05.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
Japonya’nın doğrularını, Türkiye’nin yanlışlarını Japonya’da yaşayan Türk inşaat mühendisi Dr. Seda Şendir Torisu’ya sorduk. Ülkedeki tüm yapıların deprem performans hesaplamalarını yaparak inşaat aşamalarını denetleyen ‘Kençikuşi’ uzmanlarının kritik rolüne değinen Torisu, şu bilgileri verdi: “Türkçe karşılığı mimar-mühendis olan Kençikuşi tanımı 1950’de ‘Kenchikushi kanunu’ ile yürürlüğe giriyor. Meslek, kanunla tanımlanmış bir ulusal sertifikasyon olarak geçiyor. Kençikuşi olmak için mimarlık fakültesinden mezun olmak da yeterli değil. Yapı tasarımını yapmak için bilgi seviyeniz hem yazılı hem çizimle ölçülmeli. Sınavlar zor ve geçme yüzdeleri çok düşük. Sertifikası olan birilerinin altında çalışarak deneyim kazanılması sonrası ancak sınava girme koşulu var.”
Kençikuşilerin Türkiye’deki mimarlardan farklı olduğunu kaydeden Torisu, “Yapının sadece tasarımını değil, statik ve dinamik analizi kapsayan bütün hesaplamalarını da yapıyorlar. Japonya’da üniversiteyi bitiren mimar sorumlu olarak imza atamaz. İmza için kençikuşi olma şartı var. 2022’de bu sınava girenlerin sadece yüzde 33’ü geçmiş. Ülkede herkesin imza yetkisi yok, her isteyen bina yapamıyor. Türkiye’de 20 senelik mühendis ile yeni mezunun aynı imza yetkisine sahip olması garip” dedi.
‘Ezbere kolon kesilemez’
Seda Şendir Torisu, Türkiye ve Japonya’da yönetmeliklerin benzer olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de uygulamada sıkıntı olabiliyor. Japonya’da performansa dayalı tasarım ilkelerine göre yapıda hasar olsa bile can kaybı olmayacak şekilde konutlar tasarlanıyor. Müteahhitinden işçisine kadar herkes işi konusunda sertifika sahibi olmak durumunda. Ev sahibi evinde tadilat yapacaksa konunun uzmanları yapının güvenliğini hesaplayarak izin veriyor. Ezbere kolon kesme, ek kat çıkma gibi sorunları burada göremezsiniz. Keskin kurallar var. Anında toplumun dışına atılırlar. Küçük yaştan itibaren deprem bilinci aşılanıyor. Kızlarım 1 yaşından itibaren periyodik olarak yuvada yapılan acil durum tatbikatlarına katılıyor. Ülkede deprem müzesi var. Öğrencilere fay nedir gösteriyorlar. Gezici araçlar var, içinde deprem simülasyonu yapıp sizi 95’teki Kobe depremindeki gibi sarsıyorlar. Bu, sözel olarak öğrenilecek bir bilgi değil” diye konuştu.
7 üstü depremlerde ölümler!
■ Ekvador ve Kolombiya kıyıları: 1906’da meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki depremde yaklaşık bin kişi yaşamını yitirdi.
■ Tibet: 1950’de yaşanan 8,6 büyüklüğündeki depremde en az bin 500 kişi öldü.
■ Endonezya: 2004’te, 9,1 büyüklüğündeki depremde 230 bin kişi hayatını kaybetti.
■ Pakistan: 2005’te 7,6 büyüklüğündeki depremde 75 bin kişi yaşamını yitirdi.
■ Çin: 2008’de 7,9 büyüklüğündeki depremde 87 bin kişi öldü ya da kayboldu.
■ Japonya: 1995’te 7,3 büyüklüğündeki Kobe depreminde 6 bin 400 kişi; 2011’deki 9 büyüklüğünde depremde de 19 bin kişi öldü.
■ Şili: 1960’ta 9,5 büyüklüğündeki depremde bin 655 kişi; 2010’daki 8,8 büyüklüğündeki depremde de 500’den fazla kişi öldü.
■ Haiti: 2010’da 7’lik depremde 316 bin kişi; 2021’de 7,2’lik depremde de 2 bin 500’e yakın kişi öldü.
■ Türkiye: Erzincan’da 1939’da gerçekleşen 7,8 büyüklüğündeki depremde 33 bin kişi; 1999’da merkez üssü Kocaeli Gölcük olan 7,4 büyüklüğündeki depremde 17 binden fazla kişi; Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki 11 ili etkileyen depremlerde de 45 bin 89 kişi yaşamını yitirdi.