26.05.2025 - 07:36 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD merkezli Axios'un analizine göre 7 Ekim saldırılarının ardından Netanyahu'nun Hamas'a karşı savaş başlatması için benzeri görülmemiş bir uluslararası meşruiyeti vardı. Ancak savaş uzadıkça "desteğin kademeli olarak azalması şimdi diplomatik bir tsunamiyi beraberinde getirdi."
Netanyahu, Mart ayında ateşkesi sona erdirdikten ve Gazze'ye gıda, su ve ilaç sevkiyatlarını tamamen engelledikten sonra, son iki ayda ABD dışındaki Batı’daki son müttefiklerinin çoğunu kaybetti.
Mayıs ayı başında rehinelerin serbest bırakılması ve savaşın sonlandırılmasına yönelik bir anlaşmayı kabul etmek yerine, Gazze'yi yeniden işgal etmeye ve yerle bir etmeye yönelik bir operasyon başlatmasıyla baskı ciddi biçimde arttı.
Eski Başkan Trump ve başdanışmanları, Netanyahu’ya savaşın sona erdirilmesi ve yardımların girişine izin verilmesi yönünde sinyaller verdi. Ancak Trump bu endişelerini büyük ölçüde özel olarak dile getirdi. Diğer bazı liderler ise açıkça konuştu.
HANGİ ÜLKE, NE SÖYLÜYOR?
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kanada Başbakanı Mark Carney ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, 19 Mayıs'ta yayınladıkları ortak bildiride şöyle dedi:
Netanyahu hükümeti bu feci eylemlerini sürdürürken biz seyirci kalmayacağız. İsrail, yeniden başlattığı askeri saldırıyı durdurmaz ve insani yardımlara yönelik kısıtlamaları kaldırmazsa, buna karşı somut adımlar atacağız.
Netanyahu, bu açıklamalara öfkeyle yanıt verdi ve üç lideri Hamas'ın çıkarlarına hizmet etmekle suçladı. Bir video mesajında şunları söyledi: "Başkan Macron, Başbakan Carney ve Başbakan Starmer’a şunu söylüyorum: Siz adaletin yanlış tarafındasınız."
'ARTIK SADECE SÖZDE DEĞİL'
Son durum: İsrail'in yalnızlaşması artık sadece sözde kalmıyor. Ülke ülke yeni adımlar.
Netanyahu ve hükümeti, gelen eleştirileri antisemitizm olarak nitelendiriyor ve Avrupalı liderleri, ülkelerindeki Müslüman azınlıkların baskılarına boyun eğmekle suçluyor.
Mart ayında yapılan bir dizi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Netanyahu'yu insani yardımı durdurmanın Hamas’ı zayıflatmayacağı, aksine İsrail’in müttefiklerini uzaklaştıracağı konusunda uyardı.
Bir üst düzey İsrailli yetkiliye göre, Saar "İsrail sonunda bu baskılara dayanamayacak ve yardımı yeniden başlatmak zorunda kalacak. Tam olarak bu oldu. Büyük bir hataydı ve esasen iç siyasetteki çıkarlar uğruna yapıldı" dedi.
DİKKATLE 'İZLENMESİ GEREKEN'
Axios, analizine "Dikkatle izlenmezi gereken şey" notuyla şunları ekledi:
Trump, Gazze'deki 2 milyon Filistinliyi sürgüne gönderip yerine bir 'riviera' inşa etme planından geri adım atmış gibi görünse de, Netanyahu geçen hafta bu plan hayata geçirilmeden savaşın bitmeyeceğini ilk kez açıkça söyledi.
Netanyahu hükümeti bunu 'gönüllü göç' olarak adlandırılan ve tüm nüfusun önce Gazze içinde bir "insani bölgeye", ardından ideal olarak yurt dışına gönderilmesi anlamına gelen, kitlesel nüfus yerinden edilmesi için bir onay olarak görüyor.
İsrail bu planı uygularsa, ki bu neredeyse tüm Gazze'nin yerle bir edilmesini içeriyor, uluslararası alandaki yalnızlığı daha da derinleşecek.