01.12.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Suriye’de muhalif Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) Şam yönetimine karşı başlattığı saldırı sürüyor. HTŞ’ye bağlı muhalif gruplar, ülkenin ikinci büyük kenti Halep’te kontrol sağladı. Çatışmalarda 50’ye yakını sivil olmak üzere 350 civarında can kaybı olduğu aktarılıyor. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon (OCHA) Suriye Ofisi, Halep’te süren çatışmalar nedeniyle 14 bin kişinin de yerinden edildiğini belirterek, ‘durumun giderek kötüleştiğini’ ifade etti.
ORDU GERİ ÇEKİLDİ
Suriye ordusundan yapılan açıklamada ise, HTŞ’nin Halep’e girdiği ilk kez resmi olarak doğrulandı. Onlarca rejim askerinin öldürüldüğü, muhalif grupların Halep kentinin büyük bölümüne girdiği, bunun üzerine ordunun yeniden konuşlanmak zorunda kaldığı ifade edildi. Muhalif gruplara “karşı saldırı” hazırlamak amacıyla birliklerin Halep’ten geçici olarak çekilme kararı aldığı duyuruldu. Geri çekilmenin, karşı saldırıya geçmek üzere takviye birliklerin konuşlanması öncesinde yeniden toparlanma çabalarının bir parçası olduğu kaydedildi. Rejim askerlerinin geri çekildiği Halep Uluslararası Havalimanı dahil bazı önemli noktaların YPG’ye bırakıldığı ifade edilirken, akşam saatlerinde bölgeden havalimanının da muhalif grupların kontrolüne geçtiği haberleri geldi.
HAMA’DA İLERLİYORLAR
Bölgedeki kaynaklar muhalif grupların Halep’in ardından İdlib’in güneyinde yer alan rejim kontrolündeki Hama iline doğru ilerlediğini aktardı. Hama’nın en önemli ilçelerinden biri olan, M5 kara yolu üzerindeki Morik ilçesinin Suriye ordusundan alındığı kaydedildi.
SAVAŞ YENİDEN Mİ BAŞLIYOR?
Suriye’de yaşananlar tüm dünyanın dikkatini yeniden bölgeye çevirirken, iç savaşın yeniden alevlenmesine yönelik endişeler dile getiriliyor. Batı basınında yer alan haberlerde özellikle bu noktaya dikkat çekilirken, Rusya’da ise durumla ilgili Türkiye’yi suçlayan haberler yapıldı. Öte yandan İran’da ise saldırının amacının Hizbullah’ı zayıflatmak olduğu ifade edildi ve saldırıyla ilgili ABD ve İsrail suçlandı.
RUSYA DEVREYE GİRDİ: 2016’DAN BERİ İLK SALDIRI
HTŞ’nin saldırısı sonrası zora giren rejim güçleri gözünü Rusya’ya çevirdi. Askeri kaynaklar, Şam yönetiminin en önemli müttefiklerinden Rusya’nın muhalifleri durdurmak için ek askeri yardım sözü verdiğini, yeni teçhizatın önümüzdeki 72 saat içinde gelmeye başlayacağını aktardı. Öte yandan Rusya ordusu, HTŞ’ye yönelik operasyon başlatıldığını ve hedeflere hava saldırısı düzenlendiğini bildirdi. Böylece Rusya 2016 yılından sonra ilk kez Halep’te hava saldırısı düzenledi. Rusya, Suriye hükümetini en kısa sürede Halep’in kuzeyinde anayasal düzeni yeniden tesis etmeye çağırırken, Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov çatışmaları Suriye egemenliğine yönelik bir saldırı olarak nitelendirdi. Bununla birlikte Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Halep kentindeki bir kavşakta “muhtemelen Rus savaş uçaklarının sivil araçları hedef alması” sonucu en az 16 kişinin öldüğünü, 20 kişinin de yaralandığını duyurdu.
HTŞ KİMDİR?
Heyet Tahrir Eş-Şam (HTŞ) Suriye’de rejim karşıtı grupların en kuvvetlisi olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin dışında ABD ve BM de HTŞ’yi terör örgütü olarak tanımlıyor. Zira örgüt El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra örgütünün bir devamı olarak görülüyor. Nitekim HTŞ’nin lideri Ebu Muhammed Golani, El Nusra cephesinin lideriydi. Örgüt, İdlib’de önemli oranda toprağı uzun süredir kontrolünde tutuyor.
TÜRKİYE’YE GÖÇE DAİR BİR EMARE YOK
Suriye’nin kuzeyinde İdlib bölgesinde başlayan HTŞ ile rejim arasında başlayıp Halep’e kadar ilerleyen yoğun çatışmalar, Suriye’nin sınır bütünlüğü ve terör örgütlerinin hakimiyet alanı gibi konularda soru işaretlerini büyütürken, Milliyet sahada mevcut ve olası gelişmelerin Türkiye’ye etkilerini konunun uzmanlarına sordu. Bölgede çok aktörlü bir yapı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, gelişmelerin seyri ve Türkiye açısından ortaya koyacağı tablo açısından ABD-Rusya ve Şam rejiminin tutumunun belirleyeceği olacağına işaret ettiler.
Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezinde Türkçe Araştırmaları Direktörü Ömer Özkızılcık, Şam rejiminin bölgedeki pozisyonunu zaman kazanma amacıyla YPG’ye bırakarak çekilme eğiliminin sürpriz olmadığını belirtti. Rejimin tampon bölge oluşturma ihtiyacı olduğunu ifade eden Özkızılcık, çatışmaların orta ve uzun vadede genişleyebileceğini söyledi. Astana Mutabakatı ilkelerinin geleceğinin de ABD-Rusya arasındaki bir uzlaşıya bağlı olduğunu savunan Özkızılcık, Halep’in muhaliflerde kalması durumunda Türkiye’den Suriye’ye yönelik de ciddi bir geri göç potansiyeli oluştuğunu öne sürdü.
Gaziantep Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, Halep’te çok aktörlü bir yapının ayakta kalabileceğini belirterek, ABD’nin belirleyici güç olduğuna dikkat çekti. Son çatışmalarla Türkiye’nin sınır ötesinde ortaya koyduğu askeri varlığın kazanımlarının hedef alınabileceğini savunan Gökçe, “Türkiye, Halep’in terör örgütlerinin eline geçmesini istemeyecektir. SMO’dan daha önce ayrılan üç grup var, onlar bu olaylarda yer almıyor. Türkiye bölgeyi özellikle Tel Rıfat odaklı olarak izlemeye devam ediyor” dedi. Gökçe, Rusya’daki haberlerle ilgili ise, “Rusya’da HTŞ’nin bu saldırıları Türkiye desteği ile yaptığına dair algı var, bunun düzeltilmesi gerekir” dedi. Suriye için hareketliliğin daha çok başkent Şam’a doğu olduğunu belirten Gökçe, “Türkiye’ye göçe dair bir emare yok” dedi.
Uluslararası İlişkiler uzmanı Prof. Dr. Serhat Erkmen de, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, “HTŞ’nin asıl ilerlemesi güneye doğru. Hama’ya doğru tüm kritik bölgeleri alıyor. Rejimin askeri gücünün çöküşü herkesi harekete geçirdi. HTŞ kontrol alanını ikiye katladı. PYD, Şam’ın boşalttığı yeri dolduruyor. SMO bölgesini genişletmeye başladı. Sonunda ya HTŞ-YPG kavgası göreceğiz ya da Şam’ın kontrol alanını paylaşacaklar” dedi. (HANDE ATILGAN/ANKARA)