Ege'Kavga etmek istesek ederiz iş birliği bekliyoruz'

'Kavga etmek istesek ederiz iş birliği bekliyoruz'

09.03.2025 - 00:30 | Son Güncellenme:

Görev süresinde neredeyse 1 yılı dolduran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, muhalefete seslendi, “Kavga etmek istesek ederiz. Ama bu. şehrin hizmet alması gerçeğini değiştirmiyor” dedi.

Kavga etmek istesek ederiz iş birliği bekliyoruz

Aslı Öktener / Fatih Tanfer- Görev sürenizde 1 yılı doldurdunuz. Peki, başkanlık görevini devraldığınızda böyle bir tablo hayal etmiş miydiniz?

Haberin Devamı

Açıkçası hayal etmemiştim. Ödeneklerimizden 4 milyar 600 milyon lira kestiler. Son 3 aydır yüzde 45 kesinti oldu. Ekonomik kriz, gerginleşen politik hava bunların hepsi bizim için ağır bir süreç oldu. Bugün sanki en ufacık bir sebepten gözaltına alınıp, tutuklanabilirmişiz gibi bir ortam oldu. İlçe başkanlarımıza bakıyorum, ister istemez onlar da gerginler. Ama umuyorum bunlar geçici ve normalleşeceğiz.

Kesintiler SGK borçlarından dolayı mı?

Onları 36 vade ile taksitlendirdik, ödüyoruz. Kesintiler geçmişten bugüne kalan vergi borçlarından dolayı oluyor.

Peki, tedirginiz dediniz… Sizin için de soruşturma açılması gündeme gelebilir mi?

Sanmıyorum çok dikkatli çalışıyoruz. Bir hatamız yok. Bilmeden de olmasın diye dikkat ediyoruz. Fakat geçmişten bugüne sarkan bazı konular var. Onlarla ilgili de üzerimize düşeni yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.

Haberin Devamı

Sonuçta bu dönemde belediyenin daha farklı yapılanması için çaba gösterdim. Belli bir aşamaya da geldik. Anlayış, kadro, plan program değişiklikleri oldu. İzmir’le ilgili, kentin gerçek sorunlarıyla ilgili ayakları yere basan, akılcı çözümler üreten dönem geçireceğimizi düşünüyorum.

Bugün 1 yılın sonunda hizmet açısından başarısızız diyemem. En zor şartlarda bile önemli projelere imza atıyoruz. Örneğin; Onat tüneli, Mürselpaşa alt geçidi, metro ağının genişlemesi gibi büyük ulaşım projeleri, hastane binasının onarımı, Yeşildere kamulaştırma gibi yatırımları sürdürüyoruz. Kentin dört bir yanında çok çalışıyoruz.

İlçe başkanlarıyla bir uyum yakalandığını da görüyoruz…

Evet. Herkes başarılı olmak istiyor. Ben bazılarının ağabeyiyim, bazılarının kardeşi. Geçen dönemden birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız da var. İlçe belediyesinden geldiğim için, ihtiyaç ve beklentilerini, karşılanmadığı zaman yaşadıkları zorlukları biliyor ve bu yüzden de destek için elimden geleni yapıyorum.

Bugün İzmir’i nasıl tanımlarsınız?

İzmir’i parlatılması gereken mücevher olarak görüyorum. Tertemiz bir hale getirdiğimizde, yani gerçek değeri tam olarak göründüğünde muhteşem bir hale gelecek.

Haberin Devamı

Hangi açılardan parlatmak gerekiyor peki?

Her şeyden önce doğası, tarihi ve kültürü eşsiz… İzmir pek çok mirası barındıran zengin bir şehir. Mesela bana göre gastronominin başkenti. Urla da Ege Mutfağı’nın zenginliğinin en büyük kanıtı.

Mesela dönerin İzmir’den çıktığını hala bilmiyor insanlar. Önümüzdeki süreçte uluslararası bir gastronomi festivali ve İzmir bienali de yapacağız. İzmir’in fuarcılık kültürü üzerine etkinliklerimiz, kültür-sanat programlarımız olacak. Bunları kırsal bölgelerde de gerçekleştireceğiz. Göreceksiniz önümüzdeki aylarda büyük organizasyonlara imza atacağız.

İzmirli deyince aklınıza ne geliyor?

Aydın, dengeli, çağdaş… Yani bu çağdaş kelimesinin altını çizmek isterim; her dönem düşünce olarak çağın biraz daha ilerisinde olan sosyal bir insan geliyor aklıma.

Bizler çok lüks, konfor aramayan, içinde yaşadıkları güzelliklerin farkında olan; evimizin balkonun da oturarak, Körfez’den gemiyle bir yakadan bir yakaya da geçerek ya da deniz kenarında biraz yürüyerek de mutlu olan insanlarız.

Haberin Devamı

Hep anlatıyorum; çocukken sokaklardan eve girmezdik, güvenle dışarda oynardık. Mahalle kültürü vardı. Son yıllardaki kalabalık, güvenlik sorunlarına karşı bu hala da  var.  Dışarıda, ülkemizin hiçbir yerinde olmadığı kadar sosyal bir yaşam var. Bu İzmir’in en önemli zenginliklerinden biri.

