Mutlu çalışan demek mutlu hasta demektir

Didem Seymen - 14 yıldır Medicana Sağlık Grubu’nda farklı yönetici pozisyonlarında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Remzi Karşı, Samsun, İstanbul, Ankara ve Bursa’daki görevlerinin ardından İzmir Hastanesi’nde Genel Müdür olarak göreve başladı. Remzi Karşı ile sağlık sektöründeki deneyimlerini, hastanecilik anlayışını, geleceğe dair vizyonunu ve Medicana Grubu’nun İzmir’e olan yatırımlarını konuştuk…

- Sağlık alanında özel sektöre ve yöneticiliğe geçişiniz nasıl oldu?

Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra uzun yıllar çeşitli görevlerde bulundum.

21 yıl boyunca sağlık kurumlarında hekimlik ve yöneticilik yaptım. Bu süreçte hem muayenehane hekimliği, hem de kurum hekimlikleri yaptım. Daha sonra Medicana ile yollarımız kesisti. Samsun’da Medicana projesi başlarken bana teklif geldi. O dönemde halk sağlığı alanında doktora yapmıştım. Bu bilgi birikimiyle özel sektöre geçişim kolaylaştı.

Kişiselleştirilmiş sağlık hizmeti

- Medicana İzmir’de hastalara sunduğunuz hizmetlerde neleri ön plana çıkartıyorsunuz?

Kapıdan giren hastanın her ihtiyacını tek merkezde karşılayabilmek bizim öncelikli hedefimiz. 37 farklı tıp dalında hizmet sunuyoruz. Hastaların sadece mevcut rahatsızlıklarına değil, olası diğer sorunlarına da çözüm sunabilecek altyapıyı kurduk. Özellikle kanser tedavisinde kişiselleştirilmiş kemoterapi gibi yenilikçi tedavi uygulamaları ile fark yaratıyoruz. Her kanser aynı tedaviye cevap vermez; bu nedenle kişiselleştirilmiş yaklaşımlar kritik önem taşıyor.

- Hastanenizde teknolojinin rolü ne durumda?

Robotik cerrahiden radyoterapi cihazlarına kadar modern tıp teknolojilerini kullanıyoruz. Ancak bu cihazları kullanabilecek yetkinlikte hekimleriniz olmadığı sürece bu yatırımlar anlam ifade etmez. Medicana İzmir olarak akademik açıdan son derece güçlü bir kadromuz var. Toplamda 157 hekimle hizmet veriyoruz ve bu hekimlerin yaklaşık üçte biri doçent veya profesör unvanına sahip.

Kapım her zaman açık durur

- Hastane yönetiminde öne çıkan yaklaşımınız nedir?

Önceliğimiz çalışanı mutlu etmek. Çalışan memnuniyeti artarsa hasta memnuniyeti de otomatik olarak artar. Bu anlayışla doktorlarımız ve diğer personelle sürekli iletişim halindeyiz. Katlarda personelle birebir vakit geçirir, sorunlarını dinlerim. Haftalık toplantılarla geri bildirimler toplarız. Ayrıca hastanede 14 farklı müdürlük bulunuyor. Bu yapı sayesinde doktorlar hastaya odaklanabiliyor ve hasta dışındaki bütün lojistik süreçler bu profesyonel ekiplere emanet. Ayrıca ben yemekhanede yemek yerim; herkesle selamlaşırım, sıraya girerim, yemeğimi alırım ve ekip arkadaşlarımın yanına değil de o gün rastgele bir çalışanın yanına otururum, gerekirse derdini dinlerim. Burası çözüm makamıdır. Odamın kapısı açıktır, bir şikayeti olan gelip iletebilir. Biz bunları çözüme kavuşturabilmek için buradayız.

- Özel hastanecilikte hizmet anlayışına bakışınız nedir?

Kimisi arabasını valeye verir, kimisi dolmuşla hastaneye ulaşır. Bir kişi gidip aşağıdaki kafeteryada oturur, diğeri gidip dışarıda simit yiyebilir. Ancak bu kapıdan içeriye girdikten sonra ya da katlara çıktıktan sonra ya da ameliyathanede aynı hizmeti alır. Bir kişiye size VIP dikiş attık denilebilir mi? Hastanın VIP’si olmaz. Hekim karşısında herkes eşittir. Evet, bazı hastalarımız daha fazla refakat hizmeti almak isteyebilir ama o kapıdan içeri girdikten sonra herkes aynı kalitede sağlık hizmetini alır. Doktorumuzun gözünde hasta statüsü fark etmez.

- Meslek hayatınızdaki en zor dönem ne zamandı?

Pandemi, hastanecilik sektörü açısından en zor dönemlerden biriydi. O dönemde Bursa’daydım. Polikliniklerimizi kapatmak zorunda kaldık ve kanser, kalp gibi tedavisi bekleyemeyecek hastaların bakımları aksadı. Bu hastalar daha sonra daha ileri seviyede rahatsızlıklarıyla tekrar başvurdu ve tedavileri zorlaştı. Bu zor dönem, sağlık hizmetlerinin ne kadar kritik olduğunu bize yeniden hatırlattı.

İzmir sağlık turizminde geri planda kalmış

- İzmir’in sağlık turizmi konusunda konumu nedir?

Antalya ve İstanbul bu alanda lider konumda. Ancak İzmir’in uluslararası tanınırlığı hala yetersiz. Bunun iki ana sebebi var: Direkt uçuş eksikliği ve tanıtım sorunları. Ancak İzmir’de yaşayan yabancılar ve NATO gibi yapılarla önemli bir hasta potansiyeli bulunuyor. Bu potansiyeli daha iyi değerlendirmek için yurtdışından direkt uçuşlu başkentlerle, şehirlerle çalışma planlarımız var.

Türkiye’nin en büyüklerinden biri İzmir’de olacak

- Yakın gelecekte Medicana İzmir için hangi projeler var?

Mevcut arsalarımızda yeni bir hastane projesi planlıyoruz. Bu proje tamamlandığında Türkiye’nin en büyük hastanelerinden biri olacak. Hedefimiz 2026 itibariyle inşaat sürecine başlamak. Mevcut binamız 34 bin metrekare; yeni projeyle bu alanı ortalama 80-100 bin metrekareye çıkartmayı planlıyoruz. Ayrıca yeni hastanemizde daha geniş kalp ve onkoloji merkezleri ile daha fazla yoğun bakım yatak kapasitesi hedefliyoruz. Bunların yanı sıra çocuk kalp cerrahisi gibi eksik kalan bölümlerimizi de tamamlamaya yönelik çalışmalarımız var.