dönemi, doğum dönemi aynı kadın gibi. Yani kesinlikle yaparlar. Kesinlikle yapmalılar bence. Hele bu dönemde bence yapılabilecek en güzel meslek. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Şöyle bir şey zaten olanakları da çok güzel. Ben bunları mesela genç çiftçi projesiyle aldım. 2 yıl hiç ödemeyeceğim, toplam 5 yılda ödeyeceğim ve iki yıldır hiçbir şey ödemedim. İlk yılda zaten buzağılarını verdi, sattık tekrar buzağı aldık, inek aldık içeriye soktuk falan. Devletin de bu konuda çok büyük olanakları, desteği var. Keza işte bu buzağılara sağladığı destek ya da yeme sağladığı destekleri var. Hatta şöyle bir şey bize şunu da söylüyorlar; 'yer olmadan vermezler, tarlan olmadan yapamazsın' gibi. Bizim yerimiz de kira, herhangi bir ektiğimiz tarlamız falan da yok. Ama gayet de iyi kazanıyoruz, döndürüyoruz bu işi" ifadelerini kullandı.
Yeşilçam'ın efsane isimlerinden usta oyuncu Filiz Akın 82 yaşında yaşama gözlerini yumdu