‘Depreme hazırız diyemeyiz’

İzmir depreme hazır mı?

Biliyorsunuz 6 Nisan’da mazbata aldım. 16 Nisan 2024’te de göreve başladım. O günden bugüne bu konuda üzerime düşen her şeyi yaptım. Ama işler bitti mi, hayır daha önümüzde yapılacak çok şey var. Henüz, “İzmir depreme hazır” diyemeyiz. Sıkıntılı binalar, riskli yerleşim alanlarındaki yapılarla ilgili taramaları hızla sürdürüyoruz.

Bayraklı ve Bornova’da 4100 konutun depreme dayanıklı olmadığı tespit edildi. O bina sahiplerine “Performans testlerini acilen yaptırmanız gerekiyor” diye bildirimler yapılıyor. Yaptırmazlarsa biz yapacağız. Ondan sonra da yenilenmesi ya da güçlendirilmesiyle ilgili süreci başlatacağız. Bu çalışmalar başka ilçelerde de sürecek. 5 yılda tüm kenti taramış ve önemli bir kısmının da dönüşümünü tamamlamayı hedefliyoruz. 

Haberin Devamı

Peki, “Kentte 7 üzeri bir deprem olsa İzmir’in yüzde 70’i hasar alır” iddiası size göre doğru mu?

İzmir’de alışılagelmiş büyüklükteki depremlerde kentte ağır bir hasar olmuyor. Bunu geçmişte de yaşadık. Bu zeminle ilgili bir durum. Evler eski de olsa, zemini sağlam olan bölgelerde yine de iyi durumdayız diyebiliriz. Ama zemini problemli ve bina da sağlam değilse o bölgelerde ciddi önlemler almalıyız. Bunu da yapıyoruz.

Ama bizim bunu tek başına yapmamız güç. Bakanlığın da dönüşüm desteğini bekliyoruz. Ben AK Parti ve MHP’li siyasetçi ve kamu yöneticilerine şunu iletmek istiyorum; Bu konu siyaset üstü bir meseledir. Bizim başarısız olmamız onların başarısı değildir. Şehrin genel olarak zarar görebileceği bir konuda iş birliği içinde çalışmamamız lazım. Kentsel dönüşüm, ulaşım, Körfez kirliliği de bunların başında.

Ve bunu göreve geldiğimden bu yana söylüyorum. Bir de İzmirliler kendilerini hizmet eden insanlara vefalı davranır. O açıdan da AK Parti eğer İzmirlilerin desteğini almak istiyorsa hizmet etmesi gerekiyor. Ancak gördüğüm tek şey maalesef sadece eleştiri ve engelleme! Bu tutumlarını değiştirmelerini istiyoruz.

Kavga etmek istesek ederiz iş birliği bekliyoruz

Bakanlık kirletenlere ceza yazmalı

İktidardan hangi konuda destek  istemiştiniz ve yapılmadı?

En son Körfez temizliğiyle ilgili beklediğimiz iş birliğini de göremedik… Körfez’deki kirleticilerle ilgili denetimler yapın dedik. Ancak onlar sadece bizim arıtma tesislerimizi denetlediler. Gediz’den gelen büyük bir kirlilik var, sorumlusu tamamen bakanlık ama denetim yapmıyorlar. Limandan, sanayi tesislerinden gelen kirlilik de önlenmiyor. “Yetkiyi bize verin” dedik, onu da vermediler.

Bunun dışında kentin en acil ihtiyaçlarından biri 2. Çevreyolu’nun önemini devamlı söylüyorum. Ancak Ulaştırma Bakanlığı yatırım için bu yıl tek bir kuruş ayırmadı. Bizim engel olduğumuz bir şey yok. Yardımcı olmak için de elimizden geleni yapalım diyorum ama olumlu bir dönüş olmuyor. Karşıyaka Stadı da ayrı bir mesele…

Çiğli Arıtma Tesisi’nin 3. fazı, geçmiş dönemlerde ekonomik gerekçeyle tam kapasite çalıştırılmıyor iddiası var, bu doğru mu?

Ekonomik değil de ağır bakım ihtiyacı olmuş. Geçmiş dönemde çalıştırılamamış. Bu arada bu durum bakanlığa da bildirilmiş, bilinmeyen bir şey değil. Biz geldiğimizde sürecin sonunu yakaladık. Tesis onarıldı ve şu anda 3 fazla tam kapasite çalışıyor.

Ayrıca bir an önce 4. fazı bitirmeye çalışıyoruz. Nisan başında su almaya başlayacak tamamen çalışması ise ayın ortalarını bulacak.

Peki, Körfez nasıl temizlenecek?

