Cesaret azim başarı: Figen Baz

NİHAN YARKENT İNCE - Başarı, çoğu zaman cesaret ile atılan ilk adımla başlar. Zorlukların üstesinden gelmek, kalıpları yıkmak ve hayallerin peşinden gitmek, özellikle iş dünyasında kadınlar için çok daha büyük bir mücadeleyi gerektirir. Ekol Sağlık Grubu Kurucusu ve Yöneticisi Figen Baz, bu mücadelenin içinden geçmiş, azmiyle örnek olmuş ve sağlık sektöründe yarattığı etki ile binlerce insana dokunmuş bir isim. Figen Baz, cesaretin ve azmin nasıl başarıya dönüştüğünü anlattığı ilham verici yolculuğunda sorularımızı yanıtladı. 

■ İş hayatına atılma süreciniz nasıl gelişti? Ekol Sağlık Grubu ve Duymer’in kuruluş hikayesini paylaşabilir misiniz? 

Eşimle işitme cihazları sektörüne girme kararı aldık. İşitme kaybı yaşayanların bu cihazlarla hayatlarının değişebileceğini biliyorduk, ancak toplumda yeterince bilinmediğini fark ettik. Bu yüzden küçük bir iş yeri açarak Duymer’i kurduk. Yoğun çalışmalarımız sonucunda sağlık hizmetleri alanına da adım attık ve Tıp Merkezi’ni açarak sonunda İzmir Ekol Hastanesi’ne dönüştük. Bugün, Ekol Sağlık Grubu olarak 10’u profesör, 11’i doçent olmak üzere 200 uzman hekim ve 1500’ü aşkın personelle hizmet vermeye devam ediyoruz. 

■ Kadınların iş hayatındaki rolü ve önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 32,5. Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı ise yüzde 16,7 dir. İş dünyasında kadın ve erkek eşit şanslara sahiptir. Hiçbir yönetici, işi sadece kadın olduğu için vermez; işini iyi yapana verir. Kadınlar, güçlerinin farkına varmalı ve cesaretle hareket etmeli.

■ Girişimci olmak isteyen kadınlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? 

Girişimciliğin en büyük engelleri, toplumun dayattığı önyargılar ve kadınların kendilerine koyduğu sınırlandırmalardır. Ancak başarı cesaretle başlar. Kadınlar, potansiyellerini keşfetmeli, yılmadan ilerlemeli ve hayallerinden vazgeçmemeli. Başarı, bilgi, disiplin ve stratejiyle şekillenir; en önemli nokta ise kendine inanmak ve kararlılıkla hareket etmektir. Zorluklar kaçınılmazdır, ancak her engel bir öğrenme fırsatıdır. İş dünyasında var olabilmek için sürekli öğrenmeye, değişime uyum sağlamaya ve doğru bağlantılar kurmaya açık olmak gerekir. Zekâ gücüyle yapılan işin cinsiyeti yoktur; başarı azim, disiplin ve çalışmayla kazanılır. 

■ Çalışan anne olarak dengeleri nasıl sağlıyorsunuz?  

Çalışan anne olmak hem güzel hem de zorlu bir süreç. Çocuklarım eğitim hayatına başlayana kadar onlarla birebir ilgilendim, büyümelerini yakından takip ettim. Küçük oğlum okula başladıktan sonra eşimle birlikte iş hayatına adım attım. Tertip, düzen ve disiplin hayatımın bir parçası olduğu için bu alışkanlıklar işime de yansıdı. Böylece hem evde hem işte dengeyi doğal bir şekilde sağlayabildim. 

■ Kadınların sağlık sektöründeki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?  

Sağlık sektörü, insan odaklı ve özen gerektiren bir alan olduğu için kadınların empati, sabır ve titizlik gibi öne çıkan yetenekleri bu sektörde fark yaratıyor. Aynı zamanda, kadın doktorlar, hemşireler, teknisyenler ve yöneticiler olarak sağlık hizmetlerinin her alanında aktif rol alıyorlar. Ancak, yönetim kademelerinde kadın temsiliyetinin artması ve kariyerlerinde daha önü açık bir yapı oluşturulması için destek mekanizmalarının geliştirilmesi gerekiyor.

■ Kadınların dayanışma içerisinde olması neden önemli? 

Kadın dayanışması, yalnızca bireysel hakları değil, gelecek nesillerin daha eşit bir dünyada yaşamasını da sağlar. İş hayatı, eğitim ve sosyal yaşamda kadınların varlığını güçlendirirken, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de katkı sunar. Kadınların birbirine desteği, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda kalıcı değişimler yaratır. Güçlü kadınlar, güçlü toplumlar inşa eder ve bu ancak dayanışma ile mümkündür. 

■ Gelecek planlarınızda neler var?

2025 yılında sağlık sektöründe iş gücü yönetimi altında önemli yeniklikler planlıyoruz. Bu yeniliklerin temelinde de dijitalleşme, yapay zeka ve uzaktan sağlık hizmetleri gibi teknolojik gelişmeler yer alıyor. Dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra iş gücünü, motivasyonu ve mutluluğu ön planda tutan, çalışanların kariyer gelişimini destekleyen bir insan kaynakları politikası izliyoruz.

Kadınlarımız kendini iyi hissetmeli

■ Sizce kadın girişimciliğinin artması için hangi destek mekanizmaları geliştirilmelidir? 

Kadın girişimciliğinin artması için finansal destek programları, eğitim ve mentorluk hizmetleri, ağ oluşturma fırsatları ve yasal düzenlemeler gibi çeşitli destek mekanizmaları geliştirilmeli. Bu sayede, kadın girişimciler daha güçlü bir şekilde iş dünyasında var olabilirler. 

■ Çalışanların motivasyonunu ve mutluluğunu artırmak için nasıl bir yönetim anlayışı benimsiyorsunuz? 

Çalışan motivasyonu ve mutluluğu, sürdürülebilir başarının temelidir. Ekol Sağlık Grubu’nda çalışanlarımızı büyük bir ailenin parçası olarak hissettirmeyi öncelik görüyoruz. Gelişimlerini destekleyen, aidiyet duygusunu güçlendiren bir yönetim anlayışı benimsiyoruz. Kariyerlerini teşvik ediyor, eğitim ve mesleki gelişimlerine yatırım yapıyoruz. Açık iletişimi destekleyerek ekip ruhunu güçlendiriyor, çalışanlarımızın kendilerini değerli hissettiği bir kurum kültürü oluşturuyoruz.