02.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aysel Bozan Yılmaz - Türk Eğitim Derneği'nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM, 2021 yılı Eğitim Değerlendirme Raporu’nu yayımladı. Yönetişim ve Finansman, Temel Eğitim ve Ortaöğretim, Mesleki ve Teknik Eğitim, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri, Ölçme Değerlendirme ve Kademeler Arası Geçiş ile Öğretmenlik ve Mesleki Süreç olmak üzere 6 bölümden oluşan rapor, TEDMEM Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Koordinatörü Dr. Sabiha Sunar editörlüğünde eğitim uzmanları Dr. Beyza Himmetoğlu, Gülbahar Yılmaz, Dr. Nilgün Demirci Celep, Seçil Cengizoğlu, Dr. Senem Oğuz Balıktay ve Dr. Sinem Demirci’nin katkılarıyla hazırlandı. 2014’ten itibaren her yıl düzenli olarak yayımlanan, eğitim alanındaki gelişmeleri tespit etmenin yanı sıra sorunlara ilişkin önerileri de kapsayan rapordan öne çıkanlar şöyle:
Eylem planı oluşturulmalı
Tam zamanlı yüz yüze eğitime geçiş konusunda ortak bir siyasi irade ortaya konması, 2021’nin en önemli adımlarından biri oldu. Ancak bu süreçte kapsamlı bir geri dönüş planının olmayışı, okula güvenli geri dönüş konusunda soru işaretleri oluşturdu.
Okulların yeniden açılmasıyla her şeyin eski olağan haline döneceğinin beklenmesi bir hata olacak. Küresel salgının oluşturduğu “yeni normal” süreçte daha güçlü ve olası krizlere daha dayanıklı bir eğitim sistemi için kapsamlı bir eylem planı oluşturulmalı.
İçinde bulunduğumuz çağ, eğitimde mevcut eksikliklerin giderilmesinin ötesinde yenilikçi yaklaşımlar benimsemeyi gerektirmekte.
Kovid-19 salgınının eğitim öğretim süreçlerinde yol açtığı hasarı gidermek ve gerekli iyileştirmeleri sağlamak üzere ek bir bütçe planlaması yapılmalı.
10’da 4’ü okula başlamadı
Eğitim ve öğretim sürecinin sekteye uğradığı 1,5 yılda oluşan öğrenme kayıplarını gidermeyi hedefleyen etkili, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir telafi eğitimi politikası geliştirilemedi.
2020-2021 eğitim öğretim yılında 5 yaş grubu çocukların okul öncesinde ve ilkokulda okullaşma oranı bir önceki yıla göre yüzde 16,57 düşerek yüzde 58,53 oldu. Bu veri, salgın döneminde 5 yaşında okula kayıt yaptırabilecek neredeyse her 10 çocuktan 4’ünün eğitimine başlayamadığını göstermekte.
Zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 676 bin çocuk eğitim sisteminin dışında kaldı. Bunların büyük çoğunluğu 14-17 yaş aralığındaki çocuklardan oluşmakta.
Özel okullarda istihdam edilen öğretmen sayısında ilk kez düşüş yaşandı. 2020-2021’de toplam özel öğretim kurumları sayısı 369, öğrenci sayısı 157 bin 593; öğretmen sayısı da 12 bin 535 azaldı.
Sınava giren sayısı arttı
2021’de sınavla öğrenci alan okulların kontenjanlarının toplam öğrenci sayısına oranı son dört yılın en yüksek değerine ulaşarak yüzde 14 oldu. LGS’nin uygulanmaya başladığı 2018’de 127 bin 480 olan sınavla öğrenci alan okul kontenjanları, 2021’de 174 bin 160’a yükseldi. Bu veriler, Bakanlığın 2019-2023 Stratejik planında yer verdiği ortaöğretime merkezi sınavla yerleşen öğrenci oranının 2023 yılına kadar giderek azaltılması hedefinden uzaklaşıldığını göstermekte.
Merkezi sınav puanıyla yerleştirme yapılan yaklaşık her 10 programdan 5’ine başarı sıralaması yüzde 10’luk dilimden daha düşük öğrenciler yerleşebildi.
YKS’ye katılan her 10 adaydan 3’ü Temel Yeterlik Testi’nde (TYT) 150 puan barajının altında kaldı. Sınava başvuran yaklaşık 2,5 milyon adayın 1,5 milyonu bir yükseköğretim programına yerleşemedi.
OECD tarafından gerçekleştirilen Sosyal ve Duygusal Beceriler Araştırması’nın sonuçlarına göre Türkiye’deki 15 yaş grubu her 5 öğrenciden 1’i yaşamından memnun değil.
Kanun bütüncül olmalı
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerle ilgili tüm politikalara yol gösterecek bir referans noktası olması sebebiyle önemli görülmekte. Ancak yürürlüğe girecek olan yasal metnin içeriği, öğretmen politikalarında ihtiyaç duyulan bütüncül yaklaşıma cevap verecek nitelikte olmalı.
Rapora göre 2021 yılında 21 bin 407 öğretmen atamasıyla son 16 yılın en düşük ataması yapıldı.