06.07.2024 - 00:31 | Son Güncellenme:
Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Milliyet Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Aslı Öktener ve Spor Yazarı Fatih Tanfer’e doğup büyüdüğü kente dair projelerini anlattı, “O kadar değerli ve unutulmuş bir yer ki Urla, rant odakları da dahil herkesin gözü burada” dedi.
■ Doğup büyüdüğünüz yer olan Urla’nın sizdeki tam karşılığı nedir?
Urla bizim evimiz. Doğduğumuz yer büyüdüğümüz yer, doyduğumuz yer. İnsan evine gittiğinde kendini nasıl hissediyorsa biz orada da öyle hissediyoruz. İlkokul, ortaokul, liseyi burada okuduk. Üniversite zaten İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde okudum. Yani Urla’nın her yerinde yaşadım diyebilirim. Şöyle de bir dezavantaj var; herkesi çok biliyor, tanıyoruz. Bazen de sert yüzümüzü gösterdiğimizde tepki alıyoruz. Ama insanlar genel anlamda yaptıklarımızın doğru olduğunu biliyor. Değişim sancılı oluyor.
■ Kaç kardeşsiniz? Babanız ve anneniz ne iş yapıyor?
İki kardeşiz. Babam 15 yıldır Yağcılar Köyü’nde muhtarlık yapıyor, annem ise ev hanımı. Yani çiftçi bir aileyiz. Kız kardeşim de matematik öğretmeni.
■ Peki geçmişten günümüze size göre Urla nasıl bir değişim gösterdi, geldiği noktadan memnun musunuz?
Urla’nın gelişiminde aslında şöyle bir şey avantaj var; kötü bir şey yapmaktansa yapmamak daha iyidir. Hani, ‘Urla’ya bir şey yapılmadı’ diyoruz ya iyi ki yapılmadı aslında. Yani yapmış olsalardı da çok iyi şeyler olacağını düşünmüyorum. Tabi ki bunu kötülemek için söylemiyorum.
Bir üniversiteyi bu işin içine katmadan, bir danışma grubu kurmadan projelerle ilgili bir stratejik plan hazırlamadan değil de kenti bütüncül olarak planlayıp, özellikle kent içerisindeki ihtiyaçları baz alarak hareket etmek gerekiyor.
Mesela üniversite ile uyum içinde yapılan çalışmalar var. İYTE’den Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu ile geçmişte Yarımada Sürdürülebilir Kalkınma Projesi’ni yapmıştık geçmişte. Şimdi kendisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay’ın da danışmanı aynı zamanda. Birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şimdi Urla’nın Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı kuruldu. Çünkü biz kentle-kır arasında kalmış aracı bir kentiz. Urla’nın kimliği tam oturmamış. Turizm kenti olarak Çeşme gibi de olmak istemiyoruz, iyi ki de değiliz. Öğrenci kenti olma yolundayız. O çok önemli.
Urla ‘nın %68’i orman ve 215 km. uzunluğunda sahile sahip. Üç ayrı körfeze kıyısı var. Evinizden kontağı çevirdiğinizde 30 dakika içerisinde havalimanındasınız. 45 dakika içerisinde İzmir’in istediğiniz yerinde, bir saat sonra Selçuk’tasınız. Yarımada’nın kapısı konumunda kentin hem içinde hem dışında bir banliyö alanı aslında. O kadar değerli ve unutulmuş bir yer ki Urla, rant odakları da dahil herkesin gözü burada.
■ Peki, bu ilgiden memnun musunuz?
Bizim tek amacımız var Urla’yı koruyarak geliştirmek. Eğer yapmazsak ya Bodrum ya Çeşme olacağız. Olmak da istemiyoruz.
Çünkü herkes şu an Bodrum’dan kaçıyor. Yaşanılabilir bir yoğunluk yok. Bizim bugün 12 mahallemizde altyapı eksikliği var. Yani Urla unutulmuş bir yerdi aslında. Bugün ise Çeşme’den Urla’ya yerleşim başladı. Çünkü insanlar, ‘Hastaneye yakın olayım, uçağa yarım saatte gideyim’ diye düşünüyor. Böyle bir lokasyon dünyanın hiç bir yerinde yok. Bu aslında riskli de...