Şu an temizleniyor zaten, kirletmiyoruz. Gemilerle dip tarama çalışmalarımız da sürüyor. 90 bin ton çamur çıkarıldı. Son 3 aydır yapılan analizlerde su değerleri daha iyiye gidiyor. Geçen yıl yaşadığımız sorunu bu yaz beklemiyorum. Tamamen temizlenmesi için az önce saydığım diğer kirleticilerin de bakanlıkça önlenmesi gerekiyor.

Kavga etmek istesek ederiz iş birliği bekliyoruz

Bilim Kurulu, bizden başka kimseye görev vermedi!

Bilim Kurulu çalışma yapmış ve Körfez’in temizlenmesi için 15 madde sıralamıştı. Siz üzerinize düşeni yaptınız mı?

Bilim Kurulu bizden başka kimseye de bir görev vermedi zaten. (Gülüyor)

Ayrıca bunlar zaten bizim yaptığımız çalışmalardı, zaten yapıyoruz. Bakanlık da denetliyor. Peki, bunların dışında az önce söylediğim gibi Gediz’den ve sanayiden gelen kirleticiler, liman temizliğiyle ilgili onlar ne yapıyor? Soruyoruz, yanıt yok.

Bu noktada kendi kendimize denetlemeler yapar, suç duyurularında bulunabiliriz. Kavga etmek istesek ederiz. İmar Plan kararları çıkıyor iptali için dava açıyoruz, yanlış bir şey söylendiğinde kendimizi savunuyoruz. Sabahlara kadar tartışabilir, konuşabiliriz. Yüzde 99 haklı çıkacağımıza eminim her konuda. Ama bu; kavga etmemiz değil, şehrin hizmet alması gerçeğini değiştirmiyor. Yapmaları gereken bizimle çatışmak değil, iş birliğiyle kente hizmet etmek. Dilim döndüğünce de bunu söylemeye devam edeceğim.

Körfez’deki Tüp Geçit projesine nasıl bakıyorsunuz?

Karayolu olarak sıcak bakmıyorum. Ama Buca metro hattını Gaziemir Fuar alanına ulaştırıp; ardından da Körfez altından geçip, Konak’tan Karşıyaka, Bostanlı İskelesi’ne kadar uzatılmasına dair bir projemiz var. 5 yıl sonunda bu projeyi hayata geçirmek hedefimiz.

Dün Karşıyaka’daydık ve öğrenciler ulaşımda aktarma ücretlerinden mutlu olduklarını dile getiriyordu…

Evet biliyorsunuz seçimde söz verdiğimiz ulaşımda 90 dakikayı geri getirdik. İZTAŞIT’lar artıyor. İzmir şu anda Türkiye’de toplu ulaşımın en yaygın olduğu alan haline geldi. Anketlerde memnuniyet oranı da yüzde 80 çıkıyor. Dün yeni otobüsler aldık. Toplu ulaşımı en uygun fiyata ve konforlu hale getirmeyi sürdüreceğiz.

5 yılın sonunda nasıl bir İzmir hayaliniz var?

Çok daha temiz, yeşil alanları fazla, gecekonduları azalmış, tarihi yapıları restore edilmiş, deniz kıyısında bakımlar bitmiş... Sanayisi toparlanmış, limanları gelişmiş, Körfezi temiz bir İzmir hayal ediyorum. Hayalin de ötesinde bunu yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Elimizi, kolumuzu tutmasınlar inanın bunların hepsi benim için kolay. O zaman “İyi ki bu kentte yaşamış ve belediye başkanı olmuşum” derim. Biz zaten işin onurunun, manevi tatmini peşindeyiz. Kendimi hep İzmir’e borçlu olarak tanımladım. İnsanların farkında olmadığı bir şey de çok sevdiğim, dostum, kardeşim olan insanla yaşıyorum bu şehirde. Ve onları her gördüğümde, “Benden hizmet bekliyorlar” diyorum. Dediğim gibi ilk 1 yıl zor geçti ama benim hayatımda hep zorluklar yaşadığım bir dönem oldu. Bununla da başa çıkarım diye düşünüyorum.

Şiddetin nedeni kültürel uyumsuzluk

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü dün kutladık. Peki, “İzmirli kadınlar” deyince aklınıza ne geliyor? 

İzmirli kadınlar bana göre başka şehirlere göre daha özgüvenli ve aydınlar.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu açıklamasına göre, İzmir kadın cinayetlerinde ikinci sırada yer aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dışarıdan göçle İzmir de ister istemez kalabalıklaşıyor. Bu kültürel uyumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Yaşadığımız acı bir örneği anlatayım… Karşıyaka’da Kıbrıs Gazisi bir abimiz vardı. Kızı, uzak bir kentten İzmir’e yerleşen bir ailenin oğluna gönlünü kaptırdı. Aralarında kültürel uyumsuzluk vardı. Babasının uyarmasına rağmen görüşmeye devam etti. Ayrılmak isteyince de oğlan tarafından öldürüldü. Aile içi şiddet aslında ülkemizde kültürel bir problem. İzmir’in kendi dokusunda yok. Anlattığım örnek gibi ne yazık ki göçlerle etkileniyoruz.