30.03.2025 - 07:34 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD ordusunun önceliklerini Çin'in Tayvan'ı ele geçirmesini önlemek ve iç güvenliği güçlendirmek yönünde yeniden şekillendirdi. Bu değişiklik, Avrupa ve diğer bölgelerdeki risklerin göze alınmasını içeriyor. 'Gizli/Yabancı Uyruklular İçin Yasak' ibaresi taşıyan bu gizli yönlendirme notu, Mart ortasında Savunma Bakanlığı genelinde dağıtıldı ve Hegseth tarafından imzalandı.
GRÖNLAND VE PANAMA DA VAR
Belge, ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin ile olası bir savaşa hazırlık ve ABD'yi "yakın çevresinden" gelen tehditlere karşı savunma vizyonunu detaylandırıyor. Bu bölgeler arasında Grönland ve Panama Kanalı da yer alıyor. Ayrıca, yasa dışı göç ve uyuşturucu kaçakçılığına karşı ordunun daha doğrudan bir rol üstlenmesini öngörüyor.
Trump'ın ilk başkanlık döneminde ve Biden yönetiminde Çin, ABD için en büyük tehdit olarak değerlendirilmişti. Ancak Hegseth'in direktifi, Tayvan'a olası bir Çin saldırısını en öncelikli senaryo olarak belirliyor ve ABD askeri stratejisini büyük ölçüde Hint-Pasifik bölgesine kaydırıyor.
ABD'NİN AVRUPA VE ORTA DOĞU'DAKİ ROLÜ AZALIYOR
Pentagon, mevcut personel ve kaynak kısıtlamaları nedeniyle "diğer bölgelerde risk üstlenmeyi" kabul ediyor ve Avrupa, Orta Doğu ve Doğu Asya’daki müttefikleri, Rusya, Kuzey Kore ve İran’dan gelen tehditlere karşı daha fazla harcama yapmaya zorlamayı planlıyor. elgede ayrıca terörle mücadelede önceliklerin değişeceği belirtiliyor. ABD’ye doğrudan saldırı yapabilecek örgütlerle mücadeleye odaklanılacak, ancak Orta Doğu ve Afrika’daki bölgesel istikrarsızlık yaratan ancak küresel saldırı hedefi olmayan militan gruplara yönelik operasyonların önemi azalacak.
Hegseth, belgede "Çin, Savunma Bakanlığı’nın tek tehdit önceliğidir ve Tayvan’ın Çin tarafından oldubittiyle ele geçirilmesini önlemek, aynı zamanda ABD anavatanını savunmak Bakanlığın temel senaryosudur" ifadelerini kullanıyor.
SAVAŞ PLANLARI ÇİN'E ODAKLANIYOR
Bu doğrultuda Pentagon, büyük ölçekli savaş planlarını yalnızca Çin' odaklanarak yapacak ve Rusya tehdidini büyük ölçüde Avrupa’daki müttefiklerin üzerine bırakacak. Biden yönetiminin 2022 Ulusal Savunma Stratejisi, NATO’yu ve müttefikleri Rusya’nın saldırganlığını durdurmada “ABD’nin en büyük küresel stratejik avantajı” olarak tanımlamışken, Hegseth’in direktifi, NATO’nun “çok daha büyük bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini” belirtiyor.
HERITAGE VAKFI'NIN ETKİLERİ
Hegseth’in dokuz sayfalık yönlendirme belgesinin birçok bölümü, Heritage Vakfı’nın 2024’te yayımladığı daha uzun bir raporla büyük benzerlik taşıyor. Washington Post’un analizine göre bazı bölümler neredeyse birebir aynı. Vakfın raporu, Pentagon’un üç ana önceliğe odaklanmasını öneriyor: Tayvan’ın işgalinin önlenmesi, iç güvenliğin güçlendirilmesi ve müttefiklerin savunma harcamalarını artırması.Hegseth’in belgesi de bu önerileri yansıtıyor. Kongredeki güvenlik komitelerine sunulan belge, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar tarafından kafa karıştırıcı olarak tanımlandı. Bir Kongre yetkilisi, belgenin “ABD’nin küresel askeri gücünü artırma isteğiyle dünyanın birçok bölgesinden geri çekilme planlarının çeliştiğini” söyledi.