■ Yapı yoğunluğu anlamında mı?
Bakın bizim herhangi bir yeri imara açma düşüncemiz yok. Tarım alanlarını planlamak zaten bakanlığın görevi. Ama şu an Urla’da 100 bin planlar dahilinde yeterince alan var aslında. Gülbahçe, Özbek, Bademler’de planlama yapıldı. Urla işlenmemiş bir mücevher gibi. Yoksa seçimlerde 53 başkan aday adayı başka hangi kentte vardı? Bunun asıl nedeni de bir kayyum sürecinden sonra siyasi boşluğun olmasıydı. Ve herkesin çok kıymetli olan bu bölgede yaşamak istemesidir.
■ Ama rekor oyu siz aldınız değil mi? Bekliyor muydunuz bunu?
Açıkçası söyleyeyim mi? (Gülüyor). Ben daha iyisini bekliyordum. Yani beklediğim oy %78 falandı. Ama hiçbir zaman nasılsa kazanacağız demedik. Adım atılmadık yer bırakmadık, sandık günü 37 mahalledeki tüm sandıkları da gezdik. Ben sonuçların açıklandığı gece rozeti çıkarıp sol cebime koydum. Sadece Türk bayrağı kaldı. Dedim ki ‘Biz artık 80 bin kişinin belediye başkanıyız’.
■ Göreve geldiğinizde nasıl bir Urla buldunuz?
Şimdi Urla’yı tasvir ediyorum size… Bir babadan kalma bir bahçenin içinde eski bir köy evi. Kapı kapalı, küflenmiş bir kilit var. Her taraf yılanlık, ormanlık olmuş. Ev harabe… Urla öyle işteydi… Yani şu an yol temizliği yapmaktan, park temizliği yapmaktan yangın riski olan yerlerde temizlik yapmaktan kafamızı kaldıramıyoruz.
Tabii ki bana şunu da söylüyorlar, “Ya kardeşim biz 5 senedir buradayız, CHP 30 yıldır burada’ . Bunda öz eleştiri de var. İzmir halkı CHP belediyeciliğinden memnun değil. Bizim mutlaka ve mutlaka yeni nesil belediyeciliğe geçmemiz lazım. Tabi ki imkanlar dahilinde. Kendimden örnek vereyim kayıtlı nüfusumuz 80 bin yaşayan 110 bin kişi var. 2 Temmuz itibarıyla nüfusumuz 250 bin kişi. Ben hazineden 80 bin nüfusa göre pay alıyorum. 80 bin kişilik pay alıp 200 bin kişinin çöpünü toplayıp, yolunu yapıp, asfaltını, tamirini, kaldırımını yapıp parklarını yapamazsınız. Bu sürdürülebilir bir durum değil.
Yeni bir kent merkezi planlanıyor
Öncelikli yatırımlarınız neler olacak?
Üç ayrı fazda şehri ele alıyoruz Urla’yı. 14 köy meydanına bir planlama yapıp, restorasyon gerçekleştireceğiz. Ayrıca bütün kamu binalarımız kent merkezinin içinde kaldı. Trafik anlamında ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Yeni bir kent merkezi planlayacağız. Emniyet Müdürlüğü’nü buraya taşıyıp, onun olduğu yeri parka çevireceğiz. Mesela sağlık ocağı da sanat sokağının içerisinde kaldı. Engelli ulaşımı yok. Bunları düzenlemek istiyoruz. Tabii tüm bunlar için siyasi ömrüm yeter mi bilmiyorum.
