06.07.2025 - 15:19 | Son Güncellenme:
CNN International
Perşembe günü saat Doğu saat dilimiyle 15.55'te, Dünya, yörüngesinde Güneş'e en uzak konum olan afelion noktasına ulaştı. Bu, gezegenimizin Güneş'e en yakın olduğu zamana göre yaklaşık 5 milyon kilometre daha uzak olması demek.
Bu durum her yıl Temmuz ayı başlarında yaşanıyor. Ancak kulağa biraz garip geliyor olabilir. Eğer Güneş'ten bu kadar uzaktaysak, neden bu kadar sıcak?
İnsanlar genellikle yakınlığı sıcaklıkla ilişkilendirir, bu yüzden mevsimlerin Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığının değişmesinden kaynaklandığını varsaymak mantıklı gibi gelir. Oysa bu, gerçeği yansıtmıyor.
En uzun gün 21 Haziran, en uzun gece 21 Aralık'ta yaşanıyor. NASA'nın hazırladığı bir illüstrasyonda, Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığı ve Kuzey Yarımküre'nin eğimi, yazın (haziran, sol) ve kışın (aralık, sağ) nasıl değiştiği gösteriliyor.
ASIL NEDEN EĞİK EKSEN
Mevsimsel sıcaklık değişimlerinin asıl nedeni Dünya'nın eğik ekseni.
Gezegenimiz yaklaşık 23.5 derecelik bir açıyla dönüyor. Bu da yılın zamanına göre dünyanın farklı bölgelerinin daha fazla (veya daha az) güneş ışığı almasına neden oluyor. Temmuz ayında, Kuzey Yarımküre Güneş'e doğru eğilmiş durumda olur. Bu da daha uzun günler, daha yüksek güneş açısı ve dolayısıyla daha doğrudan gelen güneş ışığı anlamına gelir, yani yaz havasının nedeni budur.
Buna karşılık, Dünya'nın yörüngesinin şekli yalnızca küçük bir rol oynar. Yörünge hafifçe elips şeklinde olsa da, Güneş’e en yakın ve en uzak noktalar arasındaki fark oldukça küçüktür.
ŞU AN MESAFE 5 MİLYON KM
Şu anda, Dünya Güneş'ten yaklaşık 5 milyon kilometre daha uzakta. Ocak başında Güneş’e en yakın konumu olan perihelion noktasına ulaştığında bu mesafe azalır. Ortalama 150 milyon kilometrelik uzaklıkla karşılaştırıldığında bu fark yalnızca yaklaşık %3,3’tür.
Güneş ışığı yayıldıkça zayıfladığı için, mesafedeki bu küçük değişiklik bile gezegene ulaşan güneş enerjisinde yaklaşık %7’lik bir düşüş yaratır. Ancak bu etki, Dünya’nın eğimiyle kıyaslandığında çok küçüktür.
NASA'nın bir diğer görselinde, üstteki ışık demeti büyük bir güneş açısını (daha dik gelen ışık), alttaki ise daha küçük bir açıyı (daha yatay gelen ışık) temsil ediyor. Kuzey Yarımküre’nin yazın yaşadığı durum da budur.
Dünya şu anda Güneş’ten daha az enerji alıyor olabilir, ama bu detay, gezegenin eğiminin etkisi yanında çok küçük kalır. Dünya’nın dönme eksenindeki hafif bir eğim, mevsimleri şekillendirmede milyonlarca kilometrelik mesafe farkından çok daha etkilidir.
Sonuç olarak, yazın yaz gibi hissettirmesinin nedeni Güneş’e ne kadar yakın olduğumuz değil, ona doğru nasıl eğildiğimizdir