PROJE (PROJECT) 2025 NEDİR?
Proje 2025, 2023 yılında Amerikan muhafazakar düşünce kuruluşu Heritage Foundation tarafından yayımlanan bir siyasi girişimdir. Bu projenin amacı, Donald Trump'ın 2025'te başkanlık görevine başlamasının ardından ABD federal hükümetini yeniden yapılandırmak ve yürütme gücünü pekiştirmek amacıyla muhafazakar ve sağcı politikaları teşvik etmektir. Trump, Proje 2025'in politikalarını hayata geçireceğini defalarca reddetmiştir.
Proje, 1981'den bu yana yayımlanan Liderlik Görevi dizisinin dokuzuncu bölümünü oluşturuyor. Proje, yürütme organının ABD başkanının tamamen kontrolünde olduğu varsayımına dayalı olarak, üniter yürütme teorisinin tartışmalı bir yorumu üzerinde duruyor. Proje, on binlerce federal kamu görevlisinin, başkana sadık kişilerle değiştirilmesini içeren siyasi atamaların yapılmasını öneriyor. Savunucuları, bunun, hükümet bürokrasisini geniş, hesap vermeyen ve çoğunlukla liberal olarak gördükleri yapıları ortadan kaldıracağını savunuyor. Aynı zamanda hükümete ve topluma muhafazakar Hristiyan değerlerini aşılamayı hedefliyor. Eleştirmenler ise Proje 2025'i, ABD'yi otokrasiye doğru sürüklemeyi amaçlayan, otoriter ve Hristiyan milliyetçisi bir plan olarak değerlendiriyorlar.
TAYVAN POLİTİKASI
Pentagon'un yeni stratejisi, Tayvan'ın savunulmasına yönelik "reddetme savunması" (denial defense) konseptini benimsiyor. Bu kapsamda Tayvan çevresinde daha fazla denizaltı, bombardıman uçağı, insansız gemi ve özel birlik konuşlandırılması planlanıyor. ABD ayrıca Tayvan’ı, savunma harcamalarını "önemli ölçüde artırması" için baskı altına almayı amaçlıyor.
Trump ve müttefikleri, Tayvan’ın savunma harcamalarının yetersiz olduğunu savunarak, askeri harcamalarını GSYİH’nin yüzde 10'una çıkarmasını istiyor. Bu oran, ABD ve müttefiklerinin savunma harcamalarının oldukça üzerinde.
Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te, geçen hafta ABD'ye güvence vermek amacıyla savunma bütçesinin GSYİH’nin %3’ünün üzerine çıkarılacağını açıkladı. Ancak bu açıklamanın ardından Çin, Tayvan yakınlarına savaş gemileri ve savaş uçakları göndererek “ateşle oynayanların yanacağı” uyarısında bulundu.
ABD'NİN GRÖNLAND VE PANAMA İLGİSİ
Hegseth’in bakanlığı yönlendirdiği belge, ABD’nin Grönland ve Panama Kanalı’nı koruma konusundaki kararlılığını vurguluyor. Trump, geçtiğimiz günlerde "Grönland’a sahip olmamız gerekiyor" açıklamasıyla Danimarka’yla gerilimi artırdı. Belge, ayrıca ABD ordusunun sınır güvenliği, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele ve sınır dışı işlemlerinde daha aktif bir rol almasını öngörüyor. Bu görevler normalde İç Güvenlik Bakanlığı’nın sorumluluğunda olsa da, yeni strateji ordunun bu alanlara dahil olmasını öngörüyor.
Trump yönetimi, ayrıca ABD’nin Avrupa’daki askeri varlığını azaltarak NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı kendi savunmalarını üstlenmelerini bekliyor. Hegseth'in belgesinde "ABD’nin bir başka bölgede birincil bir çatışmaya katılması gerekirse, Avrupa NATO’nun kendi savunmasını üstlenebilmesi gerekecek” ifadeleri yer alıyor.
Yeni Pentagon stratejisi, Trump yönetiminin dış politikada Heritage Vakfı’nın fikirlerinden büyük ölçüde etkilendiğini gösteriyor.