Bu koltuklar bizim için baki değil. Sonuçta biz burada vatandaşın bize verdiği yetkiyle belli süre görevlendirilmiş insanlarız. Burada bu görev bitecek bir gün. Tek istediğim şey koltuktan halkın arasına girdiğimde, ‘Ya başkan gelmiş çayımızı iç’ desinler. Bu intibayı bırakmak istiyorum. Çünkü ben bu zamana kadar burada büyüdüm burada doğdum. 15 yıldır burada çalışıyorum. Babam 25 yıldır muhtarlık yapıyor. Yani devlet kültürünü de gördük biraz aile olarak. 2 dönem meclis üyeliği yaptık. 5 yıl içerisinde 10 yıllık iş yapmak vatandaşlarımıza bizim boynumuzun borcu olacak.
Tarım masası projesi
Sağlam bir belediye almadık. Mesela Menemen’e yapılan battı çıktı hastane kavşağına neden yapılmadı? Otoyolu ücretsiz yapabilirdiniz. Bir kültür merkezi yapın ya Allah rızası için. Devlet eliyle buraya bir şey yapın. Oysa burası bir kültür mozaiği… Buradan gastronomi rotasına da atlıyorum biraz aslında. 7 tane Michelin yıldızlı restoran başka bir ilçede yok. 14 şarap fabrikası var. Yanında bir gezilebilir, kültür rotası yapıyoruz. Ayrıca üretici ile tüketiciyi buluşturacağımız tarım masası da açmak istiyoruz. Böylece çiftçinin ürünü elde kalmayacak, tarlalar yapılaşmaya açılmayacak. 5 yıldızlı ye-iç-yat-git anlayışının olmasını istemiyoruz. Butik oteller 2 katlı kalsın, 100 odalı oteller lazım değil bize.
22 plajımızdan sadece biri ücretli
Urla’yı yabancı bir kente benzetiyor musunuz?
Biz Akdeniz’e kıyıyız. Bunun birçok örneği var. Ama kötü örnekler de var, iyi örnekler de.
Hayaliniz olan böyle olsun dediğiniz bir yer var mı?
Mesela Mesta var, Bruge var. Çok büyük, çok katlı yapılaşma yok… Mesela Çeşme’ye gidiyorum 4 katlı binalar var. Seferihisar’da 5 katlı. Biraz ayar kaçmış yani. Güzelbahçe sahil caddesi komple 5-6 kat. Gelen en büyük talep, ‘Başkanım orada 5-6 kat var, bizde niye yok’ Ne yapacaksınız 5 katı, rant! Aslında bütün mesele dengeyi korumak.
Bölgede kaç plaj var?
22 ayrı noktamız var.
Paralı mı girişleri?
Sadece bir tanesi, Kumdenizi plajı ücretli.
Beş noktaya karavan park
Peki, karavan parklar açılacak mı?
İskelede 35 dönümlük alanımız var. Orada bir karavan park projemiz var. OOnun haricinde Demircili sahilini düzenlemek istiyorduk. Askeriye kamulaştırma kararı aldı. Altınköy ve Uzunkuyu tarafında da bir alan var. Bir de Özbek Köyü’nün orada yapmak istiyoruz. Yani 4 veya 5 ayrı noktada karavan parklar yapılacak.
Gençlere spor okulları faaliyetleriniz var mı?
İzmir Büyükşehir Belediyemizin her 100 bin nüfuslu ilçeye bir tane havuz sözü vardı, onu aldık. Şu an bizim gençlik spor merkezi olarak planlı 12 adet spor salonumuz var. Orada bir tane kapalı spor salonumuz var. 14 mahallemizde spor alanı yok. Bunları hayata geçireceğiz. Tabii ki en önemli sorunumuz da alt yapı. İnanılmaz bir su sarfiyatımız da var. Şuan Urla’daki lüks sitelerde çimleri sulamak, havuzu doldurmak için kullanılan su miktarı tarımsal suyun tam 10 katı.
Bu inanılmaz bir rakam…
Evet. Yani biz 100 ton su kullanıyorsak bugün tarım için 1000 ton suyu, havuz için ve bahçe sulamak için kullanıyoruz. Bu bölge muhtarları ile görüşmeleri sürdürüyoruz. Biz de belediye olarak 900 dönüm parkımızın içindeki 500-550 dönümlük çim alanları da azaltacağız. Bunun yerine az su isteyen peyzaj ürünlerine geçeceğiz.